Garanti şartlarının 4.maddesi ve Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 6.maddesinin 4.bendi ile aynı yönetmeliğin 14/b maddesi gereğince tamir süresinin 30 gün olduğu tamir için gereken azami süresinin aşılması halinde kullanıcının isteği üzerine arızalı ürünün değişimi veya bedel iadesi hakkı tanınmıştır. Somut olayda davacı aracın değişimi, bunun mümkün olmaması halinde bedel iadesi isteminde bulunmuş olup, tamir süresinin de aşılmış olduğu dosya içeriği ile sabit hale gelmiştir. Bu durumda davacın aracın değişimi, bu mümkün olmadığı takdirde bedel iadesi isteminin yazılı gerekçe ile reddi doğru değildir. Öte yandan davacı davalılara gönderdiği 27.12.2004 tarihli ihtarnamede aracın kullanılamadığı dönem için zararın 5 gün içinde ödenmesini istemiştir....
DAİRESİ Uyuşmazlık; araç satış sözleşmesi sonrası ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan bedel iadesi talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi ... .... ... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... .... ... Dairesine gönderilmesine, ....02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....
Maddelerindeki hüküm ile ayıp kabul edilen hiçbir özelliğin dava konusu ürünlerde bulunmadığını, ürünlerin ayıplı olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte tüm ürünlerin bedellerinin davacıya iadesinin müvekkili şirket yönünden hakkaniyetsiz olacağını, davacının somut olayda ücretsiz onarım hakkından faydalanabilecek iken bedel iadesi içeren sözleşmeden dönme talebinin kötü niyetli olduğunu, işbu davanın reddi gerektiğini bildirerek istinaf itirazında bulunmuştur. GEREKÇE: Dava, malın ayıplı olduğu iddiasıyla ayıplı ürünün iadesi ile ödenen bedelinin iadesi istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
indirimine ilişkin talebi bakımından ise bedel indirimi seçeneğinin uygulanabileceği görüldüğünden bilirkişi raporunda her iki araç için hesaplanan toplam 20.579,48 TL yönünden bedel indirimi talebinin kabulüne karar verilmiş ve dava dilekçesinde faize dair talep bulunmadığından 20.579,48 TLnin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek, neticede aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
K A R A R Davacı, davalı yana ait mağazadan bilgisayar satın aldığını daha sonra arıza yaptığını belirterek servise bıraktığını, tamir değil bedel iadesi isteminde bulunduğunu bunun davalı yanca kabul edilmediğini belirterek ödediği bedelin iadesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı yanca temyiz edilmiştir. Davacının davalıdan satın aldığı dizüstü bilgisayarın arıza yaptığından bahisle bedel iadesi talep etmişse de ürünün telsim edildiği 11/11/2009 tarihli ürün gönderim formunda müşteri şikayetinde üründen ses geldiği belirtilmiş ancak üründe herhangi bir arızanın olduğuna dair tespit yapılmamıştır. Bu haliyle servis formunda sadece müşteri şikâyeti yer alıp arızanın tespit edildiğine dair herhangi bir açıklama yer almamıştır. Mahkemece yapılan ürün üzerindeki incelemede elektronik mühendisi bilirkişi raporunda üründe herhangi bir arızanın bulunmadığı bildirilmiştir....
Davacı, davalının üreticisi olduğu televizyonun arızalandığından ve tamir edilmediğinden bahisle bedel iadesi talebinde bulunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda üründeki arızanın ani voltajdan kaynaklandığı ve üretim hatası olmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de, bilirkişi tarafından yapılan incelemede ürünün arızalı olduğu, iç panoda bulunan devrelerin anlık voltaj düşmelerine ve yükselmelerine dayanmayan kalitede olduğu, davacıya ait evin tesisatında bir arıza olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, davacının da servise başvurduğu, buna karşın arızanın giderilmediği, 2013/15998-27067 gözetilerek bedel iadesi koşulları oluştuğundan davacının bu yöndeki talebinin değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde ve yanılgılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Ancak; Taşınmaz belli bir bedel alınarak davalıya satıldığından bu bedelin davacı tarafından iadesi gerekir. Aksi takdirde davacı sebepsiz zenginleşecektir. Davacıya iadesi gereken bedel ise taşınmazın satışının yapıldığı sırada ödenen tutarın dava tarihindeki güncelleştirilmiş değeridir. Mahkemece bu değerin ne olacağı bilirkişi incelemesi ile saptanmalı, bu arada bulunacak değere göre mahkemenin görevi düşünülmeli, şayet bulunacak değer sulh mahkemesinin görevinde kalmakta ise bu miktar davalıya ödenmek üzere davacıya depo ettirilmeli, istek bu şekilde hüküm altına alınmalıdır. Değinilen bu yönün gözardı edilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 15.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik- yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle bedel iadesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, davanın ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, uyuşmazlığın ticari dava olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kaynaklanan bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 11.11.2013 tarihinde satın aldığı telefonun ayıplı çıkması üzerine iki kez yenisi ile değiştirilmesine rağmen ayıplı telefon teslim edildiğini ileri sürerek 2.088 TL 'nin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, telefonun her seferinde servisten ayıplı geldiğini, iddia edilen ayıbın telefondan yararlanmayı sürekli olarak etkilemediğini, kendilerinin kusurlu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ayıplı ürün nedeni ile bedel iadesi için eldeki davayı açmıştır....
Mahkemece, maddi tazminat talebi yönünden; davanın kısmen kabulü ile satış bedeli olarak ödenen 1.850,00 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat yönünden; davanın kısmen kabulü ile 500,00 TL’nin davalı ... ... Telefon Onarım ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ilişkin kesin olarak karar verilmiş; hüküm, davalı ... ... Telefon Onarım ve Tic. Ltd. Şti. temyiz edilmiştir. 1-Dosyanın incelenmesinde; mahkemece, verilen kararın miktar yönünden kesin olduğundan bahisle 25.01.2016 tarihli karar ile davalı ... ... Telefon Onarım ve Tic. Ltd. Şti.’nin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de, karar tarihi itibarı ile miktar yönünden temyiz kesinlik sınırı 2.080,00 TL olup, davalı aleyhine hükmedilen toplam bedel 2.350,00 TL’dir. Bu durumda, miktar itibariyle kararın kesin olduğundan söz edilemez....