Buna göre akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunduğu öne sürülen kişinin kısıtlanabilmesi için resmi sağlık kurulu raporunda kişinin akıl hastalıkları tanımlanarak kısıtlanması gerektiğinin belirlenmiş olması gereklidir. Yine TMK'nun 405.maddesi uyarınca kısıtlamaya karar verilebilmesi için alınacak sağlık kurulu raporu; a.- Kısıtlanması istenen kişide Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesinde belirtilen akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı, b.- Akıl hastalığı veya zayıflığı var ise bu durumunun onun kendi işlerini görmesine veya korunmasına ve bakımına engel olacak derecede bulunup bulunmadığı, c.-Buna göre kişinin kısıtlanmasına (vesayet altına alınmasına) gereklilik bulunup bulunmadığı, d.-Kısıtlanmanın anlam ve sonuçlarını kavrayabilecek yeterlilikte bulunup bulunmadığı, buna göre mahkemece bizzat dinlenmesine gerek olup olmadığı, hususlarında ayrıntılı cevaplar içermelidir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Akıl hastalığı nedeniyle ceza ehliyeti bulunmadığı kabul edilen sanığın, yüklenen suçu işlediğine ilişkin kanıtlar gösterilip tartışılarak eylemi gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin saptanması, eylem gerçekleştirilmemiş veya kanıtlanamıyor ya da suç oluşturmuyorsa beraatine, eylem kanıtlandığı ve suç oluşturduğu takdirde ise akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunması gerekirken, mevcut deliller tartışılıp değerlendirilmeden, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; a-5237 sayılı Kanun’un 32/1. maddesi kapsamında akıl hastalığı bulunan sanığa CMK’nın 150/2. maddesindeki amir hükme aykırı olarak müdafii atanmadan, yargılamaya devamla hüküm kurulması, b-Sanık hakkında TCK'nın 32/1. maddesi ile birlikte CMK'nın 223/3. maddesi uyarınca ''ceza verilmesine yer olmadığına" dair karar verilmesi gerekirken, CMK.nun 223/3. maddesinden bahsedilmeyerek,...
Türk Medeni Kanunu'nun 405/1. maddesinde, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı; 409/2. maddesinde ise akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verileceği, hakimin, karar vermeden önce kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebileceği hükme bağlanmış olup, alınan sağlık kurulu raporunda, adı geçenin günlük işlerini yerine getiremeyeceği, yardıma muhtaç olduğu ve diğer rahatsızlıklarının yanında hafif düzeyde demans olduğu ve dinlenmesinde yarar bulunmadığı ve vasi atanması gerektiği açıklanmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 282. maddesinde ''Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.'' düzenlemesi yer almışsa da dava niteliği itibariyle özel bilgiyi gerektirmektedir....
Hastalıkları Hastanesinin cevabı yazısı ekinde mağdurenin akıl sağlığına ilişkin gönderilmiş bulunan tıbbi evrakla birlikte mağdurenin Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, mağdurede olay tarihi itibarıyla herhangi bir akıl hastalığı veya akıl zayıflığın bulunup bulunmadığı var ise beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olup olmadığı ile ifadelerine itibar edilip edilemeyeceği hususlarıyla; dosyada bulunan Adli Tıp Kurumu 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından kusur belirlemesi, nafakanın miktarı ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkeğin akıl hastalığı (TMK m. 165) hukuksal nedenine dayalı açtığı boşanma davası kabul edilmiştir. Boşanmaya sebep olan olaylarda mahkemece davalı kadına kusur izafe edilmiş ise de, akıl hastasının davranışları iradi olmadığından fiil ehliyeti ve bu kapsamda kusur sorumluluğu mevcut değildir (TMK m.14, 15). O halde, davalı kadına kusur yüklenemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak açılan boşanma davasıdır. Davacı-karşı davalı erkek, davalı-karşı davacı kadında akıl hastalığı bulunduğunu, bu hastalık nedeniyle sağlık kurulu raporunun olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, ......
TÜRK MİLLETİ ADINA Gereği görüşülüp düşünüldü: 1) 5237 sayılı Kanun'un "akıl hastalığı" başlıklı 32. maddesinde yer alan “ (1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur. (2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi beş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir....
Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili; temyiz dilekçesinde; tarafların ayrı yaşadığını, birliğin tekrar tesisinin mümkün olmadığını, evliliğe engel olmayan akıl hastalığının boşanmaya engel olmasının çelişkili olduğu, akıl hastalığı nedeni ile yaptığı eylemlerin bilinçsiz yapıldığı kabulünün kadını evliliğe mahkum etmek olduğunu, tarafların bir yıldır ayrı yaşadığını ve tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, akıl hastası erkeğe kusur izafe edilip edilmeyeceği, davanın reddi kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
İhtisas Kuruluna sevk edilip, muayenesinin yaptırılarak suç tarihi itibarıyla herhangi bir akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı veya başlangıçta olmamakla birlikte yargılama sırasında bu durumun meydana gelip gelmediği, şayet sanıkta suç tarihinden sonra gelişen akıl hastalığı veya akıl zayıflığı varsa bundan dolayı duruşma sırasında hakkındaki suçlamalara karşı kendisini savunabilecek durumda olup olmadığı, akıl hastalığı veya akıl zayıflığının iyileşme olanağının bulunup bulunmadığı ve mevcut haliyle iyileşme imkanının ortadan kalkıp kalkmadığı hususlarında yeniden rapor alındıktan sonra toplanacak delillere göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Terk eden eş dönmemekte haklı ise terk sebebiyle boşanma kararı verilemez (TMK md 164). Davacı-karşı davalı erkeğin, mevcut akıl hastalığı nedeniyle eşine sürekli saldırgan davranışlarda bulunduğu, eşiyle maddi ve manevi ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı kadın eve dönmemekte haklıdır. Erkeğin terk sebebine dayalı boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde boşanmaya karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.06.2018 (Salı)...