Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

artırımı yapıldığını, husus usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava belirsiz alacak davası türünde olmadığından bedel arttırımı yapılamayacağını, bu nedenle davacı tarafça yapılan bedel artırım dilekçelerinin ıslah niteliğinde olup iki kez ıslah yapılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olmasına rağmen Mahkemece 09/03/2005 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bedel artırımı dilekçesi ile faiz tarihinin değiştirilemeyeceğini, ıslah ile de değiştirilemeyeceğini ve ikinci kez bedel arttırımı yada ıslah dilekçesi verilmesi mümkün olmadığından her halükarda tüm talebin reddi gerektiğinden, faiz talebininde reddi gerektiği, davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin yanlış olduğunu, fazla vekalet ücreti hesaplandığını, belirtilen nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyetlere dair Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1)Suça sürüklenen çocuklar hakkında verilen hapis cezalarının 5237 sayılı TCK’nin 51. maddesi uyarınca ertelenmesi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi, 2) Suça sürüklenen çocuklar hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/1. maddesi uyarınca temel cezaları olarak verilen “1 yıl 6 ay hapis cezasının” TCK’nin 86/3-e maddesi uyarınca yarı oranında artırımı ile “1 yıl 15 ay hapis cezası” ile cezalandırılmalarına, bu ceza miktarı üzerinden müştekinin hayati tehlike geçirmesi nedeniyle TCK’nin 87/1-d maddesi uyarınca bir kat artırımı sırasında suça sürüklenen çocukların “2 yıl 30 ay hapis cezası” ile cezalandırılmaları yerine “4 yıl 6 ay hapis cezası” ile cezalandırılmalarına karar verilmesi...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Artırımı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "birleştirilen nafaka artırımı" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (koca) tarafından her iki dava yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise nafakaların miktarları yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 13.12.2013 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı-davalı ... ile vekilleri gelmediler. Davacı-davalı ... vekili Av. ... adına çıkarılan mürafaa davetiyesinin dönmediği, .... veri tabanında yapılan araştırmada vekili Av. ...'e mürafaa gününün 28.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldı. Buna ilişkin çıktı dosyasına eklendi....

      Dava konusu davalı şirket olağanüstü genel kurul toplantı tutanağından da açıkça anlaşılacağı üzere davacı şirket sermaye artırımı için davacı vekilince olumsuz oy kullanılması sonucu sermaye artırımına ilişkin karar nisabına ulaşılamamış, sermaye artırımı konusunda herhangi bir karar alınmamıştır. Hal böyle olunca mahkemece davalı şirketin dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında davacı vekilinin olumsuz oy kullanması sonucu sermaye artırımına ilişkin karar nisabına ulaşılamadığı, davacının işbu davayı açmakta hukuki bir yararının bulunmadığı, hukuki yararın dava şartı olduğu gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Öte yandan davacı yanın sermaye artırımına ilişkin olumsuz oy kullandığı, olumsuz oyuna ilişkin gerekçenin de tutanağa şerh edildiği görülmüştür. Dava konusu davalı şirket olağanüstü genel kurul tutanağının 6. paragrafı karşısında davacının tutanakta imzasının bulunmaması mümkündür....

        Dava konusu davalı şirket olağanüstü genel kurul toplantı tutanağından da açıkça anlaşılacağı üzere davacı şirket sermaye artırımı için davacı vekilince olumsuz oy kullanılması sonucu sermaye artırımına ilişkin karar nisabına ulaşılamamış, sermaye artırımı konusunda herhangi bir karar alınmamıştır. Hal böyle olunca mahkemece davalı şirketin dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında davacı vekilinin olumsuz oy kullanması sonucu sermaye artırımına ilişkin karar nisabına ulaşılamadığı, davacının işbu davayı açmakta hukuki bir yararının bulunmadığı, hukuki yararın dava şartı olduğu gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Öte yandan davacı yanın sermaye artırımına ilişkin olumsuz oy kullandığı, olumsuz oyuna ilişkin gerekçenin de tutanağa şerh edildiği görülmüştür. Dava konusu davalı şirket olağanüstü genel kurul tutanağının 6. paragrafı karşısında davacının tutanakta imzasının bulunmaması mümkündür....

        Anılan Kanun'a dayanılarak yayımlanan 1 Seri Numaralı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 Sayılı Kanun Genel Tebliğin "vı- Matrah Ve Vergi Artırımına İlişkin Hükümler" başlığı altında düzenlenen "f- Matrah Ve Vergi Artırımına İlişkin Ortak Hükümler" alt başlığında, 1 numaralı Matrah ve Vergi Artırımı ile Matrah Beyanı Dolayısıyla Hesaplanan Vergilerin Ödenmesi ve 6 numaralı Diğer Hususlar Bölüm başlıklarında, matrah ve vergi artırımı sonucu ödenmesi gereken taksitlerin süresi içinde ödenmemesinin matrah artırım hükümlerinin ihlali anlamına gelmeyeceği ve 19. maddenin 1. fıkrasının (a) bendinin uygulanmayacağına yönelik düzenlemeye yer verilmiştir....

          Anılan Kanun'a dayanılarak yayımlanan 1 Seri Numaralı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 Sayılı Kanun Genel Tebliğin "vı- Matrah Ve Vergi Artırımına İlişkin Hükümler" başlığı altında düzenlenen "f- Matrah Ve Vergi Artırımına İlişkin Ortak Hükümler" alt başlığında, 1 numaralı Matrah ve Vergi Artırımı ile Matrah Beyanı Dolayısıyla Hesaplanan Vergilerin Ödenmesi ve 6 numaralı Diğer Hususlar Bölüm başlıklarında, matrah ve vergi artırımı sonucu ödenmesi gereken taksitlerin süresi içinde ödenmemesinin matrah artırım hükümlerinin ihlali anlamına gelmeyeceği ve 19. maddenin 1. fıkrasının (a) bendinin uygulanmayacağına yönelik düzenlemeye yer verilmiştir....

            kesilen cezaların davacıya tebliğ edilerek bunların dava konusu edildiğinin anlaşıldığı olayda, davacının sahte belge düzenlediğinin tespit edilememesi üzerine 7143 sayılı Yasa'nın 5. maddesinin 9. fıkrasında kendisine matrah artırımı başvurusu hakkının tanınması ve bu hakkın kullanılmaması halinde işlem yapılması gerektiği halde, davalı idarenin 14/05/2019 tarihli yazısına istinaden davacı tarafından matrah artırımı talebinin yenilendiği dikkate alındığında, dava konusu cezalı tarhiyatların ilgili olduğu 2017 yılına ilişkin olarak, raporun davacıya tebliği tarihinden itibaren bir aylık yasal süre içinde katma değer vergisi matrah artırımında bulunulması beklenilmeksizin yapılan tarhiyatta ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu vergi ve cezalar kaldırılmıştır....

              vergi ve kesilen cezaların davacıya tebliğ edilerek bunların dava konusu edildiğinin anlaşıldığı olayda, davacının sahte belge düzenlediğinin tespit edilememesi üzerine 7143 sayılı Yasa'nın 5. maddesinin 9. fıkrasında kendisine matrah artırımı başvurusu hakkının tanınması ve bu hakkın kullanılmaması halinde işlem yapılması gerektiği halde, davalı idarenin 14/05/2019 tarihli yazısına istinaden davacı tarafından matrah artırımı talebinin yenilendiği dikkate alındığında, dava konusu cezalı tarhiyatların ilgili olduğu 2016 yılına ilişkin olarak, raporun davacıya tebliği tarihinden itibaren bir aylık yasal süre içinde katma değer vergisi matrah artırımında bulunulması beklenilmeksizin yapılan tarhiyatta ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu vergi ve cezalar kaldırılmıştır....

                artırımı yapılmasının gerekli olabileceği, davalı şirketin esas sermaye usulüne tabi olduğu, esas sermaye sisteminde TTK ya göre üst limit kısıtlaması olmadığı, TTK 462....

                  UYAP Entegrasyonu