WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar yönünden, anılan Kanun maddelerinin değerlendirilmesi gerekirse; tanıma tenfiz kararı verilmek koşuluyla, eşler yabancı mahkemenin boşanmanın kabulüne ilişkin verdiği kararının kesinleştiği tarih itibarıyla boşanmış sayılırlar. Bu yasal düzenlemeye göre, tanıma tenfiz kararı daha sonraki tarihlerde verilse dahi, evlilik birliği yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihte sona ermiş kabul edilecektir. MÖHUK'nun 59. maddesi ile getirilen bu düzenleme sayesinde, eşlerin yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten, tanıma tenfiz kararının verildiği tarihe kadar geçen ara dönemde edindikleri malvarlıkları, evlilik birliği dışında edinilen mal olarak kabul edilecektir. Diğer yandan, bu ara dönemde birbirlerine mirasçı olmayacaklar, duruma göre bu dönemde doğan çocuk evlilik dışı doğmuş sayılacaktır....

    Davacının 30.10.2011 tarihinden itibaren, boşanmış olduğu eşinin 05.12.2012-10.04.2016 tarihleri arasında yerleşim yeri adresi olarak gözüken,/... adresinde yapılan araştırmada; daire 5 de ikamet eden ...’in beyanı alınmış, beyanında; yaklaşık 2 yıldır adreste ikamet ettiği, davacı ve boşanmış dolduğu eşinin birlikte ikamet ettikleri beyan edilmiştir. Aynı binanın altında ... Mobilya sahibi ...nin beyanı alınmış, beyanında; 16 yıldır bu adreste ikamet ettiği, davacı ve boşanmış olduğu eşinin ... adresinde ikamet ettikleri, bina komleksinin teyzesine ait olduğu, davacı ve boşanmış olduğu eşinin yaklaşık 5 yıldır bu binada kiracı olarak birlikte ikamet ettikleri beyan edilmiş, imzalı beyanı alınmıştır....

      dan boşanmış olması nedeni ile boşanmış (dul) olarak öldüğünün tespitine ve nüfus kaydının (boşanmış) olarak düzeltilmesine, mükerrer olan ...'a ait nüfus kaydının silinmesine karar verilmesini istemiştir; Mahkemece, talep yönünde karar verildiği taktirde hukuki durumları ve mirasçılık sıfatları etkilenecek olan kişilerin tespiti ile davaya katılımlarının sağlanması için verilen sürede gereğinin yerine getirilmemesi nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının teyzesi ... (...) ...'ın 11.04.1952 tarihinde ... ile evlendiği, nüfus kayıtlarında boşanma tarihinin görünmediği, eşi ...'ın 21.12.1960 tarihinde ... ile ikinci evliliğini yaptığı,...'ın ise eşi Hüseyin hanesinde kayıtlı iken 02.01.1974 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır....

        TMK'nun 185. maddesine göre, “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” Aynı Yasanın 174. maddesine göre de, “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” denilmiştir. Anılan Yasa maddeleri uyarınca, davacının eski eşinin TMK'nın evlenmeyle kendisine yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle kendisinden manevi tazminat isteyebileceği kuşkusuzdur. TMK'daki bu düzenleme, dava dışı eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır....

          Taraflar arasında düzenlenen bu sözleşme ile seçilen mal ortaklığı rejiminin 4721 sayılı TMK. nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden ileriye doğru geçerli olduğu ve tarafları bağladığı konusunda hiçbir duraksama bulunmamaktadır. Somut olayda uyuşmazlık konusu olan husus; söz konusu bu sözleşmenin geçmişe etkili olarak yapılıp yapılamayacağı ve eğer yapılmış ise hüküm ifade edip edemeyeceğine ilişkindir. 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 10/1 maddesinde aynen “Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten (1.1.2002) önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabii oldukları mal rejimi devam eder....

            Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, boşanmış eş Meryem ile kayınpederi davalı arasında düzenlenen sözleşmeye aykırılık yapılması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Eyüp 1. Sulh Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın boşanma davası sırasında yapılan sözleşmeden kaynaklandığı belirtilerek, yargılama görevinin Aile Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Eyüp 1. Aile Mahkemesi ise, boşanma kararının kesinleşmesinden 2,5 yıl sonra boşanan kadın ile 3. kişi arasında düzenlenen sözleşmeden kaynaklı alacak davasına bakma görevinin genel mahkemelerin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

              EŞLER ARASINDA MAL REJİMİ 4722 S. TÜRK MEDENİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜĞÜ VE UYGULAMA ŞEK... [ Madde 10 ] "İçtihat Metni" Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan boşanma davası sonuçlanıncaya kadar eşler arasında tabi oldukları mal rejimi devam eder. Dava boşanma karar ile sonuçlanırsa bu mal rejiminin sona ermesine ilişkin hükümler uygulanır. (4722 sayılı Kanun md. 10/2) Eşler arasındaki boşanma davası 15.03.2001 tarihinde açılmış, verilen boşanma kaWı 21.09.2004 tarihinde kesinleşmiş olmakla mal ayrılığı rejiminin sona ermfesi-ne ilişkin hükümler uygulanacağından işin esasının incelenmesi gerekirjken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Sonuç: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple (BOZULMASINA) temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                adına boşanmış olduğu dönemde ayrı bir elektrik, telefon aboneliğinin bulunmadığı, davalının adres kayıt sisteminde kayıtlı bulunan adresindeki aboneliklerin davalının boşanmış olduğu eşi adına kayıtlı olduğu, davalı ve boşanmış olduğu eşinin boşanmış oldukları dönemde 17/08/2009 tarihinde aynı sağlık kuruluşunun aynı bölümüne müracaat ederek sağlık hizmetinden faydalandıkları, davalı tarafından İstanbul ilinde çocuklarının yanında yaşadığını belirtmiş ise de; boşanmış olduğu 7 yıllık dönemde adres bilgilerinin değişmediği, İstanbul ilinde bulunmuş olduğu dönemde boşanmış olduğu eşinin de İstanbul ilinde olduğunun hastane kayıtlarından anlaşıldığı, davalının boşanmış olduğu eşi ile aynı binada farklı dairelerde yaşadıklarının hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve dinlenen tanık beyanlarından davalı ile eşinin boşanmış olduğu dönemde birlikte yaşadıklarına dair yeminli beyanların bulunması bir bütün halinde değerlendirildiğinde , SGK Tahkikat raporunun aksinin kesin ve inandırıcı...

                Sözleşmeyle başka rejim seçilmediğinden eşler arasında yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m. 202). Söz konusu mal rejimi, boşanma davasının açıldığı 25.09.2008 tarihinde sona ermiştir (TMK.nun 225/son). TMK.nun 235/1. maddesi hükmüne göre; mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılır. Dava konusu 2385 ada 229 parsel 26 nolu bağımsız bölüm 28.09.2007 tarihinde satın alınarak davalı adına tescil edilmiştir. Dava; TMK'nun 202, 219, 227, 236. maddeleri uyarınca değer artış payı ve katılma alacağına ilişkindir....

                  Kontrol memurlarınca yapılan çevre soruşturmasında da komşuları ile görüşülmüş eşlerin birlikte yaşadıklarını, boşanmadan habersiz olduklarını, eşler arasında çıkan kavga sonucu polis geldiğini olaydan sonrada eşinin zaman zaman geldiğini söyledikleri anlaşılmaktadır. Somut olayda; Davacının kendi beyanına göre maaş almak için boşandığı sabittir. Her ne kadar boşanma sonrası süreçte; eski eşin davacıya hakaret ve tehdit etmek , davacının konut dokunulmazlığını ihlal etmek gibi yaşananlar ile muvazaalı boşanmaları gerçek bir ayrılığa dönüşmesi başlangıçta Yasaya aykırı olarak bağlanan yetim aylığını yasal hale getirebilir. Mahkemece bu dönemlerin belirlenmeyerek tüm dönemi kapsar şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda; davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                    UYAP Entegrasyonu