Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek acele el koyma dosyasında yatırılan kamulaştırma bedeli ile bilirkişi kurulu raporunda saptanan bedel arasındaki farktan muris ......a isabet eden bedel farkının da bankaya yatırtılıp davaya dahil edilen mirasçılar ... ile ...'a ödenmesi ve mirasçı ... hakkında da karar verilmesi gerekirken, muris .....'ye açılan davanın tefrikine, kamulaştırma bedel farkının (......düşen bedel farkı yatırılmadığı halde) üçer aylık vadeli hesapta bloke edilmesine şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
< Dava, taşınmaz üzerindeki ruhsatsız yapıya 2981 sayılı Yasa uyarınca ruhsat verilebilmesi için 100 m2 lik kısmı için m2 si 20.000 lira olarak belirlenen bedelin 10.000 liraya düşürülmesi yolundaki belediye encümeni kararının iptali dileğiyle açılmış, idare mahkemesince, 2981 sayılı yasanın gecekondulara ruhsat verilebilmesi için öngörülen arazi maliki kamu idaresine bedel ödemeye ilişkin 9.maddesinin metni açıklanarak, davacıya parselin 107 m2 hissesini satan mal sahibi ile Vakıflar Genel Müdürlüğü arasında adli yargı yerindeki mülkiyet uyuşmazlığı nedeniyle anılan taşınmazın Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olduğu kabul edilerek ruhsat verilebilmesi için davacıdan belediyece arsa bedeli istendiği, oysa 2981 sayılı Yasanın 9.maddesi uyarınca arsa veya arazi hangi idareye aitse o idare tarafından gecekondu sahibinden bedel talep edilmesi gerektiği, bu nedenle uyuşmazlık konusu taşınmaz Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tescil edilmiş olsa bile belediyece bedel belirlenerek davacıdan istenemeyeceği...
Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın yüzölçümü 74,70 m² olduğu halde, maddi hata sonucu 70,74 m² kabul etmek suretiyle bedel belirleyen rapora göre düşük bedel tespiti, 2-Yapılara, değerlendirme tarihi olan 2009 yılı ... resmi birim fiyatlarına göre bedel tespiti için bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, 2008 yılı resmi verilerine göre bedel tespit eden rapora itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, 3-Davanın niteliği gereği kendilerini vekil ile temsil ettiren her iki taraf lehine de maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Davalılardan ... vd. vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene iadesine, temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça varsa bankadan çekilmesine kadar işlemiş olan mevduat faiziyle birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece salt fazla paranın ödenmesine hükmedilmesi doğru değil ise de, ve mahkemece ilk kararda tespit edilen bedel olan 2.899.00 YTL. ile bu kez verilen kararda tespit edilen bedel (2.299.00 YTL.) arasındaki fark 600 YTL. olduğu halde hatalı hesaplama sonucu 590 YTL.'nin iadesine karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3 nolu bendinde yer alan "590 YTL.'nin" sözcükleri yerine "600 YTL.'...
Ancak; Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece arta kalan kısmın davacıya iadesine karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin son satırında yer alan "arta kalan kısmın davacıya iadesine," sözcüklerinin metinden çıkartılarak yerine "Davacı idare tarafından bozmadan önce bankaya yatırılan 15.184.46 TL bedel ile bozma sonrası hüküm altına alınan 14.869.76 TL bedel arasındaki fark olan 314,70 TL'nin davalıya ödenmesine kadar geçen sürede varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte davacı idareye iadesine" sözcükleri yazılmak suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217...
. - K A R A R - Dava, ihale ile orman emvali satışından kaynaklanan iki ihale arasındaki bedel farkı ile ek zararın KDV’si ve faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir. Davalı duruşmada daha önce girdiği ihale sonucunda sorunlar yaşadığı için somut olayda malların yerinde olup olmadığını görmeden bedeli yatırmak istemediğini ve satışa konu malı göremediği için parayı yatırmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama toplanan deliller neticesinde; iki ihale arasındaki bedel farkının 582.91.-TL şartnamenin 14/a.maddesi uyarınca belirlenen ek zararın ise 935.55.-TL olduğu iki ihale arasındaki 582.91.TL bedel farkına faiz işletilmesi gerektiği, ancak gecikme cezası niteliğindeki ek zarara BK.nun 104/son hükmü gereğince faiz işletilemeyeceği, her iki değerinde KDV matrahına dahil olduğu gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne iki ihale arasındaki bedel farkı olan 582.91.-TL ile ek zarar olan 935.55.-TL olmak üzere toplamın 1.518.46....
ya ödenmesine" sözcüklerinin metinden çıkartılmasına, yerine "davacı idare tarafından bozmadan önce bankaya yatırılan 43.282,52 TL bedel ile bozma sonrası hüküm altına alınan 35.029,82 TL bedel arasındaki (8.252,7 TL) farkın davalıya ödenmesine kadar geçen sürede varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte davacı idareye iadesine, tespit edilen kamulaştırma bedelinin (35.029,82 TL) davalıya ödenmemiş ise bu bedelin davalıya ödenmesine" sözcükleri yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 10.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1) Bilirkişi kurulunca, o yörede mutad ürün olarak ekimi yapılan buğday ve pamuğun değerlendirme tarihindeki ortalama kilogram satış fiyatları resmi veriler ortalamasından yüksek, masraf ise bu ortalamalardan düşük alınmak suretiyle bedel tespit edildiğinden, İl Tarım Müdürlüğü ve diğer resmi kurumların dosya içerisindeki ortalama satış fiyatı ve masrafa uygun şekilde yeniden bedel tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, ürün bedellerinin çok yüksek alınmak suretiyle bedel tespiti doğru olmadığı gibi, mutat olarak pamuk ve buğday ürünün yetiştirildiği dava konusu büyük yüz ölçümlü taşınmazda, slajlık mısır ekimi yapılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı düşünülmeden, bu ürün de münavebeye dahil edilerek bedel takdiri, 2) Taşınmazın dosyada ve bilirkişi raporunda net olarak gösterilmeyen özelliklerinden bahsedilerek, denetime elverişli olmayacak surette % 90 objektif unsur uygulanarak, fazla bedele hükmedilmesi, Doğru...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava dışı oğlu ...n’ın piyasaya borçları olduğunu, eski damadı olan dava dışı ...ın, dava konusu 722 ada 5 parsel sayılı taşınmaza alacaklılar tarafından elkonulabileceğini söyleyerek taşınmazı anlaşmalı olarak arkadaşı dava dışı ...a devretmesi konusunda kendisini ikna etmesi sonucu m...k olduğu taşınmazı 28.5.2009 tarihinde dava dışı ...’ya bedel almaksızın temlik ettiğini, ...’nın teminat amacıyla düzenleme tarihi aynı olan 100.000,00 TL bedelli senet verdiğini, 04.07.2012 tarihinde vekil kılınan ...’nin taşınmazı kardeşi olan davalı ...’a 05.07.2012 tarihinde temlik ettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Davalı, taşınmazı bedel karşılığında temlik aldığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Dahili davalılar, davaya cevap vermemişlerdir....
Ancak; Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davacı idareye davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi gerekirken, davacının fazla yatırılan bedelin iadesine yönelik talebin ayrı bir dava konusu olduğundan buna yönelik karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 4 numaralı bendinin tamamının metinden çıkartılarak yerine "ilk kararda tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki fazladan yatırılmış olan 5.322,75 TL'nin bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine” ibaresinin yazılması...