Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; Tespit edilen kamulaştırma bedelinin davalılara payları oranında ödenmesi hususunda hüküm kurulmadığı gibi, bozma öncesi verilen kararda, davacı idarece dosyaya yatırılmış olan 236.518,34 TL kamulaştırma bedelinden, bozma sonrası belirlenen 177.388,75 TL ödenmesi ile bedel farkı olan 59.129,59 TL nin davacı idareye iadesi hususunda karar verilmesi gerekirken bozma öncesi bedelin ödenmesine karar verilmesi Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekceli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak ( Bankaca ilk karar gereği ödeme yapılmamış ise, tespit edilen 177.388,75 TL kamulaştırma bedelinin davalılara payları oranında ödenmesi için ilgili bankaya derhal müzekkere yazılmasına, 59.129,59 TL kamulaştırma bedel farkının davacı idareye iadesine, ilgili banka tarafından davalılara ödeme yapılmış ise, 59.129,59 TL nin davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine,) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA...

    nın da borçlarından düşüldüğü, 2981-3290 sayılı Kanunun 18.maddesi uyarınca hak sahibinin beyan edeceği değer esas alınmadığı takdirde 2942 sayılı Kanuna göre bedel tespiti yapılması gerekirken, yasa hükmüne aykırı bir şekilde oluşturulan komisyon tarafından belirlenen değere proje bedeli de eklenmek suretiyle arsa bedelinin tespit edilerek ikinci kez istenilmesine ilişkin işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı nedeniyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 13. maddesi "imar planına ve 5 yıllık imar uygulama proğramlarına dahil olmak kaydıyla düzenleme sahaları mal sahiplerinin arsa payı oranı itibariyle çoğunluğun talebi üzerine tespit edilir, bu takdirde parselasyon masrafları talepte bulunan mal sahipleri tarafından karşılanır" hükmüne yer vermiştir....

      Ye ihbarını talep ettiklerini, dava konusu araçta üretimden kaynaklı ayıp niteliğinde herhangi bir arıza bulunmadığından davacı tarafından araçta var olduğu iddia edilen boya sorunu satış öncesine ait olmadığından davanın esastan reddine, mahkemece ayıbın üretimden kaynaklandığı sonucuna varılır ise öncelikle bedel iadesi yada misli ile değişim istenemeyeceğinin kabulü ile diğer seçimlik haklar doğrultusunda karar verilmesine takyidat yok ise ücretiz onarımla giderilebileceği ve mevzuat kapsamında araçtan beklenen faydayı azaltacak bir ayıp olmadığı dikkate alınarak araç değişimi veya bedel iadesi taleplerinin orantılılık ilkesi çerçevesinde reddine ücretiz onarım yada bedel indirimi yönünden hüküm kurulmasına, öncelikle araçta davacının kusuru kapsamında meydana gelen değer kayıplarının tespiti ile davacıya yüklenmesine dava konusu araç müvekkil şirkete iade edilmek zorunda olacağından trafik kaydında olması muhtemel her tülü takyidat ari olarak iadesi gerektiğine hüküm kurulmasını talep...

      ayıplı imal ve eksiklikler oranında bedel indirimi ile iadesi ve geç teslimden dolayı kira tazminatı olarak şimdilik 17.500,00 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir....

        Mahkemece, davanın kabulü ile 6502 sayılı yasanın 11/1-a maddesi uyarınca dava konusu ürünün davacı tarafından davalıya iade edilmesi halinde fatura bedelinden değer kaybının mahsup edilerek ortaya çıkan bedel olan 74.738,30-TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı tarafından davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davanın taraflarınca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davacı ve davalı tarafın aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, eldeki dava ile ayıp nedeniyle sözleşmeden dönerek ... olduğu bedelin iadesini talep etmiş, mahkemece tüm deliller toplanmak ve teknik bilgi gerektiren hususlarda bilirkişi görüşü de alınmak suretiyle davanın kabulü ile dava konusu ürünün davalıya iadesi ile fatura bedelinden değer kaybının mahsup edilerek ortaya çıkan bedel olan 74.738,30-TL'nin...

          Kısmi olarak yapılan kamulaştırmalarda kamulaştırmadan arta kalan kısımdaki değer kaybının % 50 oranını geçmesi halinde, davalıya % 50 oranında değer kaybı ile yetinip yetinemeyeceği sorularak, yetindiği takdirde bu miktara göre hüküm kurulması, yetinmediği takdirde davacı idareye geri kalan taşınmaz bedelinin tamamını ödemek suretiyle taşınmazın tamamının mülkiyet hakkını kazanma imkanı sağlanması ve talebi halinde taşınmaz bedelinin tamamına hükmedilmesi, aksi halde bilirkişi kurullarınca belirlenen değer azalış oranına göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek, taraflara yukarıda açıklanan hususlarda beyanda bulunmaları için mehil verilip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi, 5)Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın damlama sulama sistemi ile sulandığı belirlendiğinden sulama masrafının araştırılarak üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği halde, tarla kirası, vergi ve faizler düşüldükten...

            göz önüne alındığında aracın değer kaybının 2.000,00 TL olduğu, • Genel Şartlar “Ek-1 Değer Kaybı Hesaplaması” formülasyon ve kriterlerine göre aracın değer kaybı miktarının 152,00 TL olduğu, • Bu iki değerden hangisinin taktir edileceği hususunun hukuki bir konu olması nedeniyle, taktir ve değerlendirmesinin sayın mahkemenize ait olduğu, (11.04.2018 tarihinde 272,00 TL değer kaybı tutarının, davalı sigorta tarafından davacıya ödendiğinin beyan edildiği) 5- Tamir süresinin 7 iş günü olduğu, günlük ikame araç bedelinin kaza tarihinde günlük 125,00 TL olduğu, buna göre onarım süresince toplam ikame araç bedelinin 875,00 TL olduğu,..." şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür....

              Mahkemece kaldırma kararımızdan sonra hiç bir araştırma yapılmaksızın hak düşürücü süre nedeniyle davacının hem tapu iptali tescil ve hem de bedel iadesi davasının reddine karar verilmişse de; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi hükmünün yalnızca tapu iptal tescil talebi yönünden uygulanabilecektir. Bedel İadesi talebinin TBK'nun 77 ve ardından gelen maddeler uyarınca Sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmekte olup Hak düşürücü sürenin bedel iadesi talebi yönünden uygulanma olanağı bulunmadığı halde mahkemece bedel iadesi talebinin de hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsizdir....

              Somut olayda, yukarıdaki yerleşik Yargıtay uygulamaları da nazara alındığında, davacı taraf dava dilekçesinde terditli olarak sözleşmeden dönme, bedel iadesi, ayıpsız misli ile değişim, ücretsiz onarım ve bedel iadesi taleplerinde bulunmuş, 19/11/2019 tarihli duruşmada davacı vekili yine terditli olarak öncelikle ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, olmadığı takdirde araçtaki ayıbın ücretsiz onarım ve gizli ayıp sebebiyle yapılacak ücretsiz onarımdan kaynaklı değer kaybından kaynaklı bedelin tahsilini talep etmiş ve yerel mahkemece davacı tarafa hangi seçimlik hakkı kullandığı hususu açıkça hasrettirilmeksizin terditli taleplerden satıcı davalı aleyhine sözleşmeden dönme ve bedel iadesine hükmedilmiş, bunun sonucu olarak ta üretici/ithalatçı davalı yönünden husumet yokluğu sebebiyle usulden red kararı verilmiş olmasının ve dolayısıyla davacı/tüketiciye ayıp sebebiyle aracın satış tarihi olan 2017 yılında yürürlükte bulunan ve uyuşmazlığa uygulanması...

              Mahkemece hükme esas alınan 09.03.2016 tarihli bedel tespitine ilişkin bilirkişi raporuna karşı davalı tarafça süresinde itiraz edilmiş olduğundan, HMK m. 281 uyarınca ek rapor alınmak suretiyle ya da gerektiği takdirde ehil bilirkişiler marifetiyle yeniden değer tespiti yaptırarak kök raporda hesaplanan bedeller ile davalı İdarenin kendi birimlerince hesaplanan bedeller arasındaki çelişki giderilerek belirlenen bedelin depo edilmesi suretiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.11.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu