Manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede ise; Davacı tarafça her ne kadar manevi tazminat isteminde bulunulmuş ise de manevi tazminat, malvarlığı dışındaki, hukuksal değerlere yapılan saldırılar ile meydana getirilen eksilmenin giderilmesi olup, haksız saldırı, kişinin psikolojik varlığı üzerinde etki doğurur. Uğradığı tecavüz nedeniyle, fizik ya da manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevincini kaybeden kişi manevi tazminat isteyebilir....
Hukuk Dairesinin " 28.11.2017 tarihli ve 2016/9163 Esas, 2017/15780 Karar sayılı ilamıyla davaya konu davacı tarafından 06.05.2005 tarihli sözleşmeye dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerektiği ancak, davacı vekili iptal ve tescile ilişkin isteğinin kabul edilmemesi halinde ödenen paranın iadesi talebinde bulunması nedeniyle iddia ve savunma doğrultusunda tüm deliller toplandıktan sonra davacı tarafın bedel iadesi isteği konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir" gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. D....
Bilirkişi heyetinden iade edilen ürünlerin kâr kaybı dışında teknik olarak satış bedelinin değerlendirilmediği anlaşıldığından ek rapor talep edilmiş, ibraz edilen 17/02/2022 tarihli ek raporda; kök raporda 307 adet spreyin iadesi gerçekleştirilerek karşılıklı mahsup yapıldığı hususu belirtildiğini, kalan 198 adet yönünden iade hususu ispat edilmediğinden, ürün iadesi için bedel hesaplaması da yapılamadığını, kök rapora müteakip düzenlenen ek raporda, 32 adet ürünün davacı deposunda olduğu belirlenmiş ve bu ürün için de kar kaybı bedeli hesaplandığını, ancak, ürün teslimi gerçekleşmediğinden ve ürünler davacı yedinde olduğundan ürün bedeli yönünden hesaplama yapılamadığını, 32 adet ürün için düzenlenmiş olan iade faturası her iki tarafın cari hesaplarında görüldüğü üzere 9.440,00 TL olduğunu, davacının tarafın kesmiş olduğu iade faturası davalı defterlerine işlenmiş, müteakiben de bu fatura bedelinin tekrar davacıya iadesi için davalı tarafından fatura düzenlenmiş ve davacı tarafça da...
İkinci Kaldırma Kararı Bölge Adliye Mahkemesinin 06.07.2021 tarihli ve 2021/683 Esas, 2021/796 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece kaldırma kararından sonra hiç bir araştırma yapılmaksızın hak düşürücü süre nedeniyle davacının hem tapu iptali ve tescil hem de bedel iadesi davasının reddine karar verilmişse de; bedel iadesi talebinin de hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir. F. İkinci Kaldırma Kararı Sonrasında İlk Derece Mahkemesince Verilen Karar Çarşamba 2....
Bu durumda mahkemece hükme esas raporu düzenleyen teknik bilirkişiden sözleşme konusu olup ayıplı imal edildiği kabul edilen teknedeki ayıpların niteliği, yani ayıbın kabule icbar edilemeyecek ve iş sahibinin kullanamayacağı derecede ağır olup olmadığı ya da ayıbın bu nitelikte olmayıp bedel indirimi ya da onarım suretiyle eserin kabulünün mümkün olup olmayacağı ve bu konuda varılacak sonuç ve kanaate göre iş sahibinin ödediği bedel ile yüklenicinin kusuru ile işsahibinin uğradığı zarar ve yine ayıbın eserin reddini gerektirecek nitelikte olmaması halinde tenzili gereken bedel ve onarım masrafları ile yüklenicinin kusurlu olması sebebiyle bunlardan dolayı iş sahibinin uğradığı zarar ile ilgili gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp hükmedilecek tazminat ve alacak miktarı konusunda ilk karara karşı davalı yüklenicinin temyiz talebinden feragat etmiş olması ve bu şekilde davacı iş sahibi yararına oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.09.2015 gününde verilen dilekçe ile bedel iadesi olmadığı takdirde tapu iptali tescil talebi üzerine Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; bedel iadesi talebinin reddine, tapu iptali tescil talebinin kabulüne dair verilen 24.05.2018 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.04.2019 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden taraflardan gelen olmadı....
Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, bedel iadesi KARAR Davacı vekili geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde dava tarihi itibariyle belirlenecek değerin hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece tapu iptali ve tescil davasının reddine, 03.10.2005 tarihli harici satış sözleşmesinden kaynaklanan 123,480 TL'nin davalı Sebahat Serbest'ten (Yalınız) tahsiline karar verilmiştir. Hüküm sadece Sebahat Serbest (Yalınız) vekili tarafından bedele yönelik olarak temyiz edildiğine, bedel uyuşmazlığı 03.10.2005 tarihli senetten kaynaklandığına göre; hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize ait değildir. Bu nedenle ve ilgisi bakımından dosyanın Yüksek Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, ayıp ihbarlarının usulüne uygun yapılmadığını, davanın süresi içinde açılmadığını, araç üzerinde rehin ya da başka bir takyidat var ise bu hususun davacı tarafa açıklattırılarak davanın ilgili banka ya da finans kuruluşuna ihbar edilmesini, araçta iddia olunan ayıbın kullanıcı hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının mahkemece araştırılmasını, davacının aracı kullanımı nedeni ile araçta oluşan bedel kaybının, bedel iadesi talebinden düşülmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İhbar Olunan vekili, araçta giderilemeyen herhangi bir arıza ve gizli ayıbın söz konusu olmadığını, davacının dava nedeni olarak gösterdiği maddi vakıanın olsa olsa bedel indirimine ya da ücretsiz onarıma yol açacak nitelikte olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve bedel iadesi ... ile ... aralarındaki tapu iptali, tescil ve bedel iadesi davasının reddine dair Mudurnu Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.10.2011 gün ve 50/107 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, dava konusu 155 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazı, vekil edeninin, davalıdan 1994 yılında 45.000.000 liraya satın aldığını, bu işlemi 28.04.2003 tarihinde yazılı hale getirdiklerini, bu parselin kadastroca kayıt altına alınmasına rağmen davalının, hissesini davacıya devretmeye yanaşmayarak, ortaklığın giderilmesi davasını açtığını açıklayarak, öncelikle 155 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazdaki davalı ......
inşaata başlamak zorunda olmaları ve tazminat ödemek zorunda kalmamak için haklarını saklı tutmak kaydıyla 79.177,90 TL olarak ödediğini, öncelikli olarak davalı tarafın bedel talep dilekçesinde irtifak m2'leri yanlış toplanması sonucu 154,46 m2 fazla irtifak bedeli hesaplandığını, usule aykırı şekilde hesaplandığını ve davalının sebebsiz zenginleşmesine sebep olduğunu, 1973 yılında tarla bedeli üzerinden kurulmuş irtifakın 2016 yılında arsa bedeli üzerinden hesaplanmış bir bedelden geri talep edilmesinin ne usule nede hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davalı kurumun irtifak terkin bedelinin usule ve hesaplama tekniğine aykırı fahiş rakamdan talep etmesi ve müvekkilininde bu bedeli ödemek zorunda kaldığı ve bedelin iadesi sebebiyle işbu davayı açtıklarını belirterek irtifakın uygulandığı tarihte ödenmiş ise irtifak bedelinin irtifakın kaldırıldığı tarihe uyarlanmış şeklinin hesaplanarak davalı kurumca fazla tahsil edilen bedelinin davalı taraftan ödeme tarihinden itibaren yasal...