WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA Davacı vekili: yetim aylığının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edildiği gerekçesiyle kesildiğini, boşandığı eşiyle birlikte yaşamadığını, Kurumun tespitinin dayanaksız olduğunu belirterek iptaline, aylığın yeniden bağlanmasına, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığının tespit edildiğini, kurum işleminin doğru olduğunu, davanın yerinde olmadığını belirterek reddine karar verilmesini istemiştir. III....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kocanın soyadını kullanılmasına izin, manevi tazminat ve çocuklara verilen nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

      Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evli Kadının Münhasıran Kızlık Soyadını Kullanmasına İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalılardan N.....

        kullanmasına izin verilmesine karar verilmiştir....

          almasının yeterli bir gerekçe oluşturmadığını mesleki ve sosyal yaşam ortamı bakımından tanınabilirliği sebebiyle evlendikten sonra da önceki soyadını kullanmakta hukuki yararı olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tanıdığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi , bunlara bağlı protokol ve tavsiye kararları hükümleri ile de evlendikten sonra önceki soyadını kullanma hakkının korunması nedeniyle evlenmekle eşinden aldığı soyadının iptaline ve yalnızca kızlık soyadının kullanılmasına izin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          almasının yeterli bir gerekçe oluşturmadığını mesleki ve sosyal yaşam ortamı bakımından tanınabilirliği sebebiyle evlendikten sonra da önceki soyadını kullanmakta hukuki yararı olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tanıdığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi , bunlara bağlı protokol ve tavsiye kararları hükümleri ile de evlendikten sonra önceki soyadını kullanma hakkının korunması nedeniyle evlenmekle eşinden aldığı soyadının iptaline ve yalnızca kızlık soyadının kullanılmasına izin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “Açık” olması gerekir. Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin "Açık rızası" şarttır. Somut olayda, ipotek tesis edilirken davacı eşin açık rızası alınmamıştır. Yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde eşin "Açık rızası" alınmadan yapılan işlemin "Geçerli olduğunu" kabul etmek imkansızdır. Eş söyleyişle eşin "Açık rızası alınmadan" yapılan işlemin "Geçersiz olduğunu" kabul etmek zorundadır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

            Dosyadaki kayıt ve belgelerden; işbu davaya konu işlem işe ilgili olarak davacının 20.04.2017 Tarihinde davalı Kuruma başvurduğu, davacının dilekçesinden sonra Kurumun 18.05.2017 Tarihli iç yazışması ile davacının itirazının değerlendirilmesi için Sosyal Güvenlik Denetmenler Servisi’ne havalesinin istenildiği, bundan sonrası ile ilgili dosyada belge bulunmadığı, Mahmut Tan isimli kişinin ihbarı üzerine davalı Kurum denetmeni tarafından yapılan araştırma sonucu düzenlenen 23.12.2016 Tarihli raporda; 28.04.2016 Tarihinde Çimentepe muhtarı Halil İbrahim Çetin’in beyanının alındığının, bu kişi tarafından; davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşamadığının beyan edildiğinin, davacının boşandığı eşinin yaşadığı Bağlıca Mahallesi muhtarı Mustafa Karabostan tarafından ise 10.11.2016 Tarihli yazılı beyanında; davacının eski eşi Süleyman İnce’nin boşandıktan sonra davacıdan çocuk sahibi olduğunun, davacı ile eski eşinin birbirlerinde kaldıklarının, eski eşin haftanın 2- 3 günü davacının evine gittiğinin...

            Öte yandan; davacının evlenmeden önce Niğde ili nüfusuna, eşinin ise ... ili nüfusuna kayıtlı oldukları ve boşanmanın ... ili ... ilçesinde gerçekleştiği, davacının boşandıktan sonra ... ilinde yaşadığı, eski eşin ise 2005 – 2013 yılları arasında ... ilinde çalışmaları bulunduğu gibi resmi belgelerde gösterdiği adresin de davacının ... ilinde yaşadığı sitede olduğu, ayrıca davacının adresine kayıtlı telefon aboneliğinin 29.07.2005 yılında eski eşin üzerine alındığı ve 17.03.2009 tarihinde iptal edildiği anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı bu durumun aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı hususu gözetilmeden davanın reddi yönünde karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

              Hakkında verilen boşanma kararı 21.07.2010 tarihinde kesinleşen hak sahibine, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle Kurumca başlangıç günü itibarıyla kesilerek, yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, uyuşmazlık konusu boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun yöntemince araştırılarak karar verilmediği, eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu