Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; İlk kararda hükmedilen bedel 657.186,00 TL olduğu ve bu bedel esas alınarak doğru fark bedel kabul edildiği halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yazım hatası sonucu 641.465,10 TL yazılması, Doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının ikinci paragrafından (641.465,10) rakamlarının çıkarılmasına, yerine ( 657.186,00)rakamlarının yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 19/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Ancak; İlk kararda 107.532,00 TL'ye hükmedildiği ve acele elkoyma dosyasında ise 106.740,00 TL tesbit edilen bedel ödendiğinden, fark bedel (792,00) TL için faiz verilmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; 1 nolu bendinin sonuna (792,00 TL tesbit edilen fark bedel için 12.11.2012 tarihinden, ilk karar tarihi olan 08.02.2013 tarihine kadar yasal faiz yürütülmesine) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak; Bozma öncesi tespit edilen bedel ile, mahkemece tespit edilen bedel farkı bankadan çekilmişse, bu kısmın davalılardan payları oranında alınarak, davacı idareye verilmesine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının .... Bendinin sonuna (....905,36 TL. bedel farkı davalı tarafından bankadan çekilmişse, davalıdan payları oranında alınarak, davacı idareye verilmesine) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 24.....2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

        HUKUK DAİRESİ Dava; tapulu taşınmaza ilişkin tapu iptal tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkin olup, davacı tarafça bedel isteminden vazgeçilmiş ve mahkemece tapu iptal tescil isteminin reddine dair verilen karar temyiz istemine konu edilmiştir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine 03/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          Değerlendirme tarihi olan 2019 yılına ait İlçe Tarım Müdürlüğü resmi verileri dosyaya getirtilip, bu veriler esas alınarak bedel tespit edilmesi gerekirken, bir önceki yılın verileri esas alınarak bedel tespit edilmesi, 2- Dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine göre; Kamulaştırma Kanununun 11/1- i maddesi uyarınca gelir metoduna göre tespit edilen metrekare birim fiyatına % 150 oranında objektif değer arttırıcı unsur ilave edilmesi gerekirken, daha düşük oranda objektif değer artışı belirleyen rapora göre bedel tespiti, Doğru olmadığı gibi, 3- 7139 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesinin sekizinci fıkrasında yapılan değişiklikler 27.11.2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 16/07/2020 tarih ve 2018/104- 2020/39 sayılı kararıyla kamulaştırma bedelleri peşin ödeneceğinden Anayasaya aykırılık nedeniyle iptal edilmiştir....

          Ancak; 1- Kamulaştırma Kanununun 15. maddesi gereğince; bedel tespiti ve tescil davalarında değerlendirme dava tarihine göre yapılır....

          Başkası adına kayıtlı iken, bedel ödemeksizin taşınmazı kendi adına tescil eden ve akabinde taşınmazın o günkü değeri olan 12.100.000 TL'nin davalılardan tahsil eden davacının, eski maliklere belirlenen bedeli ve tezyid-i bedel davacı sonucu belirlenen miktarı ödemesine rağmen davalılardan aldığı bedeli iade etmemesi halinde davalılar aleyhine sebepsiz zenginleşeceğinde duraksama bulunmamalıdır. Bir başka deyişle, taşınmaz için başlangıçta bedel ödemeyen davacının, eski maliklere sonrada ödediği bedelin davalılardan tahsilini istemesi halinde, davalılarca taşınmaz için ödenen 12.100.000 TL'nin güncellenmiş değeri kadar sebepsiz zenginleşeceği açıktır. Bu durumda, davacının davalılardan tahsil ettiği paranın, 91.960,00 TL'nin eski maliklere ödediği tarihteki güncellenmiş değerini davalılara ödemekte yükümlü olduğunu kabulü gerekir....

            Fakat bu bedel içinden asıl ... bedelinin, ssk ve ... ... bedellerinin KDV'si ile, ... ada ... parsel için yapılan ödeme mahsup edilmemiştir. Davalı vekili her ne kadar itirazındaki hesaplamasında ssk ile ... güvenliğine ilişkin asıl bedel + KDV olarak düşüm yapmış ise de bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada ssk ve ... güvenliğine ilişkin asıl bedel zaten hesaplamadan mahsup edilmiştir. Diğer yandan ... ada ... parsel için yapılan ödemeye ayrıca KDV eklenerek bir hesaplama yapılmasının mantığı yoktur. Zira bu ... bu davanın konusu olmamakla birlikte yapılıp bitirildiği anlaşılmaktadır. Öyleyse ödenen bedel ödenmesi gereken bedelin - KDV dahil olarak - tamamı kabul edilmelidir. Bu açıklamalar ışığında ... TL toplam ödemeden düşülecek bedel ... TL +KDV toplam ... TL asıl ... bedeli ... TL ... ada ... parsel için ödenen bedel ve ssk ile ... ... bedelinin KDV'si olan (87.452,20 x%18) ... TL olmak üzere toplam ... TL'dir. Bu hesaba göre davacı toplam ......

              Ancak; 1- Kamulaştırma Kanununun 15. maddesi gereğince; bedel tespiti ve tescil davalarında değerlendirme dava tarihine göre yapılır....

              Genel Müdürlüğü ile protokol güncellenerek taahhüt senedi alındığını, ancak alınan bu taahhüt senedi içeriğinde yer alan 2004 yılı arazi tahsis bedeli 10.022,00 TL olarak eksik öngörüldüğünü, bu taahhüdün davalı şirket tarafından tek taraflı olarak imzalanıp gönderildiğini ve esasen kurumlar arasında 04.04.2002 tarihli protokolün eki niteliğinde bir belge olduğunu, işin esasları ve bedel hesaplarına ilişkin hususların taraflar arasında bu protokol ile imza altına alındığını, davalı şirketin daha sonra taraflar arasında bu ana sözleşmeyi tek taraflı olarak bir taahhütname ile değiştirme yetkisinin olmadığını, bu anlamda taahhütnameye göre bedel tespiti yapılarak kuruma ödenen bedelin eksik olduğunu, bu bedel farklarına ilişkin olarak kurum yetkilileri tarafından ayrıntılı bir inceleme raporu düzenlendiğini, bu inceleme raporuna göre 291.810,43 TL bedel farkı alacağının doğduğunu, buna ilişkin olarak 23.11.2005 tarihli protokolün 3.maddesinin F bendi gereği 445.704,01 TL gecikme faizi ile...

                UYAP Entegrasyonu