Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve araç bedeli yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle davalının araç bedeline ilişkin usulüne uygun harcı yatırılarak açılmış bir dava veya karşı davasının bulunmadığının anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı kadının akıl hastalığı nedeniyle Türk Medeni Kanununun 405. maddesi gereği kısıtlanarak kendisine vasi atandığı anlaşılmaktadır. Akıl hastası olan davalı kadının davranışları iradi olmadığına göre, kusurundan söz edilemez....
Eğitim Ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 15.01.2016 tarihli sağlık kurulu raporunda, yaşı ile uyumlu kognitif bozukluk, akıl hastalığı ve akıl zayıflığı yok, vasi atanmasına gerek olmadığı, mahkemece dinlenmesi faydalı olacağının bildirildiği anlaşılmaktadır. Kısıtlı ...'ün vesayet altına alınması kararına esas olan... Devlet Hastanesi'nin 05.11.2015 tarihli raporunda hafif düzeyde demans+anksiyete bozukluğu tanısı konularak vasi tayini gerektiği, hastalığının sürekli olduğu, dinlenmesinde fayda olmadığı belirtilmiş olup eldeki kısıtlılığın kaldırılması istemi üzerine alınan raporda da yaşı ile uyumlu kognitif bozukluk, akıl hastalığı ve akıl zayıflığı yok, vasi atanmasına gerek olmadığı, mahkemece dinlenmesi faydalı olacağının belirtildiğine göre adı geçen kısıtlının sözü edilen raporlarla birlikte......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (kadın) tarafından; davanın akıl hastalığı nedeniyle kabülüne karar verilmemesine, kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden, davalı-davacı (koca) tarafından ise; kusur belirlemesi, tedbir nafakası, tazminatlar ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50'şer TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı erkeğe mahkemece kusur olarak yüklenen kadını ters ilişkiye zorlama vakıasının kanıtlanmadığının bu sebeple kusur belirlemesine esas alınamayacağının, davalı-karşı davacı kadınında akıl hastalığı sebebiyle kısıtlanması nedeniyle kendisine kusur yüklenilemeyeceğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına...
Ancak; 1- Akıl hastalığı nedeniyle cezai ehliyeti bulunmayan sanığa, CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden ve de sanığın yüklenen suçu işleyip işlemediği delillere dayalı olarak tartışılıp hukuki durumu değerlendirilmeden, soyut olarak akıl hastalığı nedeni ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2- Sanığın, TCK'nın 32. maddesi gereğince, "akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı" hususunun sağlık kurulu raporu ile saptanması ve sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın vasi tayini dosyasında hukuk mahkemesi tarafından alınan yetersiz ve suç ve suç tarihine özgü alınmayan adli raporun hükme dayanak yapılarak yazılı şekilde hüküm verilmesi, 3- Hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanan sanığın, CMK’nın 325/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinden...
Ancak, 1- Akıl hastalığı nedeniyle cezai ehliyeti bulunmayan sanığa, CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 2- Yargılamaya konu olan sanığın üzerine atılı 29/06/2009 tarihinde işlediği hakaret suçundan akıl hastalığı ile ilgili alınmış herhangi bir Adli Tıp Kurumu raporu bulunmadığı, yine dosya içerisinde başka mahkemelerden farklı suçlara ilişkin olarak alınan Adli Tıp Kurumu raporlarında ceza sorumluluğunun tam olduğu yada olmadığı şeklinde farkı görüşler bulunması karşısında, suça konu eylem ve suç tarihi itibariyle Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan TCK'nın 32. maddesi uyarınca "akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı" konusunda usulünce sağlık kurulu raporu alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 3- Hakkında...
in sanığın akıl hastası olduğuna ilişkin iddiaları ve sanığın adli sicil kayında akıl hastalığı nedeniyle güvenlik tedbirine ilişkin kararların olması karşısında, sanığa ait evvelce tedavi gördüğü kurumlardan teşhis ve tedaviyi gösteren tüm tıbbi belgeler celp edilerek bu belgelerle birlikte sevki suretiyle Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden veya tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden ya da Tıp Fakültelerinin tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlıklarından sanığın suç tarihi itibariyle TCK'nin 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı bulunup bulunmadığı ve akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığına dair sağlık kurulu raporu alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kabule göre de; 2) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe...
Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Sanığa akıl hastalığı sebebiyle vasi atanması karşısında; 5237 Sayılı TCK'nın 32. maddesi gereğince suçu işlediği tarihte akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle eylemin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini tamamen kaldıracak veya önemli ölçüde azaltacak şekilde akıl hastalığının ve ceza ehliyetinin bulunup bulunmadığına dair rapor alınmadan eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Sanığın akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığının anlaşılması karşısında; sanığa müdafii atanmasının zorunlu olduğunun gözetilmemesi, Kabule göre de; 3- 02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, akıl hastalığı ve mal varlığının kötü yönetilmesi hukuksal sebebine dayanan vesayet davasıdır. TMK'nun 405/1.maddesinde "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır." düzenlemesi bulunmaktadır. TMK'nun 409/2.maddesinde ise "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hakim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir." düzenlemesi bulunmaktadır. Buna göre akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunduğu öne sürülen kişinin kısıtlanabilmesi için resmi sağlık kurulu raporunda kişinin akıl hastalıkları tanımlanarak kısıtlanması gerektiğinin belirlenmiş olması gereklidir....
Maddesinde yer alan Akıl Hastalığı Nedenine Dayalı Boşanma Davasıdır. TMK 165. Maddesine göre eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale geldiği takdirde hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir. Burada özel bir boşanma nedeni düzenlenmiş olup bu nedene dayalı olarak boşanma davasının kabulü iki adet koşulun gerçekleşmesine bağlıdır. Bunlardan biri davalı eşin akıl hastalığının sürekliliğinin sağlık kurulu raporuyla tespiti, diğeri ise ortak hayatı diğer eş için çekilmez hale getirmesidir. Somut olayda İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda; T3 halihazır durumu ile fiili ehliyetine haiz olduğu, kendisinhde evlilik birlikteliğini diğer eş yönünden çekilmez hale getirecek psikiyatrik bir bozukluk bulunmadığı belirlenmiş olup; özel boşanma sebebinin gerçekleşmediği anlaşılmakla Asıl Davanın Reddi gerekmiştir....