Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK'nun 185. maddesine göre, “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” Aynı Yasanın 174. maddesine göre de, “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” denilmiştir. Anılan Yasa maddeleri uyarınca, davacının eski eşinin TMK'nın evlenmeyle kendisine yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle kendisinden manevi tazminat isteyebileceği kuşkusuzdur. TMK'daki bu düzenleme, dava dışı eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır....

    Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, boşanmış eş Meryem ile kayınpederi davalı arasında düzenlenen sözleşmeye aykırılık yapılması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Eyüp 1. Sulh Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın boşanma davası sırasında yapılan sözleşmeden kaynaklandığı belirtilerek, yargılama görevinin Aile Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Eyüp 1. Aile Mahkemesi ise, boşanma kararının kesinleşmesinden 2,5 yıl sonra boşanan kadın ile 3. kişi arasında düzenlenen sözleşmeden kaynaklı alacak davasına bakma görevinin genel mahkemelerin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

      Anılan maddenin .... fıkrasına göre mal ayrılığı rejimine geçilmesine ilişkin talebin kabulüne dair hükmün kesinleşmesiyle eşler arasındaki önceki mal rejimi sözü edilen davanın açıldığı tarihte sona erer. Başka bir anlatımla, evlilik birliği devam etse dahi TMK'nun 206. maddesi uyarınca önceki mal rejimi sona ererek mal ayrılığı rejimine geçildiğinden önceki mal rejiminin tasfiyesi istenebilir. Mahkemenin eşler arasında boşanma davasının mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verdiği kararda isabet bulunmamaktadır. Buna göre, olağanüstü mal rejimine geçişe ilişkin ........

        adına boşanmış olduğu dönemde ayrı bir elektrik, telefon aboneliğinin bulunmadığı, davalının adres kayıt sisteminde kayıtlı bulunan adresindeki aboneliklerin davalının boşanmış olduğu eşi adına kayıtlı olduğu, davalı ve boşanmış olduğu eşinin boşanmış oldukları dönemde 17/08/2009 tarihinde aynı sağlık kuruluşunun aynı bölümüne müracaat ederek sağlık hizmetinden faydalandıkları, davalı tarafından İstanbul ilinde çocuklarının yanında yaşadığını belirtmiş ise de; boşanmış olduğu 7 yıllık dönemde adres bilgilerinin değişmediği, İstanbul ilinde bulunmuş olduğu dönemde boşanmış olduğu eşinin de İstanbul ilinde olduğunun hastane kayıtlarından anlaşıldığı, davalının boşanmış olduğu eşi ile aynı binada farklı dairelerde yaşadıklarının hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve dinlenen tanık beyanlarından davalı ile eşinin boşanmış olduğu dönemde birlikte yaşadıklarına dair yeminli beyanların bulunması bir bütün halinde değerlendirildiğinde , SGK Tahkikat raporunun aksinin kesin ve inandırıcı...

        Kontrol memurlarınca yapılan çevre soruşturmasında da komşuları ile görüşülmüş eşlerin birlikte yaşadıklarını, boşanmadan habersiz olduklarını, eşler arasında çıkan kavga sonucu polis geldiğini olaydan sonrada eşinin zaman zaman geldiğini söyledikleri anlaşılmaktadır. Somut olayda; Davacının kendi beyanına göre maaş almak için boşandığı sabittir. Her ne kadar boşanma sonrası süreçte; eski eşin davacıya hakaret ve tehdit etmek , davacının konut dokunulmazlığını ihlal etmek gibi yaşananlar ile muvazaalı boşanmaları gerçek bir ayrılığa dönüşmesi başlangıçta Yasaya aykırı olarak bağlanan yetim aylığını yasal hale getirebilir. Mahkemece bu dönemlerin belirlenmeyerek tüm dönemi kapsar şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda; davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ecrimisil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacılar vekili, muris Yaşar Nejat İncediken ile davalının 21.04.2006 tarihinde evlenmiş olup evliliğin miras bırakanın 02.12.2012 tarihinde vefatına kadar devam ettiğini, tarafların evlilik süresince TMK’nin 202. maddesi uyarınca edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olup yasal mal rejiminin murisin ölümü ile (02.12.2012 tarihinde) sona erdiğini, ... 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/532 Esas sayılı mirasçılık belgesine göre .....mirasçılarının davalı (eşi) ... ile (çocukları) Feza Baylan İncediken, ... ve Gülser Aslı İncediken olduklarını, taraflar arasında görülen ... 1....

            Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar yönünden, anılan kanun maddelerinin değerlendirilmesi gerekirse; tanıma tenfiz kararı verilmek koşuluyla, eşler yabancı mahkemenin boşanmanın kabulüne ilişkin verdiği kararının kesinleştiği tarih itibarıyla boşanmış sayılırlar. Bu yasal düzenlemeye göre, tanıma tenfiz kararı daha sonraki tarihlerde verilse dahi, evlilik birliği yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihte sona ermiş kabul edilecektir. MÖHUK'un 59. maddesi ile getirilen bu düzenleme sayesinde, eşlerin yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten, tanıma tenfiz kararının verildiği tarihe kadar geçen ara dönemde edindikleri mal varlıkları, evlilik birliği dışında edinilen mal olarak kabul edilecektir. Diğer yandan, bu ara dönemde birbirlerine mirasçı olmayacaklar, duruma göre bu dönemde doğan çocuk evlilik dışı doğmuş sayılacaktır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyetine dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Müştekinin boşanmış olduğu eşinin kız kardeşi .... ile sanığın arkadaşlık ettiği, sanık boşanmış olduğundan bu ilişkiden ....’in ailesinin rahatsız olduğu ve kızlarından haber alamadıkları için yanlarında müşteki de olduğu halde bu konuda konuşmak üzere sanığa ait iş yerine gittikleri, müştekinin boşanmış olduğu eşi ....’nun cep telefonuna kız kardeşi tarafından suç tarihinde gönderilen "abla yolla fena olay olur. .... abi de geliyo öldürürler yemin ederim" ve "abla yolla bak kötü şeyler olacak" şeklindeki kısa mesajlar gönderdiği, suç yerinde taraflar arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü ve müştekinin Denizli Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 19/09/2014 tarih ve 1886 no. lu raporuna göre “kalbin apeksinde LAD'nin 1 cm solunda 0,5 cm'lik çok yüzeyel epirkardiyal sıyrık şeklinde” delici-kesici alet yaralanması...

                Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ecrimisil yönünden kabulüne, elatmanın önlenmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm verilmesine, ecrimisil talebinin kabulüne, elatmanın önlenmesi talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Gereği görüşülüp düşünüldü: 1-) Korunmaya Muhtaç Çocuk ... vekili tarafından yapılan temyiz talebinin incelemesinde, 5237 sayılı TCK.nın 234/3. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurunun anne ile baba olduğu, bu nedenle korunmaya muhtaç çocuk vekilinin hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığı yine eşe karşı basit yaralama suçundan suçtan zarar görenin katılan ... olması nedeniyle korunmaya muhtaç çocuk vekilinin hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığından CMUK.nun 317. maddesi gereğince temyiz isteminin REDDİNE, 2-) Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan temyiz talebinin eşe karşı basit yaralama suçundan kurulan hükme yönelik olduğu belirlenerek yapılan temyiz talebinin incelemesinde, Katılan ile sanığın boşanmış eşler oldukları fakat suç tarihi itibariyle...

                    UYAP Entegrasyonu