Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Tedbir Nafakası Artırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm birleşen nafaka artırımı davası, maddi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Birleşen davada, hükmolunan yıllık nafaka artış miktarı karar tarihi olan 2008 yılı itibarıyla 1250 TL.'yi aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2.maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka artışına ilişkin karar kesindir. 2-Davacı-davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜMLER : Mahkumiyet TEMYİZ EDENLER : Sanıklar Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanıklara 5237 sayılı TCK'nin 86/1. maddesi uyarınca temel ceza olarak verilen 1 yıl 6 ay hapis cezasının, TCK'nin 86/3-e maddesi uyarınca yarı oranında artırımı sonucunda 1 yıl 15 ay hapis cezası yerine 2 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi, yine bu cezanın TCK’nin 87/1-c maddesi uyarınca bir kat artırımı sonucunda 2 yıl 30 ay hapis cezası yerine 4 yıl 6 ay hapis cezası verilmesi, sonuç ceza doğru olarak uygulandığı ve sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

      , ( Ek-9, Moroğlu, Sermaye Artırımı, s.301 ) Yargıtay 11....

        Mahkemece iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, sermaye artırımı kararı üzerine davacıya yapılan artırım ihtarlarına rağmen davacının sermaye borcunu artırmadığı, bu nedenle ortaklıktan çıkarılma kararının haklı olduğu, davacının ortaklık payının 28.09.2009 ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile davacının şirketteki %10 hissesinin öz varlık tutarı üzerinden 36.855,12 TL olduğu, ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile davacının ödemesi gereken sermaye miktarı 24.500,00 TL olup ortaklıktan çıkarılması ile bu bedelin ödeme yükümlülüğü kalmadığı, kaldı ki sonrasında bu payın fark konulmadan aynı bedel üzerinden bir başka şirket ortağı tarafından alındığı, bu nedenle davacının talep edebileceği miktarın ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile öncesinde sahibi olduğu %10 pay değeri ile ödenmesi gereken sermaye arasındaki fark kadar bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 12.355,12 TL alacağın 28/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte...

          sonucu 4 yıl 12 ay yerine 5 yıl, 109/5. maddesi uyarınca 1/2 kat artırımı sonucu 6 yıl 18 ay yerine 7 yıl 6 ay, 43. maddesi uyarınca 1/4 kat artırımı sonucu 7 yıl 28 ay 15 gün yerine hatalı olarak 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle fazla ceza tayini, Kanuna aykırı, sanık müdafiiyle katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususların yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün (2) numaralı bendinde yer alan "...5 yıl" ibaresinin çıkartılarak yerine "4 yıl 12 ay" ibaresinin, hükmün (3) numaralı bendinde yer alan "...7 yıl 6 ay " ibaresinin çıkartılarak yerine "6 yıl 18 ay"ibaresinin, hükmün (4) numaralı bendinde yer alan "...9 yıl 4 ay 15 gün " ibaresinin çıkartılarak yerine "7 yıl 28 ay 15 gün" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun...

            İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine, Vergi Mahkemesince verilen kararda; 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un "Matrah ve Vergi Artırımı" başlıklı Üçüncü Bölümü'nün "Gelir ve Kurumlar Vergisinde Matrah Artırımı" başlıklı 6. maddesi ile 9. ve 19. maddelerinde ve anılan Kanuna dayanılarak yayımlanan 1 Seri Numaralı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 Sayılı Kanun Genel Tebliğ'de; kurumlar vergisi yönünden vergi artırımında bulunulan yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak inceleme ve tarhiyat yapılmaması, Kanunda belirlenen oran esas alınarak hesaplanan fark verginin, mükelleflerince beyan edilmesi ve mükelleflerinin bu vergiyi ödemeyi kabul etmeleri koşullarına bağlanarak, matrah ve vergi artırımı sonucu ödenmesi gereken taksitlerin süresi içinde ödenmemesinin...

              Davacı da sermaye artırımı kararının dürüstlük kuralına aykırılık taşıdığını iddia ettiğine göre, mahkemece, davacının bu iddiası üzerinde durulup karar tarihinde davalı Şirketin sermaye artırımına ihtiyacı bulunup bulunmadığı, kararda, davacının iddiası gibi hisse oranının düşürülmesinin amaçlanıp amaçlanmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu konuda bir araştırma yapılmadan sermaye artırımı kararının şirket sermayesini korumasını amaçladığı şeklindeki soyut gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 19/04/2017 tarih ve E:2017/444, K:2017/2504 sayılı kararı ile maddi tazminat miktarının artırımı (ıslahı) sonrası 56.911,00-TL'lik TL'lik bölümüne uygulunacak faizin başlangıç tarihi dışındaki kısmının onanması, miktarın artırımı (ıslahı) sonrası 56.911,00-TL'lik bölümüne uygulunacak faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmının ise bozulması ve taraflarca kararın düzeltilmesi isteminde bulunulması üzerine, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 25/12/2017 tarih ve E:2017/3503, K:2017/7369 sayılı kararıyla, Dairenin 19/04/2017 tarih ve E:2017/444, K:2017/2504 sayılı kararının maddi tazminat miktarının artırımı (ıslahı) sonrası 56.911,00-TL'lik bölümüne uygulanacak faizin başlangıç tarihi dışındaki kısmının onanmasına ilişkin kısmı kaldırılarak, maddi tazminat miktarının artırımı (ıslahı) sonrası 56.911,00-TL'lik bölümüne uygulanacak faizin başlangıç tarihi...

                  Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde olduğunu, taşınmazda objektif değer artış artırımı yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Değerlendirme ve Gerekçe Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir. Arazi niteliğindeki taşınmaza dava tarihindeki resmi veri listesi esas alınarak değer belirlenmesi yöntem itibariyle isabetlidir. Net gelir yöntemine göre bedel belirlenirken öncelikli olarak taşınmazın sulu arazi mi kuru arazi mi olduğu tespit edilmelidir. Aynı yöreden Dairemize intikal eden dosyalarda alınan kök ve ek raporlardan taşınmazın sulama durumuna ilişkin çelişkili bilgilerin mevcut olduğu bilinmektedir. Davalı taraf da bu hususa itiraz etmekle öncelikle bu husus tereddüte mahal bırakmaksızın belirlenmelidir. Bu itibarla ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak mahkemesine gönderilmelidir....

                  Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde olduğunu, taşınmazda objektif değer artış artırımı yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Değerlendirme ve Gerekçe Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir. Arazi niteliğindeki taşınmaza dava tarihindeki resmi veri listesi esas alınarak değer belirlenmesi yöntem itibariyle isabetlidir. Net gelir yöntemine göre bedel belirlenirken öncelikli olarak taşınmazın sulu arazi mi kuru arazi mi olduğu tespit edilmelidir. Aynı yöreden Dairemize intikal eden dosyalarda alınan kök ve ek raporlardan taşınmazın sulama durumuna ilişkin çelişkili bilgilerin mevcut olduğu bilinmektedir. Davalı taraf da bu hususa itiraz etmekle öncelikle bu husus tereddüte mahal bırakmaksızın belirlenmelidir. Bu itibarla ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak mahkemesine gönderilmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu