"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında verilen hüküm, her iki tarafça temyiz edilmiş, Dairemizin 2012/15780 esas ve 2012/22168 karar sayılı ilamıyla sadece velayetin babaya bırakılmasının hatalı olduğu belirtilerek velayetin anneye verilmesi hususunda bozulmuş, mahkemece bozma ilamından sonra tekrar araştırma yapılarak, önceki kararda direnilmesine karar verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2014/2-532 esas ve 2016/479 karar sayılı ilamıyla verilen hükmün bozmadan sonra yeniden sosyal inceleme raporu ve bilirkişi raporu alınmasından dolayı verilen kararın yeni bir hüküm mahiyetinde olduğu, usul hukuku bakımından bir direnme kararı mevcut olmadığından...
Tüm dosya kapsamı istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; tarafların halen resmi nikahla evli oldukları, fiilen ayrı yaşadıkları, 2011 doğumlu Afranur ve 2015 doğumlu Azranur isimli müşterek çocukların davalı annenin yanında yaşadığı, davacının başka biriyle birlikteliği olup ondan da bir çocuğu olduğu, taraflar halen evli olduklarından TMK'nın 336/1 maddesi uyarınca velayetin anne ve babadan ortak olduğu, davacının talebinin 336/2 maddesi uyarınca velayetin kendisine verilmesine ilişkin olduğu, mahkemece kararda yazılı nedenlerle velayetin davacıya verilmesine ilişkin talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kaldı ki, Yığılca Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2020/167 E. sayılı dosyasında kadın tarafından açılan boşanma davasının derdest olduğu, bu davada boşanma kararı verilmesi halinde velayet konusunda da düzenleme yapılacağı dikkate alındığında davacının velayet talebinin reddine ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı anne boşanma kararı ile birlikte velayeti babaya bırakılan ortak çocuk Şevval Nur'un velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı anne tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki “velayetin değiştirilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Kayseri 6. Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 06.10.2015 gün ve 2015/367 E., 2015/701 K. sayılı karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 14.12.2015 gün ve 2015/24182 E., 2015/23964 K. sayılı kararı ile: "..Tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm, 25.11.2005 tarihinde kesinleşmiş, eldeki dava ise, 22.05.2015 tarihinde açılmıştır. Boşanma kararının verilmesi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre içerisinde velayetin değiştirilmesini gerektiren bir durum, olay, hal ve şartlarda değişiklik iddia ve ispat edilemediği gibi, sosyal inceleme raporunda da velayetin annede kalması yönünde görüş bildirilmiştir. Öte yandan, çocuk sürekli anne yanında kalıp kurulu bir düzeni bulunmaktadır....
Velayetin değiştirilmesine ilişkin davalarda yetkiye ilişkin Türk Medenî Kanununda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki çekişmesiz yargıyla ilgili genel yetki kuralı (m. 384) uygulanacağından davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde de bu davayı açabilir. Davacının oturduğu yer ... olduğundan ... Aile Mahkemesi yetkili mahkeme olduğu gerekçesiyle yetkisizliğine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 336. maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. Türk Medenî Kanununun 411. maddesine göre, "Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir." Aynı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.”...
Asliye Hukuk Mahkemesince usulüne uygun açılmış bir velayetin belirlenmesi davası bulunmadığı, nüfus müdürlüğünce yapılan ihbarın velayeti açıkta bulunan küçüğün vesayet altına alınması telebine ilişkin olup, bu yönüyle davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise; 4721 sayılı TMK'nın 337. maddesi ve 4787 sayılı Kanun gereğince davaya bakmakla aile mahkemesinin görevli bulunduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 336. maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır....
Asliye Hukuk Mahkemesince usulüne uygun açılmış bir velayetin belirlenmesi davası bulunmadığı, nüfus müdürlüğünce yapılan ihbarın velayeti açıkta bulunan küçüğün vesayet altına alınması telebine ilişkin olup bu yönüyle davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise; 4721 sayılı TMK nın 337. maddesi ve 4787 sayılı kanun gereğince davaya bakmakla aile mahkemsinin görevli bulunduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 336.maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır....
Zaten çocuk yönünden “işler yolunda gitmediğinden” bu sebeple velâyetin “yeniden düzenlenmesi” için dava açılmıştır/açılmak zorunda kalınmıştır. O halde “velâyetin yeniden düzenlenmesi” davasında; -dava konusu çocuğa bir temsil kayyımı atanmalı, -temsil kayyımı davaya katılmalı, -temsil kayyımı tarafından gösterildiği takdirde delilleri toplanarak sonucu uyarınca bir karar verilmelidir. Hükmün bu gerekçe ile bozulması görüşünde olduğumdan değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
Zaten çocuk yönünden “işler yolunda gitmediğinden” bu sebeple velâyetin “yeniden düzenlenmesi” için dava açılmıştır/açılmak zorunda kalınmıştır. O halde “velâyetin yeniden düzenlenmesi” davasında; -dava konusu çocuğa bir temsil kayyımı atanmalı, -temsil kayyımı davaya katılmalı, -temsil kayyımı tarafından gösterildiği takdirde delilleri toplanarak sonucu uyarınca bir karar verilmelidir. Hükmün bu gerekçe ile bozulması görüşünde olduğumdan değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
GEREKÇE : Dava ve karşı dava TMK 166/1. maddesi uyarınca boşanma ve boşanmanın fer'i niteliğindeki taleplere ilişkindir. HMK'nın 355 maddeye göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen hallerle sınırlı olarak yapılır. Erkeğin davasında verilen karar boşanma hükmü yönünden, taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Kadın vekili Dairemize gönderdiği 17/05/2023 tarihli dilekçesinde müvekkilinin 25/04/2023 tarihinde vefat ettiğini beyan etmiş, UYAP ortamında yapılan araştırmada davacı-k. davalı kadın T1 26/04/2023 tarihinde öldüğü belirlenmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı davalı kadının boşanma kararı kesinleştikten sonra fakat istinaf incelemesinden önce 26/04/2023 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması karşısında evlilik birliği ölümle değil, boşanma ile son bulmuştur....