DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 17.10.2007 tarihinde evlendiklerini ortak 2 çocuklarının bulunduğunu, davalının söz, tutum ve davranışları nedeniyle evlilik biriğini sürdürme imkanının kalmadığını, davacı tarafından Adıyaman Aile Mahkemesinin 2014/370 Esas, 2015/509 Karar sayılı dosyası ile açılan boşanma davasının reddedildiğini ve 26.04.2017 tarihinde kesinleştiğini, daha sonra tarafların bir araya gelmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve ortak hayatın tekrar kurulamaması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Aile Mahkemesi'nin 2022/126 Esas numaralı dosyasına kayden dava açtıklarını, nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ve ortak çocuk Metehan'ın velâyetinin de anneye verilmesini talep ettiklerini belirterek; tazminatlar ile nafakaların miktarı ve ortak çocuk Metehan'ın velâyeti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir. 2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; boşanmanın kesinleşmediğini, tarafların Ankara Batı 2. Aile Mahkemesi'nin 2022/126 Esas numaralı dosyasına kayden karşılıklı boşanma davası açtıklarını ve davaların birlikte incelenmesi gerektiğini belirterek; davaların birleştirilmesini ve tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, Ankara Batı 2. Aile Mahkemesi'nin 2022/126 Esas numaralı boşanma davası ile işbu yargılamaya konu boşanma davasının birlikte incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır. 2....
DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı- karşı davalı vekili tarafından sunulan 25/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Tarafların 1986 tarihinde aile baskısı ve tehdidi sonucu evlendiklerini, müvekkilinin 2017 yılında boşanma davası açtığını ancak boşanma davasının reddedildiğini red kararından sonra tarafların kesinlikle bir araya gelmediğini davacının red ile sonuçlanan boşanma davasının açıldığı tarih ve sonrasında Samsun ilinde ikamet ettiğini red ile sonuçlanan boşanma davasından itibaren 3 yıl geçmiş olmasına rağmen ortak hayatın yeniden kurulmadığını açıklanan nedenlerle tarafların boşanmalarına yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda evin geçimi ile çocukların hastalıkları ile ilgilenmeyen erkek eşin tam kusurlu olduğu boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına...
Aile Mahkemesinin 2014/207 esas, 2014/709 karar sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını ve davanın reddine karar verildiğini, bu kararın 26/04/2018 tarihinde kesinleştiğini, tarafların geçen bu 3 yılda ortak hayatın yeniden kurmalarının mümkün olmadığını belirterek, ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. Mahkemece; "Yapılan yargılama sonunda tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları değerlendirildiğinde; tarafların 16/09/1999 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden 2 müşterek çocuklarının olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından açılan dava, TMK 166/4 maddesi kapsamında ortak hayatın yeniden kurulamaması (fiili ayrılık) nedenine dayalı boşanma davası olup, İstanbul 5....
Ortak çocuk Z. tanık olarak dinlenmiş ve en son olayda annesini başka erkek ile konuşurken yakaladığını ve annesinin bu konuşmayı babasına söyleyeceğini anlayınca evi terk ettiğini belirtmiştir. Ortak çocuk K. de en son olayda ablasının annesini başka erkekle konuşurken yakaladığını, ablasının "bak seni affettik eve getirdik, hata yapma" dediğini ve annesinin de "sen karışma" diyerek evi terk ettiğini beyan etmiştir. 2.Ortak çocuk Z.'nin en son olayda annesinin başka erkekle yaptığını söylediği konuşmanın içeriğinin somutlaştırılması durumunda kusur durumunun ve buna bağlı olarak birleşen boşanma davasında verilen kararın değişme ihtimali bulunacaktır. Hâkim davayla ilgili yeterli bilgiyi toplamak zorundadır. O halde, tanık Z. ve K.'...
, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren ise nafakanın iştirak nafakası olarak devamına; birleşen dava tarihinden Dairenin karar tarihine kadar davacı kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, nafakanın Dairenin karar tarihinden sonra aylık 1000,00 TL'ye artırılmasına, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren ise nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına; takdir edilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının, kararın kesinleşmesinden bir yıl sonra başlamak üzere, her yıl %15 oranında arttırılmasına karar verilmiş; uzman raporunda ortak çocuğun velâyet konusunda tercih yapmak istemediği, uzman raporunda anne yanında kalmasının, ortak çocuğun yararına olacağının rapor edildiği, ortak çocuğun anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir delil de bulunmadığı anlaşılmakla velâyet hususunda verilen kararın isabetli olduğu, ortak çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişkinin de uygun bulunduğu, kadının çalışmadığı ve boşanma...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzurum 1. Aile Mahkemesi SAYISI : 2019/540 E., 2021/390 K. Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının reddine kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kadının istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir....
Bu durumda, mahkemece davalı-davacı kocanın reddedilen boşanma davası yönünden davacı-davalı kadın yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca hükmün vekalet ücretine yönelik bölümünün düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisi gerektiği anlaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle; davacı-davalı kadının vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulüne HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca hükmün vekalet ücretine yönelik bölümünün düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davacı-davalı kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında henüz boşanma hükmü kesinleşmeden erkeğin ölümü nedeniyle evliliğin ölüm ile sona erip ermediği noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 3. Değerlendirme Karşılıklı açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sırasında henüz boşanma hükmü kesinleşmeden temyiz aşamasında iken davalı-davacı erkeğin 02.08.2023 tarihinde vefat etmesi nedeniyle evlilik ölümle son bulmuş, böylelikle tarafların boşanma davaları konusuz kalmıştır....