Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, akitte gösterilen satış bedeli ve tapu masrafları toplamının depo edilmesi halinde davayı kabul ettiklerini, aksi takdirde davacının bedelde muvazaa iddiasının ve davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası yerinde görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda, önalım hakkına konu 56 ada 7 parsel sayılı taşınmazda 19.03.2013 tarihli akitle 1/2 pay dava dışı paydaşlar tarafından davalıya satılmıştır. Davacı, tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, 50.000,00 TL değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Önalım davalarında davacının bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanabilmesi için dinlenen davacı tanıklarının akitte taraf olmayan, satış bedelinin ödenmesi sırasında tarafların yanında olan, görgüye dayanan bilgileri bulunan kişiler olması gereklidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Dava; yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptal-tescil, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkin olup, Yargıtay (kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamı üzerine hüküm kurulmuştur. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 7. Hukuk Dairesine gönderilmesine 06/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

      HUKUK DAİRESİ Dava; geçerli taşınmaz satışı nedeniyle açılan, muvazaa nedenine dayalı tapu iptal tescil, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine 15/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi KARAR Dava, şahsi hakka dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkin olup, davacının temyizi tapu iptal ve tescil talebinin reddine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ücretsiz onarım hakkını kullandığını, davanın reddinin gerektiğini, aracın değişimi veya bedel iadesine karar verilmesi halinde davacının araçtan elde ettiği faydaların araç bedelinden mahsubuna veya davalı şirkete iadesine karar verilmesi gerektiğini, bedel iadesi veya bedel indirimi durumunda faiz taleplerinin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir....

          ortadan kaldıran veya eksilten bir vasıf eksikliğinin olmadığını, ayıp iddialarını kabul etmemekle birlikte davacının ücretsiz onarım hakkını kullandığını, davanın reddinin gerektiğini, aracın değişimi veya bedel iadesine karar verilmesi halinde davacının araçtan elde ettiği faydaların araç bedelinden mahsubuna veya davalı şirkete iadesine karar verilmesi gerektiğini, bedel iadesi veya bedel indirimi durumunda faiz taleplerinin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir....

            Davacı taraf, temerrüte düşürülmediği için faiz istenemeyeceğini ileri sürmüş ise de; bedelin iadesine mahkeme kararı ile hükmedilmiş olduğundan, hüküm verilmesi ile birlikte bedel iade borcunun da muaccel olacağının kabulü gerekir. Takipte yasal faiz oranı üzerinden faiz talebinde bulunulmasında da hukuka aykırılık yoktur. Dayanak ilamın kesinleşmediği ve dayanak ilamda ölen davalılara tebligat yapılmadığı yönlerinden de itiraz da bulunulmuş ise de; takibin dayanağı mahkeme ilamı bedel tespiti ve tescile ilişkin olmayıp, bedel iadesine dair hüküm kurulduğundan takibe konulması için kesinleşmesi gerekmez. Kararda bedelin iadesi, tescil yapılması koşuluna da bağlanmamıştır. Davacı tarafça ileri sürülen diğer hususlar, dayanak ilamın yorumlanması mahiyetinde olduğundan ve kararda yazılı taraflar esas alınarak değerlendirme yapılabileceğinden ileri sürülen sair hususlar da yerinde değildir....

            /M2 olarak değer biçilmesinde ,taşınmazın konumu ve mevkii dikkate alınarak objektif değer artışı uygulanmamasında, taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle HMK'nın 353/(1),b,1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

            Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.10.2004 tarih, 2004/19-456 E. 2004/531 K.sayılı kararında da Katma Değer Vergisinin mükellefi ve sorumlusunun malı teslim eden veya hizmeti gören kişi olduğu, alıcıya düşen görevin, satış bedelinden ayrı olarak gösterilmesi ve bu şekilde kendisinden istenmesi halinde bedele ek olarak vergi tutarını da satıcıya vermekten ibaret olduğu belirtildikten sonra şu açıklamalara yer verilmiştir; “ bir satım sözleşmesinde, satıcı, tarafların üzerinde anlaştıkları koşullar çerçevesinde, alıcıdan mevzuat gereğince alması gereken Katma Değer Vergisi tutarını da satış bedeline ekleyip, kendisinde tutacağı satış bedelini ve devlete intikal ettireceği vergi tutarını ayrı ayrı göstererek, alıcının kendisine ödeyeceği toplam miktarı buna göre belirleyip alıcının onayına sunmak, kabul ettiği takdirde satış bedeli ve Katma Değer Vergisi toplamını alıcıdan almak veya tersine, satış bedelini belirlerken Katma Değer Vergisini hiç hesaba katmayıp, bunu bizzat kendisi...

              Hukuk Dairesi'nin 2021/8941 Esas ve 2022/656 Karar numaralı ilamı; "Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine dair olarak tüketici hakem heyetinin başvurunun kabulüne yönelik verilen kararının iptali istemine ilişkindir. Davalı, tüketici hakem heyetine başvurarak malın ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunmuş, davacı üretici şirket ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin muhatabının tarafı olmadığını, üretici firma olduğunu ve satıcıya karşı ileri sürülmesi gerektiğini savunarak tüketici hakem heyeti kararının iptalini istemiştir. Uyuşmazlık; malın ayıplı olmasından kaynaklanan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkının satıcı dışındaki üretici firmaya karşı ileri sürülüp sürülmeyeceği noktasında toplanmaktadır. 6502 sayılı yasanın 11....

              UYAP Entegrasyonu