WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; 1)Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanığın, savunması tespit edilip, yükletilen suça ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçun kanıtlanması halinde TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle doğrudan ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, 2)Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmayan sanığa, CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca müdafi atanmadan, yargılamaya devamla hükümlülük kararı verilmesi, 3)Sanığın, TCK'nın 32.maddesi gereğince, "akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı" hususunun bu dosya kapsamında sağlık kurulu raporu ile saptanması ve sonucuna göre hukuki...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı HÜKÜM : Mahkumiyet İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında 5237 sayılı TCK’nın 32/2. maddesindeki "mahkum olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabileceği", aynı Kanunun 57/6. maddesindeki “İşlediği fiille ilgili olarak hastalığı yüzünden davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yerleştirildiği yüksek güvenlikli sağlık kuruluşunda düzenlenen kurul raporu üzerine, mahkûm olduğu hapis cezası, süresi aynı kalmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, mahkeme kararıyla akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.” şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde...

      Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Sanığın akıl hastalığı nedeniyle 5237 sayılı TCK'nin 32. maddesi kapsamında aldırılacak raporunun, Adli Tıp Kurumu 4....

        Ancak, 1- Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmayan sanığın yükletilen suçları işleyip işlemediği delillere dayalı olarak tartışılıp hukuki durumu değerlendirilmeden, akıl hastalığı nedeni ile hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, 2- Akıl hastalığı nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilen sanığa, CMK'nın 325/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılması, Kanuna aykırı, sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/11/2022 tarihinde oy...

          Ancak, 1- Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmayan sanığın yükletilen suçları işleyip işlemediği delillere dayalı olarak tartışılıp hukuki durumu değerlendirilmeden, akıl hastalığı nedeni ile hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, 2- Akıl hastalığı nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilen sanığa, 5271 sayılı CMK'nin 325/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılması, Kanuna aykırı ve sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine,...

            Ancak, 1- Akıl hastalığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçilmesi halinde temel cezaya hükmetmeden doğrudan TCK’nın 32/1 ve CMK’nın 223/3-a maddeleri uyarınca ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi , 2- TCK’nin 32. maddesinde, akıl hastaları bakımından güvenlik tedbirinin öngörüldüğü, aynı Kanunun 57. maddesinde ise güvenlik tedbiri bakımından bir sürenin öngörülmediği ancak toplum açısından, akıl hastalığı veya zayıflığı bakımından, tehlikenin ortadan kalkıp kalkmadığının tespiti ile sonucuna göre işlem yapılması gerekirken infazı kısıtlar şekilde, hakaret suçunda "1 yıl 15 gün" kasten yaralama suçunda "iki ayrı kez 5 ay" süreyle yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda tedavi altına alınmasına karar verilmesi , Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılıklar, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, tebliğnamedeki isteme kısmen uygun olarak, 5320 sayılı Kanunun 8...

              Bunun yanında her ne kadar HUMK’nun 286. maddesinde belirtildiği gibi “bilirkişinin rey ve mütalaası” hakimi bağlamaz ise de temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir. Ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması, eylem ve işleme göre değişmesi, bu yönde en yetkili sağlık kurulundan özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen, Türk Medeni Kanununun 409. maddesinin 2. fıkrasında akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporuyla belirleneceği de öngörülmüştür....

                Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hakim karar vermeden önce sağlık kurulu raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenilen kişiyi dinleyebilir. (TMK.m.409/2) Buna göre resmi sağlık kurulu raporu aldırılmadan akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle kişi hakkında kısıtlama kararı verilmesi yasal olarak mümkün değildir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Sanık hakkında akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilirken akıl hastalığı sebebiyle TCK’nin 32/1. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına ve TCK’nin 57/1. maddesi gereği koruma ve tedavi amaçlı güvenlik tedbiri uygulanmasına, yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına karar verildiğinde aynı Yasanın 57/2. maddesi gereği “hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş akıl hastasının, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirlenmesi üzerine mahkeme veya hakim kararı ile serbest bırakılabileceğinin” kararda belirtilmemesi, TCK’nin 57/2. maddesi hükmü akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin yasal sonucu olup infazda...

                    İhtisas Kuruluna sevk edilerek olay tarihinde mağdurda akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı, fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olup olmadığı, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı varsa bunun hekim olmayanlar ile çevresinde yaşayanlar ve kendisini tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişip gelişmediği ve beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususlarında ayrıntılı rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık ile müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, re'sen de temyize tabi hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu