Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Başka bir ifade ile, her iki düzenlemede de esas olarak, kullanılan seçimlik hakkın ortaya çıkaracağı sonucun karşı taraf için orantısızlık yaratması ve durumun bunu haklı göstermemesi gibi özünde Türk Hukuk sisteminin temelini oluşturan hakkaniyet ilkesine dayanmakta olup; somut olayın yapısı ve bu ilkenin uygulanırlığı noktasında takdir hakkını da hakime yüklemiştir.(Bknz, Yargıtay 3.HD 2021/3054 Esas ve 2021/12487 Karar) Bu durum karşısında; dava konusu araçta gizli ayıp olduğu, davacı taraf her ne kadar misli ile değişim talebinde bulunmuş ve ayıbın önemli nitelikte olduğu belirlenmiş, ayrıca saptanan bedelde indirim tutarı araç değerine göre yüksek gibi görünmekte ise de, aracın davacı elinde iken kaza yapmış olması ve kullanım süresi gözetildiğinde bedelde indirime hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olacağı düşüncesiyle mahkemenin yazılı şekilde karar vermesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 09.09.2007 tarihinde satın aldığı aracın alındığı ilk günden itibaren çalıştırılması ve stop ettirilmesi anında metal metale vuruntu sesi geldiğini, yetkili servisin bir sorun olmadığını rapor ettiğini, bunun üzerine müvekkilince TMMOB ... şubesine başvurulduğunu ve araçtaki arızanın tespit edildiğini, davalıya 01.04.2008 tarihli ihtarname çektiklerini, ancak davalının olumsuz cevap verdiğini, araçtaki arızanın devam ettiğini belirterek araç bedelinden 7.000 YTL. tutarında indirim yapılmasını talep ve dava etmiştir....

      Bu talebin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, üretici ve ithalatçımüteselsilen sorumludur. (2) Malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde birleşen davanın davalısı ... Tic. ve San. A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin Ford marka minibüs satın aldığını, aracın kullanımı sırasında arızalandığını, arızanın yetkili servis olan davalı ...Ş. tarafından giderildiğini, aracın gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek, onarım bedelinin faiziyle tahsilini ve müvekkilinin kazanç kaybının faiziyle tazminini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin davalıdan minibüs satın aldığını, aracın kullanımı sırasında arızalandığını, arızanın yetkili servis olan asıl davada davalı ...Ş....

        Davacı taraf bedelde indirim anlamında tazminat istediğinden davacının 20.000,00 TL tazminata hak kazanmıştır. Ancak dava sırasında aracı 107,500,00 TL'ye satması karşısında davacının zararı 12.500,00 TL olduğundan davanın kısmen kabulüne " şeklinde karar vermiştir....

        Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konusu aracın müvekkilinin tamirhanesine çekici vasıtasıyla getirilmiş olduğunu, ağır hasarlı olarak teslim alınmış olduğunu, gerekli olan her tür onarım yapılmış ve davacı tarafın talimatıyla da ekstra bakım ve onarım yapılarak ücrete hak kazanmış olduğunu, ancak müteaddit defalar alacağını istemesine rağmen kendisine ücretinin ödenmemiş olduğunu, davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin şirket çalışanları tarafından herhangi bir kişisel kullanım mevcut olmadığını, zaten davacının dava dilekçesi eklerinde sunduğu parçalar da davacının genel bakım ve onarım talimatı sonucunda alınmış ve ilgili parçaların genel bakım ve onarım kapsamında değişitirilmiş olduğunu, dava dilekçesinde de ismi geçen ... isimli şahsın aracı teslim almak için davacının muvafakatiyle gelmiş olduğunu, ancak faturadaki parayı ödemekten imtina ettiğini, bunun üzerine de müvekkili tarafından araç üzerinde hapis hakkı kurularak bedel ödenene kadar teslim...

          bedellerinin, gerekse tüm onarım işçilik bedellerinin, o tarihteki normal piyasa rayiçlerine uygun değerlerde olduğu, sonuçta, (KDV dahil) 28.439,38 TL; olarak hesaplanan hasar onarım bedelinin makul, yeterli ve geçerli miktarda olduğu, Hasar alan parçaların tespiti ile hasar bedelinin tespiti için ekspertiz raporu için 354,00-TL ekspertiz ücretinin yerinde olduğu" hususları tespit edilmiştir....

            Ticaret A.Ş. ile birlikte araçtan kaynaklanan ayıplardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacı tarafından aracın belli bir süre kullanılmış olması ve bilirkişilerce onarımın sağlanması halinde aracın ayıpsız emsalleri gibi kullanımının mümkün olduğu yönündeki tespitleri de birlikte değerlendirildiğinde, hakkaniyete en uygun kararın aracın onarım ücretinin davalılarca karşılanması gerektiği yönünde kanaat oluşmuş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası kabul edilerek 01.04.2013 tarihli akitteki satış bedeli ve tapu masrafları ile birlikte 83.375,00 TL depo edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Önalım davalarında davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Dava konusu payın keşfen belirlenen değeri de tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda, davacı 15.04.2013 tarihli akte karşı bedelde muvazaa iddiasını ileri sürmüş ise de dava tarihinin 18.04.2013 olması yani ikinci akitten sonra dava açılmış olması nedeniyle 01.04.2013 tarihli ve 15.04.2013 tarihli akitler arasındaki satış bedeli farkına dayanılarak bedelde muvazaa iddiası ileri sürülemez....

                Resmi belgede yazılı bedelin aksi ispat edilemediğine göre ilk derece mahkemesinin satış bedelinin 50.000,00 TL olduğunu kabul ederek, bu bedel üzerinden nispi metod yöntemine göre hesaplanan 10.000,00 TL indirim bedeline hükmetmesi doğrudur. Ayrıca satış bedeli üzerinden harcı yatıran ve bu bedelin iadesini isteyen davacının daha sonra ıslahla seçimlik hakkını değiştirmesi sonucu satış bedelinin altında belirlenen indirim miktarı yönünden yeniden talepte bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak; davacı taraf, davadan önce davalıya gönderdiği ihtarnamede, satış bedelinden indirim talebinde bulunmamış, sözleşmeden dönüldüğünün belirterek satış bedelinin iadesisini istemiş ancak dava sırasında yapılan ıslahla bu seçimlik hakkını değiştirerek, bedelde indirime dönüştürmüştür....

                UYAP Entegrasyonu