CEVAP 1.Davalı kadın süresinde verdiği cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacının ev geçiminde sorumluluk almak istemeyen biri olduğunu, özel eğitim alan müşterek bir kız çocuklarının bulunduğunu, babasıyla birlikte aynı ortamda büyümesini istediğini, davacının bir evvelki boşanma davasının kesinleşmesinden sonra ortak hayatın kurulamadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının boşanma isteme hakkının bulunmadığını, evlilikte kusurunun daha ağır olduğunu, ortak çocuğa karşı maddi ve manevi sorumluluklarını yerine getirmediğini, ihmal ettiği, alkol alışkanlığı olduğunu, kötü arkadaş çevresi nedeniyle gece hayatının olduğu polis memuru olmasına rağmen para idaresinde başarısız olduğu sürekli krediler çektiği müsrif yaşam tarzı nedeniyle bu kredileri ödeyemediğinden çektiği başka kredilerle ödemeye çalıştığını, ret kararının kesinleştiği tarihten sonra ortak hayatın kurulamadığı iddia edilse de bu durumun gerçek dışı olduğunu, bu tarihten önce de sonra da ortak hayatın kurulduğunu...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kesinleşen boşanma davasının reddi kararından sonra 3 yıl geçmesine rağmen davacı ile davalının bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulamadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulünün gerektiği, davalı kadının boşanma davasından feragat tarihi olan 10.01.2014 tarihinden önceki olaylara ilişkin olarak boşanma dava dosyasına yansıyan kusurlu davranışları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü ile bu tarihten sonraki dönemde davacı erkeğe atfedilecek herhangi bir kusurun varlığının maddî vakıalar ile kanıtlanamadığı, davacı erkeğin de davalı kadına herhangi bir kusur izafe etmediği gibi dosya kapsamında davalının kusurunun kanıtlanmadığı, boşanma kararının kesinleştiği tarihten başlayarak 3 yıl içerisinde tarafların bir araya gelmemeleri sebebi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması noktasında tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulünün gerektiği...
Cevap ve Karşı Dava Dilekçesi: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Karşı tarafın açtığı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile karşı davalarının kabulünü talep ettiklerini, karşı tarafça müvekkili aleyhine boşanma davası açıldığını, davanın reddedildiğini, kararın 01/06/2010 tarihinde kesinleştiğini, davacının pişman olduğunu söyleyerek müvekkilinden özür dilediğini, tarafların barıştıklarını ancak karşı tarafın birlik gereğince sorumluluklarını yerine getirmemeye devam ettiğini, karşı tarafça Aksaray 2 .Aile Mahkemesi'nin 2013/488 esas sayılı dosyası ile dava açtığını, dilekçesinde de üç yıllık süre zarfında ortak hayatın kurulamaması iddiasıyla boşanma davası açtığını, ortak hayatın kurulamaması iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının davayı açmasının tek nedeninin karşı tarafın yurt dışında başka bir kadınla evlenmesi olduğunu, davanın red edilmesine sinirlenen karşı tarafın müvekkili ve kızıyla bağlarını koparmaya başladığını, karşı tarafın yurt...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin çalışmadığını, herhangi bir birikiminin olmadığını, boşanma kararı ile maddi olarak ortada kaldığını, davacının zina ettiğini, başka bir kadından çocuk yaptığını, bu sebeple makul olarak talep ettikleri 50.000,00'er TL maddi ve manevi tazminat ile 1.000,00 TL nafakanın tamamına hükmolunması gerekirken az miktarda verilmesi nedeniyle mahkeme kararının tazminatlar ve nafaka yönünden kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava; TMK'nun 166/son maddesine dayalı ortak hayatın yeniden kurulmaması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Davacı erkek istinaf itirazında bulunmamış, davalı kadın boşanma, kusur belirlemesi, boşanma hükmüne bağlı olan yargılama gideri ve vekalet ücretini istinaf kapsamı dışında bıraktığından, hüküm anılan yönlerden usulen kesinleşmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kusura ilişkin gerekçesi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı tarafından açılan boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren geçen üç yılı aşkın sürenin geçmiş olması ve ortak hayatın yeniden kurulamamış olması sebebiyle (TMK.m.166/son) tarafların boşanmalarına karar verilmiş olup, boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta davalıya atfı kabil bir kusurun bulunmadığına, davalının manevi tazminat isteğinin, kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir olayın bulunmaması sebebiyle, yoksulluk nafakası talebinin de "sürekli ve düzenli gelirinin bulunması" sebebiyle...
GEREKÇE: Dava; ortak hayatın kurulamaması sebebiyle boşanma istemine ilişkindir. Davacı erkek istinaf itirazında bulunmamış, davalı kadın da boşanma hükmü, velayet ve kişisel ilişkiyi istinaf kapsamı dışında bıraktığından, hüküm bu yönlerden yasal istinaf süresinin sona ermesiyle usulen kesinleşmiştir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Kusur belirlemesi, davalı kadının reddedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Mahkemece," İzmir 5....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davacı mirasçıları vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; bozulan karar üzerine, yeniden yargılama yapılarak kusur tespitine gidildiğini ve hatalı olarak davanın kusurlu olmadığı tespitinin yapıldığını, davacının ölümü üzerine davaya mirasçılarının devam ettiğini, yerel mahkemenin bu sebeple kusur tespiti yoluna giderek tek celsede davalının kusurlu olmadığı sonucuna vardığını, davacının açmış olduğu boşanma davasında davalı tarafın boşanmayı istemediğini, hal böyle olunca boşanmak dahi istemeyen davacı müteveffanın bu evliliği yaşadığı hakaretler, terk edilmeler, evden kovulmalar sonucu ortak hayatın yıllardır kurulamaması sebebiyle bitirmek istediğini, açıklanan tüm bu sebeplerle yerel mahkemenin davalının kusurlu olmadığına dayanarak karar vermesinin taraflarınca anlaşılmadığını, davacı müteveffanın ilk eşinden olan çocuklarının davalının onlarla aynı soyadını taşımasından ve yıllardır babalarını...
Eylemli ayrılık sebebiyle boşanma davasında boşanma kararı verilebilmesi için eşlerin kusur durumlarının ayrıca araştırılması gerekmemekle birlikte kusur durumunun tespiti nafaka ve tazminatlar açısından önemli olup istinaf incelemesine konu dava 09.12.2017 tarihinde açılmakla, davanın açıldığı tarih itibariyle TMK'nun 166/son maddesinde belirtilen 3 yıllık sürenin dolduğu ve kesinleşme tarihinden itibaren ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmakla mahkemenin boşanma davasının kabulüne ilişkin kararı usul ve yayasa uygundur. Buna göre davacının kusura yönelik, davalının boşanmaya yönelik istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiştir....
Türk Medeni Kanununun 170. maddesinin son fıkrası uyarınca ayrılık kararı verilebilmesi için boşanma sebeplerinin ispatlanmış olması, ancak "Ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması" gerekmektedir. Somut olayda, boşanma sebepleri gerçekleşmekle birlikte, tarafların yeniden bir araya gelme ihtimali toplanan delillerle kanıtlanamamıştır. O halde, kadın tarafından açılan davanın kabulü ile boşanma kararı verilmesi gerekirken, Türk Medeni Kanunu'nun 171. maddesi uyarınca ayrılık kararı verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Boşanma ve ayrılık davası açılınca alınabilecek tedbirler Türk Medeni Kanununun 169. maddesinde gösterilmiştir....
BOŞANMAORTAK HAYATIN YENİDEN KURULAMAMASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 166 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayalı eylemli ayrılık nedeni ile boşanma davalarında, boşanma nedenlerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa, eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilmesi gerekir. Toplanan delillerden koca tarafından açılan ilk davanın reddedildiği, kararın 11.05.2004 tarihinde kesinleştiği, kesinleşmeden itibaren üç yıllık sürenin geçtiği ve bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır....