DAVA Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....
Ne var ki, dava açıldığı tarihte fiilen anne yanında kalan çocuklar lehine nafaka takdiri için ayrı yaşamda haklılık sebebinin aranmasına gerek bulunmadığı ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, günün ekonomik koşulları, çocukların ihtiyaçları, eğitim masrafları ve hakkaniyet ilkesi (TMK md.4) birlikte değerlendirildiğinde dava tarihinden itibaren boşanma kararının kesinleştiği tarihe (22/09/2020) kadar devam edecek şekilde ortak çocuklar yararına nafaka takdiri gerekirken davacının hukuki yararı kalmadığından davasının reddi isabetsiz olup bu yanlışlığın giderilmesi de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün Dairemizce düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan sebeplerle, davacı kadının ortak çocuklar için nafaka takdiri gerektiğine yönelik istinaf talebinin kabulüne, Dairemizce HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereği yeniden esas hakkında hüküm tesisine, sair istinaf talebinin ise esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 27.08.2018 doğumlu ortak çocuk Ada ile babası arasında anlaşmalı boşanma davasında kurulan ve yeniden düzenlenmesi talep edilen mevcut kişisel ilişkinin 5 yaş öncesi ve sonrası ayrımına göre düzenlendiği, çocuğun 5 yaşını doldurduğu, boşanma davasında Mahkemece çocuk 5 yaşını doldurduktan sonra tarafların anlaşmaları üzerine kişisel ilişkinin yatılı olarak kurulduğu, davacının eldeki davada, klasik kurulan kişisel ilişkiden de, anlaşmalı boşanmada kurulan kişisel ilişkiden de farklı şekilde kişisel ilişki kurulmasını talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince kurulan kişisel ilişkinin şekli ve teslim saatleri nedeniyle, hafta sonları velâyet sahibi ebeveynin ve ortak çocuğun eve bağlı kalmasına neden olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının doğru olmadığı, tarafların anlaşmalı boşanma davasındaki anlaşmalarının, tek taraflı iradeyle değiştirilmesine yönelik, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi...
Davalı ilk açtığı boşanma davasından feragat etmiş, bu suretle evlilik birliğinin devamına ilişkin iradesini ortaya koymuştur. Feragat sebebiyle ret kararına dayanarak Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine göre boşanma hükmünü elde eden, başka bir ifade ile üç yıllık süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulmasından kaçınan koca fiili ayrılığa dayanan boşanmada kusurludur. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi koşulları davalı lehine gerçekleşmiştir. Öyleyse, davalı yararına uygun miktarda maddi tazminat taktir edilmelidir. Hüküm maddi tazminat yönünden bozulmalıdır. Bu sebeple değerli çoğunluğun onama düşüncesine maddi tazminat yönünden katılmıyorum....
ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2022 NUMARASI : 2022/34 ESAS, 2022/113 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kocanın müvekkilini tehdit etmesi sebebiyle yürütülen ceza kovuşturmasında müvekkilinin şikayetinden vazgeçmesi sebebiyle davanın düştüğünü, müvekkilinin ortak konuta döndüğünü ancak davalı kocanın ortak konuta gelmediğini, taraflar arasında karı koca ilişkisinin tesis olunamadığını, kadının baba evine sığınmak zorunda kaldığını, çocukların müvekkiline gösterilmediğini ve kocanın başka bir kadınla birliktelik yaşadığını belirterek evlilik birliğinin temelinden...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma İLK DERECE MAHKEMESİ : Ortaköy (Aksaray) Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi SAYISI : 2020/300 E., 2022/244 K. Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince dava ve birleşen davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı- davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, zina sebebiyle boşanma talebi yönünden zina olgusunu ispatlayacak herhangi bir somut delil sunulmadığından zina sebebiyle açtığı boşanma davasının ispatlanamadığı, davalının, davacıya ve ortak çocuklara yönelik defaatle fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, davacı kadını toplum içinde sürekli küçümseyici sözler söylediği, alkol aldığı zaman davranışlarını kontrol edemediği fiziksel şiddet uyguladığı, davacıya yönelik "kim için süsleniyorsun" şeklinde söyleyerek psikolojik baskı uyguladığı, iş yerindeki erkeklerden kıskandığı ve çocuklara ilgi göstermediğinin anlaşıldığı, davalının tam kusurlu eylemleriyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davacının kusursuz olduğu, boşanma yüzünden beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları zarar gören kadın lehine tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, zarar...
reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tarafların boşanma davalarının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, yapılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince başvuruların kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle tarafların karşılıklı boşanma davasının reddine tarafların sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliği, ortak çocukların yaşları ve ihtiyaçları, tarafların boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ile maddî tazminat ve manevî tazminat ile ortak çocuklar yararına takdir olunan iştirak nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadın vekilinin, tazminatların ve nafakaların miktarlarına yönelik istinaf itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün bu yönlerden kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; kadın yararına aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminat ile ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 750,00 TL iştirak nafakasına,...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davacı erkeğin zina (TMK.m.161) hukuksal sebebine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmiş ise de toplanan delillerden, davalı kadının ortak konuttan ayrılarak bir süre bir başka erkekle birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece de kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı sabit kabul edilmiştir. Kadının, bir başka erkekle birlikte yaşaması zinanın varlığına delalet eder. Bu durumda kadının zinası ispatlanmış olup Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesi koşulları oluşmuştur. Gerçekleşen bu durum karşısında tarafların zina hukuki (TMK m. 161) sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davacının zina (TMK m. 161) hukuksal sebebine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....