"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Hayasızca hareketlerde bulunma HÜKÜM : Akıl hastalığı nedeniyle güvenlik tedbiri uygulanmasına Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen akıl hastalığı nedeniyle güvenlik tedbiri uygulanmasına dair hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 25.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : İftira HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı Kanun'un "akıl hastalığı" başlıklı 32. maddesinde yer alan “ (1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanığa akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Akıl hastalığı nedeniyle ceza ehliyeti bulunmayan sanığın TCK'nin 57/1. maddesi gereğince yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına karar verilmesine rağmen, aynı yasanın 57/2. maddesi gereğince "hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastasının, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirlenmesi üzerine mahkeme veya hakim kararıyla serbest bırakılabileceğinin" belirtilmemesi, anılan hüküm akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin yasal sonucu olup, infazda gözetilmesi mümkün görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır....
Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 15.03.2006 tarihli raporunda kendisinde ''Hafif ve orta düzeyde mental retardasyon (zeka geriliği)” olduğu belirtilen mağdurenin Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna sevkedilerek suç tarihi itibariyle akıl hastalığı veya akıl zayıflığı olup olmadığı, kendisine karşı işlenen eylemin ahlaki kötülüğünü idrak edip edemeyeceği, fiile karşı mukavemete muktedir olup olmadığı, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı var ise, bunun hekim olmayanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişip gelişmediği hususlarında rapor alınmasının ardından sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek, Türk Medeni Kanunun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davası açmış, mahkemece, davalı kadının eylemlerinin hastalıktan kaynaklanan iradi olmayan eylemler olduğundan bahisle dava reddedilmiştir. Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulunun 19.10.2015 tarihli raporunda, davalı-davacı kadının fiil ehliyetini etkileyecek herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliğinin saptanmadığı, hali hazırda fiil ehliyetine haiz olduğu ve psikiyatrik hastalığının mevcut olmadığı belirtilmiştir. Söz konusu rapora göre, davalı-karşı davacı kadının davranışlarının iradi olduğu ve kadının vesayet altına alınmasına gerek olmadığı anlaşılmaktadır....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede: Dava; kısıtlı adayı T4 kısıtlanarak kendisine vasi atanması talebine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nın 405/1. maddesinde "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır." düzenlemesi bulunmakta olup; aynı kanunun 409/2. maddesi ise "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hakim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir." şeklindedir. Buna göre akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunduğu öne sürülen kişinin kısıtlanabilmesi için resmi sağlık kurulu raporunda kişinin akıl hastalıkları tanımlanarak kısıtlanması gerektiğinin belirlenmiş olması gereklidir....
ın akıl sağlığı ve akıl kayıplığı nedeniyle herhangi bir tedavi görmediği ve tüm aramalara rağmen ...'a ulaşılıp rapor alınamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verimiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesinde, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı; 409/2. maddesinde ise akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilebileceği, hakimin karar vermeden önce kurul raporunu gözönünde tutarak kısıtlanması istenilen kişiyi dinleyebileceği hükme bağlanmıştır....
Ege üniversitesinden gönderilen sağlık raporu kayıtları ile davalının akıl hastalığının bulunduğu anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı ile: toplanan delillerden davalı erkeğin akıl hastalığı nedeniyle Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi gereği kısıtlanarak kendisine vasi atandığı anlaşılmaktadır. Davacı kadın tarafından akıl hastalığına dayalı (TMK m. 165) olarak açılmış bir dava bulunmamaktadır....
Somut olayda; kısıtlı adayına ait TAKBİS malvarlığı sorgulamasında, kısıtlı adayı adına kayıtlı birden fazla aktif taşınmaz kaydının bulunması, pasif taşınmaz mal kaydının bulunmaması, boşanma davası açtığı eşi-vasi adayı ile aralarında husumet bulunması hususları ile davacı vekilinin delil listesinde bildirdiği dava dosyaları birlikte değerlendirildiğinde, kısıtlı adayının TMK'nın 406. maddesinde kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan savurganlığının bulunduğu talep eden tarafça ispat edilemediğinden, ayrıca TMK'nın 405. maddesi kapsamında vesayet altına alınmasını gerektirir akıl hastalığı, akıl zayıflığı veya ağır hastalığı bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddedilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
(HMK m.31) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi gereğince, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. Aynı kanunun 409/2. maddesinde ise akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verileceği, hükme bağlanmıştır. TMK'nun 408. maddesine göre yaşlılığı, engeliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her erginin kısıtlanmasını isteyebileceği düzenlenmiştir. TMK md. 408'e göre isteğe bağlı kısıtlanma hali talep eden kısıtlının zorunlu olarak kısıtlanmasını gerektiren bir düzenleme olmayıp, madde metninden de açıkca anlaşılacağı üzere kişinin kısıtlanması için yaşlılığı,deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini iddia ve ispat etmesi gerekmektedir....