Ancak; 1)Mahkemece bozmadan önce alınan bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan hükmünde %3 oranında değer düşüklüğü takdir edildiği ve Dairemizce bu husus bozma nedeni yapılmadığından davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek bedel tespiti gerekirken, %5 oranında değer düşüklüğü kabul edilerek fazla bedel tespiti, 2)Acele kamulaştırma dosyasında belirlenen ve davalı tarafa ödenen 189.680,81-TL bedel belirlenerek kamulaştırma bedelinden düşüldükten sonra, birinci kararla hükmolunan farklı bedele 08/07/2013 tarihinden bu karar tarihine kadar yasal faiz yürütülmesi, tespit edilen yeni bedelede acele kamulaştırma dosyasında ve ilk kararda ödenmesine karar verilen fark bedel düzeldikten sonra 08/07/2013 tarihinden karar tarihine kadar faiz yürütülmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde faiz yürütülmesine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Şöyle ki; 1-Münavebeye esas alınan yoncanın il tarım resmi verisinin kg. satış fiyatı (0,57-0,87) TL olduğu halde, bilirkişi raporunda 0,45 TL alınmak suretiyle eksik bedel tespiti, 2-Dava konusu taşınmazın yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alındığında değer düşüklüğü oranının % 10 oranında olacağı düşünülmeden, % 8 oranında değer düşüklüğü uygulanmak suretiyle eksik bedel tespiti, Doğru olmadığı gibi; 3-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden, Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı (karşı davalı) vekilinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 15/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
-TL. bedel belirlendiği ve mahkemece alınan 2. bilirkişi kurulu raporunda da bu bedel tespit edildiği halde, bu rapordan ayrılma nedenleri açıklanmadan taşınmaza düşük bedel belirleyen ilk rapora göre aza hükmedilmesi, 2-Yapılara, 2010 yılı ... resmi birim fiyatlarına göre değer belirleyen 2. bilirkişi kurulu raporuna itibar edilerek hüküm kurulması gerekirken, 2009 yılı resmi verilerine göre bedel tespit eden ilk rapora göre hüküm kurulması, 3-Tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde ödeyenlere iadesine, temyize başvurma harçlarının hazineye irad kaydedilmesine, 01.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı idare vekilinin temyizine gelince; Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca belirlenen bedel ile bu dava sonucunda belirlenen bedel farkının davacı idareye iadesine, bu bedel davalılarca bankadan çekilmişse, payları oranında davalılardan tahsili ile davacı idareye verilmesi yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 6. bendindeki (207.500,47-TL’nin) rakamından sonra gelen bölümün tümü ile çıkartılmasına, yerine (davacı idareye iadesine, bu bedel davalılarca bankadan çekilmişse, payları oranında davalılardan tahsili ile davacı idareye verilmesine) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı, davalı şirketten 10/08/2014 tarihinde 046878 nolu fatura ile 5.000,00 TL bedelle saat satın aldığını, saatin buğulanma yapması ve geri kalması şikayeti ile 18/08/2014 tarihinde ürünü iade ederek bedel iadesi talep ettiğini, davalı şirketin saatin tamir edildiğini, bedel iadesi yapılamayacağını belirterek ürünün iade edildiğini, ürünün bedel iadesi yapılmamasının 6502 sayılı yasanın 11/a maddesine aykırı olduğunu belirterek davanın kabulüne, ürünün bedelinin yasal faizi ile verilmesini talep etmiştir. Davalı, cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıplı mal nedeniyle bedel iadesine ilişkindir....
Müdürlüğü’nün 2010/7511 takip sayılı dosyasına yapılan itirazının ....609,67 TL bedel üzerinden iptâli ile takibin bu miktar üzerinden devamına fazlaya ilişkin talebin reddine, .......... inkâr giderimi isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. ...-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. ...-Davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; yerel mahkemece davanın kısmen kabulü ile ....609,67 TL bedel üzerinden itirazın iptâline takibin devamına, fazlaya ilişkin 199,00 TL bedel yönünden davanın reddine karar verilmiş olup reddedilen bedel üzerinden davalı yararına ....200,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmiştir....
.-...İl-İlçe Tarım Müdürlüğü resmi verilerinin ortalamasına göre değer biçilmesi ve ortalama verilere göre belirlenen bu bedel ile sadece 2015 yılı ... İlçe Tarım Müdürlüğü resmi verileri esas alınarak hesaplanan bedel karşılaştırılarak 2015 yılı ......
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır....
Enerji Nakil hattı nedeniyle tespit edilen bedel üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücreti ile ile diğer enerji nakil hatları nedeniyle tespit edilen bedel üzerinden alınması gereken 13.288,75 TL’nispi vekalet ücreti toplamı 16.013,75 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacılara payları oranında verilmesine) cümlesinin yazılmasına,Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 01/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı davalıdan satın aldığı ürünün ayıplı olması nedeni ile bedel iadesini istemiştir. Davalı ise cevabında ürünün ayıplı olduğunu bu nedenle üretici firma tarafından yeni ürün gönderildiğini ancak davacının yeni ürünü almaktan kaçındığını savunmuştur, Bu durumda davacıya satılan ürünün ayıplı olduğu davalının bu beyanı ile kabul edildiğinden bilgisayar üzerinde ayrıca bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek yoktur. 4077 sayılı yasanın 4/2 maddesine 2008/1878-7721 göre; “Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.”...