"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.10.2010 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ve terditli olarak tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın tapu iptali ve tescil yönünden kabulüne dair verilen 16.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ve terditli olarak tazminat isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davalı ...'in .... Noterliğinin 08.07.1992 tarihli ve ..... yevmiye sayılı satış vaadi sözleşmesi ile ... İli .......
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili kararı özetle, bedel iadesi taleplerinden yargılama sırasında feragat etmelerine rağmen aynen iade yanında bedel iadesine de karar verilmesinin doğru olmadığı, dilekçede gösterilen 50.000,00 TL'nin harca esas değer olmasına karşın dava değeri olarak değerlendirilmesinin, bilirkişi raporuna itiraz edilmesine rağmen, reddine karar verilen ziynetlerin varlığının tanık beyanları ile ispatlanmış olduğunun gözetilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle, kararın kaldırılması, talep olunan ziynetlerin "aynen iadesine" karar verilmesi, karardaki "aynen iade mümkün olmadığı takdirde yasal faiziyle birlikte bedelin iadesi" hükmünün kaldırılmasına karar verilmesi, talepli olarak istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinafa cevap dilekçesinde istinaf itirazlarının reddini istemiştir. GEREKÇE: Dava, ziynet eşyası alacağına ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Mahkemece tapu iptali ve tescil isteminin reddine, terditli bedel iadesi ve tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine, 10.000,00 TL sözleşme kapsamında ödenen bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, kira kaybı tazminatı, müspet zarar ve ödeme tarihinden itibaren ticari faiz isteği yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş, karar davalı ... ve davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece, emsal alınarak bekletici mesele yapılan dava dosyasının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gönderildiği, Hukuk Genel Kurulu tarafından 16/05/2019 tarih, 2018/13-977 esas ve 2019/572 karar sayılı ilamıyla ......
Davacı vekili itiraz dilekçesinde raporda makinenin kullanılamamasından kaynaklı zararla ilgili olarak beyanda bulunarak müvekkilinin zararının çok daha fazla olduğunu belirtip, bilirkişi raporu aldırılmasını istemiş ise de gerek dava dilekçesinden gerekse davacı vekilinin ön inceleme duruşmasındaki beyanında davada asıl talebin sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkin olduğu, asıl talebin kabul edilmemesi halinde onarım ile zararın tahsilinin talep edildiği, zarar talebinin terditli talep olarak ileri sürüldüğü, alınan raporlarda da sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde görülmesi sebebiyle mahkememizce davacının terditli talebinin değerlendirilmesi gerekli görülmeyerek zararla ilgili olarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. 6098 sayılı TBK'nın eser sözleşmelerinde ayıbı düzenleyen 474 ve devamı maddelerine göre; "İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre...
Mahkemece, davacının HMK'nın 111. maddesi uyarınca terditli olarak öne sürdüğü taleplerinden her ikisi de kabul edilerek ; 8 adet 22 ayar 25 gram burma bileziğin aynen, aynen iadesi mümkün olmaması halinde taleple bağlı kalarak 16.000,00 TL’nin davalı ... terekesinden alınıp, davacıya verilmesine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir. Hüküm fıkrası, kararın esası olup, açık ve infazı mümkün olmalıdır. Şarta bağlı ve terditli olarak hüküm kurulamaz....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafa talebinin ne olduğunun açıklattırılması gerekirken beyanı alınmadan bedel iadesi yönünde verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilerleyen zamanda davacının davasını ıslah ettiği ve 17/01/2018 tarihli duruşmada aynen "ıslah talebi doğrultusunda öncelikle aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesi, mahkeme aksi kanaatte ise güncel değerinin tarafımıza ödenmesini talep ederiz." denilmek suretiyle terditli taleplerine devam ettiğini, 6502 sayılı Kanun'un 11.maddesinde ilgili maddede belirtilen seçimlik haklarından yalnızca birinin kullanılabileceği hüküm altına alındığından, tüketiciye terditli dava açma hakkı tanınmadığını, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin emsal kararlarının da bu yönde olduğunu, nitekim yerel mahkemenin gerekçeli kararında yer verilen Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 2016/5054 E.-14055 K.sayılı kararında da ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya sözleşmeden dönerek bedel iadesi taleplerinden hangisini seçtiğini net olarak...
gayrimenkulün terk eden şirkete iadesi hususlarında uzlaşma dilekçesi verilmesi gerektiğini ve bu nedenlerle öncelikle tedbir kararı verilerek şirketin son tasfiye memuru müvekkilinin temsile yetkili kayyum olarak atanmasını, müvekkilinin şirketi temsilen avukata vekaletname düzenlenme yetkisi verilmesini, taşınmazın terk işlemlerinin iptali, gayrimenkulün tapuda terk edilen kısımlarının şirkete iadesi hususlarında dilekçe verebilmesi için ve devamla ihya işlemleri tamamlanıncaya dek -- İli, ---- İlçesi, ----Köyü, ---- pafta, ---ada numaralı ve -----parsel numaralı taşınmazın terk edildiği iddia edilen kısımları açısından tapu iptali, tescil ve terditli olarak bedel iadesi talepli dava açabilmesi için yetki ve izin verilmesini, Tasfiye Halinde ------Şirketi'nin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin TTK.m.32 ve Ticaret Sicili...
Davacılar vekili, terditli talep olarak bedel isteğinde bulunmuştur... satış senedinde yer alan bedelin, denkleştirici adalet kuralları gereğince TEFE-ÜFE endeksleri, altın-döviz kurlarındaki artışlar, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gözetilerek dava tarihine kadar ulaştığı değerin saptanması ondan sonra davacılar vekilinin bedel isteği konusunda oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir...” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazda davacılar ve murislerinin zilyet oldukları, zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı ve bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak hazırlandığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, terditli bedel isteminin kabulüne karar verilmiştir. VI. TEMYİZ A....
Mahkemece her ne kadar terditli talepler tefrik kararı verilmek suretiyle ayrı dosyaların konusu yapılmak ve eldeki dava dosyasında da terditli taleplerden ikincisi olan bedel iadesi ile birlikte kira tazminatı yönünden feragat nedeniyle red kararı verilmek suretiyle, her iki talebin toplam değeri üzerinden davalı yararına vekalete hükmedilmiş ise de, kanuni düzenlemeden de anlaşılacağı üzere terditli talepler arasında "aslilik – ferilik" ilişkisi bulunduğundan bu taleplerin tefrik kararı ile farklı dava dosyalarının konusu yapılmasına imkan bulunmadığından; davacının 23.05.2018 havale tarihli dilekçesi ile tapu iptali ve tescil davası dışındaki talepler yönünden feragat beyanının, kira tazminatına ilişkin talebe havi olduğunun kabulü, terditli talep bakımından ise (bedel iadesine yönelik) vazgeçme olarak nitelendirilmesi gerekeceği, bu halde dosyanın geçirdiği safahat ve usul ekonomisi de gözetilerek, tefrike konu kararın tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde bedel iadesine ilişkin talep...
Davacı dava dilekçesinde ayıplı aracın iadesi ile bedelin iadesi veya değiştirilmesi istemi ile davayı açmıştır. Satın alınan malın ayıplı çıkması halinde tüketici seçimlik haklarından bir tanesini isteyebilir. Öyle olunca mahkemece davacının şeçimlik haklarından hangisini istediği konusunda davasını hasretmesi sağlanmadan ve infazda tereddüt oluşturacak mahiyette terditli şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş olup, usul ve yasaya aykırı olmakla bozma gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 18.40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 21.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....