Mahkemece, bu husus gözden kaçırılarak itiraza uğrayan bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 3-Somut olayda mahkemece, davalının vekalet görevini bedelsiz yapması mukabilinde bilirkişi raporuna göre tespit edilen 122.217,20 TL'den %10 hakkaniyet indirimi yapıldığı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu indirime ilişkin TBK’nın vekalet sözleşmesine ilişkin olan 502 vd. maddelerinde herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi, Dairemizin yerleşik uygulamalarında da hakkaniyet indirimine yer verilmemektedir. Hâl böyle olunca, mahkemenin %10 hakkaniyet indirimi uygulaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
O halde mahkemece, davalı vekilinin savunması üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak hatır taşıması indirimi yapılması gerekip gerekmediği, desteğin, araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca binip binmediği üzerinde durularak müterafik kusur indirimi yapılması gerekip gerekmediği tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.’’ gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek müteveffa ...'in sürücü ...'un alkollü olduğunu bilebilecek durumda olduğu, ayrıca müteveffanın bir bedel karşılığı olmayıp, hatır için taşındığının sabit olduğu anlaşıldığından, tespit olunan maddi tazminat miktarında takdiren %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle tazminata hükmedilmiştir....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın, 24.09.2014 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki motosiklete çarpmasıyla oluşan çift taraflı trafik kazası sonucunda davacının yaralanıp % 5.1 oranında malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL sürekli ... göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 04.02.2022 tarihli bedel artırım dilekçesiyle talebini 60.664,69 TL'ye yükseltmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu talebin zamanaşımı süresinin dolduğunu, maluliyet oranını kabul etmediklerini, kusur tespiti ile müterafik kusur indirimi yapılması ve vekalet ücretinin 1/5 oranında olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III. ......
Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davacının ayıplı servis hizmeti verildiğini iddia ettiğini, ancak, sanki araç ayıplıymış gibi misli ile değişim veya bedel iadesi talep ettiğini, ayrıca, misli ile değişimin mümkün olmaması halinde bedel indirimi yapılması yönünde bir talep olmadığını, ilk derece mahkemesinin dava dilekçesinde olmayan bir talebi, sanki varmış gibi gerekçesine yazıp hüküm kurduğunu, davacının dolu yağışında hasarlanan aracının taleplerine uygun şekilde onarılmadığını iddia ettiğini, dava dilekçesindeki talep sonucunda da anlaşıldığı üzere davacının terditli şekilde ileri sürdüğü iki talebi olduğunu, öncelikli talebin aracın yenisi ile değiştirilmesi, bu talebin mümkün olmaması halinde ise ikincil talep olarak aracın bedelinin talep edildiğini, mahkemece davacının 34 XX 961 plakalı aracında bir ayıp varmış gibi bedel indirimine hükmettiğini, oysa, davacının 34 XX 961 plakalı aracında herhangi bir ayıp olmadığını, ayıplı hizmet durumunda tüketicinin seçimlik haklarının...
Somut olayda, davacı 6098 sayılı Kanun'un 227 nci maddesi uyarınca terditli olarak talepte bulunmuş, yargılama sırasında da dava konusu aracı 3 üncü bir şahsa satmış ve yargılamaya ayıp oranında bedel indirimi olarak devam edilmesini istemiştir. Bu durumda, davacının malı ayıp nedeniyle eksik bedel ile sattığı kabul edilerek, mahkemece, gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, ayıp nedeniyle satıma konu aracın değerinde azalma olup olmadığı, var ise ne miktarda azalma olduğu tespit ettirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek kararın bozulması gerekmiştir. V. KARAR Açıklanan sebeplerle; Mahkeme kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 06.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesine göre ayıplı mal satın aldığı anlaşılan tüketici bedel iadesi, ücretsiz onarım, bedel indirimi veya ayıpsız misli ile değişim yönündeki seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir. Kaldı ki 6100 sayılı HMK.’nın “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır. Sözü edilen yasa maddesi uyarınca, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesi, mümkün bulunmamaktadır. O halde mahkemece, değinilen bu yön göz önünde bulundurularak davacının bedel iadesi talebine yönelik bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Ancak taraflar arasındaki poliçeye göre belirli periyotlarda değişimi gereken parça bedeli teminat kapsamı dışında olup hükme esas alınan 26.05.2016 tarihli bilirkişi raporuna bu husus ileri sürülerek itiraz edilmiş ve itiraz üzerine alınan 20.07.2017 havale tarihli ek bilirkişi raporunda da itiraz edilen husus göz önüne alınarak yeniden hesaplamayla talep edilebilecek bedel 225.129,36 TL olarak belirlenmiş olmasına rağmen mahkemece, bu husus değerlendirilmeksizin, yetersiz gerekçeyle 26.05.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda belirlenen 227.289,37 TL bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....
Somut olayda; davacı satın aldığı araçtaki ayıbı nedeni ile bedel indiriminin tespit edilerek, şimdilik 1.000,00 TL'nin tahsilini istemiştir....
Davacı vekili tarafından sunulan 14.12.2023 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Kısmi dava olarak açarak 1.000,00 TL’sini talep ettikleri değer kaybı oranında bedel indirimi taleplerinin 99.000,00 TL daha artırarak 100.000,00 TL (Yüzbin Türk Lirası) olarak ıslah ettiklerini, kısmi dava olarak açarak 1.000,00 TL’sini talep ettikleri ticari kazanç kaybı (araç mahrumiyet bedeli) alacak taleplerini 23.000,00 TL daha artırarak 24.000,00 TL (Yirmidörtbin Türk Lirası) olarak olarak ıslah ettiklerini, değer kaybı oranında bedel indirimi miktarının ve ticari kazanç kaybının (araç mahrumiyet zararımızın) arıza tarihi olan 11/08/2022 tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. 6502 sayılı yasa 11/3. maddesinde “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemesi mevcuttur....