Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kaba ve gurur kırıcı şekilde davrandığını, müvekkilinin çocukları için katlandığını, ancak son yaşanan zina olayının hayatını kararttığını, müvekkilinin yakalayamadığı muhtelif, sayısız zina olaylarını da araştırdığını, evliliklerinin davacı-karşı davalının pek kötü ve onur kırıcı davranışları, zinası nedeniyle temelinden sarsıldığını, davacı-karşı davalının çok eşli hayata özlem duyduğunu belirterek karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalının açtığı davasının ve maddi taleplerinin reddine, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk için aylık 200,00'er TL tedbir-iştirak nafakası ile müvekkili için 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, davacı-davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

ve duyuma dayalı beyanlar olduğu, tarafların birbirlerinin kusurlarını ispat edemedikleri, asıl ve karşı boşanma davalarının reddinin doğru ve yerinde olduğu, kadın ve çocuk için tedbir nafakası verilmesi ve miktarının doğru olduğu, tedbiren kişisel ilişki verilmesi ve süresinin de yerinde olduğu anlaşılmakla, tarafların tüm istinaf taleplerinin esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

davalarının 161 ve 162 yerine 166 ncı maddesinin birinci fıkrasından kabul edilmesi, 161'den davasının reddi, 162'den hüküm kurulmaması, kusur belirlemesi, mahkemece yararına hükmolunan tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, mahkemece hükmolunan nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairenin 12.03.2019 tarihli kararı ile; erkeğin temyiz itirazlarının yersiz olduğu, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı bir boşanma davası olmadığı halde, davacı-karşı davalı kadının davasının 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmesinin, davacı-karşı davalı kadının 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesinde düzenlenen pek kötü ve onur kırıcı davranış hukuki sebebine dayalı boşanma talebi yönünden bir karar verilmemesinin ve erkeğin zina eyleminin sabit olduğu halde kadının zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesinin...

    Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu anlaşıldığından davacı kadın için aylık 400TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş olup davacı-davalı kadın vekilinin istinaf talebinin kabulüne, davalı-davacı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

    Davalı-karşı davacı-birleşen davalı vekili istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, karşı davanın ve ferilerinin reddi, birleşen davanın kabulü, davacı-karşı davalı-birleşen davacı yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat ve miktarı, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Asıl dava; pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK 162) hukuksal sebebine, karşı ve birleşen dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine ( TMK 166/1- 2 ) dayalı boşanma ve ferilerine yöneliktir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/995 KARAR NO : 2021/196 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BOZKIR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/06/2020 NUMARASI : 2019/31 ESAS 2020/207 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma Ve Mal Paylaşımı (Hayata Kast, Pek Kötü Ve Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Ve Mal Paylaşımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

    Reyhan Dervişoğlunun beyanından davacının davalıya boynunu sıkmak suretiyle şiddet uyguladığı, tehdit ettiği, evlilik birliğinin TMK 166/1 maddesi gereği temelinden sarsıldığı, tarafların bundan sonra tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olmadığı ve taraflar arasında yaşanan olaylardan sonra tarafları birlikte yaşamaya zorlamanın anlamsız olacağı ve meydana gelen olaylarda davacı-karşı davalının ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, tarafların boşanmalarına, davalı/karşı davacı tarafın TMK'nun 161/1 ve 162.maddeleri uyarınca zina ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma taleplerinin ise ispat edilememesi nedeniyle ayrı ayrı reddine, müşterek çocuklar Ahmet Poyraz Atiş ile Zeynep Şimal Atiş'in davalı anne ile birlikte yaşıyor olmaları ve davalı annenin bakım ve ve gözetimine ihtiyaç duymaları nedeniyle velayetlerinin davalı/karşı davacı anneye verilmesine, tarafların sosyo-ekonomik durumları dikkate alınarak müşterek...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Doktrinde ve yerleşik Yargıtay kararlarına göre pek kötü davranış eylemine örnek olarak; zulüm, işkence, ağır eziyet, acımasızca dövmek, aşırı cinsel ilişkide bulunmak veya anormal cinsel ilişkiye girmek gibi durumlar belirtilmektedir (Boşanma Tazminat Nafaka Hukuku, Ömer Uğur GENÇCAN, Yetkin Yayınevi, Ankara-2015, S.180. Bunun yanında bu davranışların zulüm ve işkence boyutunda olması gerekmektedir (Aile Mahkemesi Davaları, Ömer Uğur Gençcan, Yetkin Yayınevi, Ankara-2016, S.166). Bu açıklamalar karşısında davalının davacıya yönelik olarak gerçekleştirdiği tutum ve davranışların zulüm ve işkence boyutunda; dolayısıyla pek kötü davranış olarak nitelendirilmez. Bu durumda davacının TMK.nun 162.maddesi uyarınca pek kötü davranış sebebine dayalı boşanma istemi reddedilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere davalının sabit olan davranışları sebebiyle kendisini tam kusurlu, davacıyı ise kusursuz kabul etmek gerekmiştir....

    başladı.." diyerek müvekkilini tehdit etmeyi sürdürdüğünü, "yüzüne kezzap atacağım" dediğini, müvekkilini ve çocuklarını ortada evsiz bırakacağı tehdidinde bulunduğunu, evin tüm otomatik ödemelerini iptal ettirdiğini iki mesaj ile müvekkiline bildirdiğini, davalının müvekkiline önce uzun süre psikolojik şiddet, iki gün önce ise fiziksel şiddet uyguladıktan sonra şimdi de parasız bırakacağı tehdidiyle ekonomik şiddet uygulamaya başladığını belirterek tarafların pek fena muamele ve onur kırıcı davranış özel boşanma sebebi ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması genel boşanma sebebi ile boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.000 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.500 TL tedbir-iştirak nafakasına, nafakaların her yıl TEFE-TÜFE oranında artırılmasına, 500.000 TL maddi, 500.000 TL manevi tazminat ile müvekkilinin çocukları ile birlikte halen ikamet etmekte olduğu ortak konutun tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep ve dava etmiştir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 2003 yılında evlendiklerini müşterek üç çocuklarının olduğunu davalının hayata kast pek kötü ve onur kırıcı davranışları sonucunda müvekkilinin yıllardır yıprandığını evlilik birliği’nin çekilmez hal aldığını müvekkilinin halen kadın sığınma evinde kaldığını, müvekkilinin davalının isteği üzerine çalışmadığını yine davalının isteği üzerine kayınvalidesinin kendileriyle kalmasını Kabul ettiğini müvekkilinin daha evliliğin ilk haftasından davalının şiddetine maruz kaldığını alyansını bulamadığını söyleyen müvekkilini davalının dövmekle tehtid ettiğini, nitekim aynı günün akşamında müvekkilinin yüzüğü bulamaması nedeniyle davalının müvekkilini dövdüğünü 16 yıl boyunca Fiziksel şiddetin hiç eksik olmadığını, müvekkilinin ailesinin ekonomik durumunun kötü olduğu bilinmesine rağmen alınmayan eşyalardan ötürü davalı ve annesinin sürekli olarak bu durumu gündeme getirdiklerini...

    UYAP Entegrasyonu