Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2016/87 Esas, 2016/108 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı boşandıkları, 2013 doğumlu müşterek çocuk Atılay'ın velayetinin davalı babaya verildiği, anne ile arasında kişisel ilişki kurulduğu, kararın 10.03.2016 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 17.10.2019 tarihinde açıldığı, mahkemece; "Tüm bu hususlar ve toplanan delillerden boşanma ile düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet kendisine verilen davalı babanın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma hükmünden sonra önemli ve süreklilik arz eden esaslı bir değişikliğin tespit ve ispat edilemediği, müşterek çocuğun yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, boşanmadan sonra karar tarihi itibariyle yaklaşık beş yıldır davalı babanın yanında yaşamakta ve eğitimine devam etmekte olduğu, davalı babanın çocuğuna yönelik velayetin değiştitirilmesini gerektirecek herhangi bir kötü davranışının bulunmadığı, çocuğun baba yanında kaldığı süre içinde babanın çocuğa karşı olumsuz bir davranışının olduğuna dair...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi - Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma kararı ile birlikte velayeti davalıya bırakılan müşterek çocuk ile davalı arasında, kişisel ilişki "aynı şehir", "ayrı şehir" ayırımı esas tutularak farklı düzenlenmiştir. Davalı ile çocukların Nazilli'de, davacının ise Eskişehir'de oturdukları anlaşılmaktadır....

    Alınan uzman bilirkişi raporunda müşterek çocukların baba ile yaşamak istediklerini beyan ettikleri alınan raporun dava konusu çocukların beyanları ile uyumlu olduğu yine davalı babanın müşterek çocukların velayetinin kendisine verilmesini talep ettiği anlaşılmakla, velayetin kaldırılması talebinin reddi ile velayet hususunun kamu düzenine ilişkin olması sebebi ve çocukların üstün menfaati dikkate alınarak velayetin değiştirilmesine en nihayetinde sonuç olarak aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir." şeklindeki gerekçe ile "1- Velayetin kaldırılması talebinin kabulü ile, Velayetin düzenlenmesi hususunda resen hüküm kurularak; Ordu İli Gölköy İlçesi Kuşluvan Köyü/mah....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakasının reddi ile velayetin düzenlenmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-İlk derece mahkemesince, boşanmaya neden olan olaylarda, davacı-karşı davalı kadının, davalı-karşı davacı erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu belirlemesi ile her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına hükmedilmiş, davacı-karşı davalı kadının istinaf talebi, bölge adliye mahkemesince, esastan reddedilmiştir....

      Mahkemece yapılacak iş, çelişkinin giderilerek tüm deliller değerlendirilip sonucu uyarınca ortak çocuğun geçici velayeti (velayetin tedbiren düzenlenmesi) konusunda bir karar vermekten ibarettir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2/a), (2/b) ve (2/c) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, bozma nedenine göre erkeğin vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.10.2018(Salı)...

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Davalı erkeğin davacı kadını başka bir erkekle aldattığı, bu nedenle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, velayetin anneye tevdiine, 8.000,00 TL maddi, 8.000,00 TL manevi tazminata, 200,00 TL tedbir, 400,00 TL yoksulluk nafakasına, 100,00'er TL tedbir, 250,00'şer TL iştirak nafakasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle, boşanma davasının kabulünün hatalı olduğunu, velayetin babaya verilmesi gerektiğini, delil bildirilmediğini, 2015/190 Esas sayılı boşanma dava dosyasının hala derdest olduğunu, tazminat ve nafaka kararının kaldırılmasını istemiştir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup 13/03/2023 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında Bergama 1.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2018/144 E.2020/48 K.sayılı dosyasında görülen boşanma davasının halen istinaf incelemesinde olduğunu,bu karara karşı davalının yalnızca maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden istinaf yoluna başvurduğunu (İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18.Hukuk Dairesi'nin 2020/1828 E.sayılı dosyası ile) kararın boşanma ve velayete ilişkin hükmünün istinaf edilmediğinden kesinleştiğini, velayet yönünden karar kesinleştiğinden davanın esası yönünden inceleme gerektiğini aksi halde boşanma dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini ,mahkemece "boşanma davası kesinleşmediğinden" velayetin nihai olarak düzenlenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle talebin "velayetin tedbiren düzenlenmesine" ilişkin hukuki vasıflandırmanın hatalı olduğunu...

        Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu tarafın davacı olduğunu, bu nedenle davacı lehine maddi manevi tazminat takdir edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gibi velayetin anneye verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle maddi manevi tazminat ve velayet yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Mahkemece verilen karar boşanma hükmü yönünden taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

        sayılı kararı ile bozma öncesi kararda yer alan gerekçenin yanında; anlaşmalı boşanmalarda çocuğun yaşının küçük olmasına rağmen boşanmanın sağlanması amacıyla çocuğun babaya verilmesinin hayatın bir gerçeği şeklinde ortaya çıktığı, ortak çocuğun 15.11.2013 doğumlu olup eldeki dava ile boşanma davalarının açıldığı tarihlerde henüz dört aylık olduğu, bu nedenle anne sevgisine tam anlamıyla muhtaç olduğu, velayetin kamu düzeni ile ilgili olduğu, velayet ile ilgili yapılacak değerlendirmede çocuğun üstün yararının gözetilmesi gerektiği, ortak çocuğun boşanmanın gerçekleştiği andan itibaren davalının Malatya’da yaşayan annesinin yanına bırakıldığı, dört aylık bir çocuğun anne dururken babaanne ile kalıyor olması, babanın görev yerinin Ankara olması nedeniyle çocuğun yanında bulunmaması durumlarının velayetin değiştirilmesi sebebi olduğu, dava açıldığı tarihte babanın görev yerinin Ankara olduğu hâlde, velayetin tedbiren anneye verilmesinden sonra tayinini Malatya’ya yaptırdığı, somut olayda...

          UYAP Entegrasyonu