WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan TTK.nun 778/2-c maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 676/1.maddesine göre bono bedeli hem yazı hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa, yazı ile gösterilen bedel üstün tutulur. Somut olayda takip dayanağı bonoda bedelin rakamla “20.000 TL.” yazıldığı ve ana metin kısmında yazıyla “yirmin” ibaresinin yazıldığı görülmüştür. Bonoda yazılı olan “yirmin” ibaresi herhangi bir anlam taşımadığından yazılmamış sayılmalıdır. Bu durumda yazıyla gösterilmiş geçerli bir bedel bulunmadığından ve bonoda hem yazı hem de rakamla gösterilmiş iki bedel mevcut olmadığından, TTK. 676.maddesinin uygulama yeri yoktur. Bu durumda icra takibinin dayanağı bonoda, rakamla bedel “20.000 TL.” olarak gösterildiğine göre bono, bu miktar yönünden kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermektedir ve kambiyo senedi vasfındadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmazsa bedel ve zorunlu faydalı masrafların tahsili davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamalar dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü. KARAR Dava, hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmazsa bedel ile yaptığı zorunlu ve faydalı masrafların tahsili isteğine ilişkindir. Davacı, çekişme konusu 4 parsel sayılı taşınmazı davalılar ..., ..., ...'dan 13.03.2009 tarihinde 15.000,00 TL bedel karşılığında satın aldığını, davalıların daha sonra davalı ...'a sattıkları 8 sayılı parselin ölçümü sırasında kendisine satılan taşınmazın 8 sayılı parsel, davalı ...'...

      Müdürlüğü resmi verilerinin ortalamasına göre değer biçilmesi ve ortalama verilere göre belirlenen bu bedel ile sadece 2015 yılı ... İlçe Tarım ve ... Müdürlüğü resmi verileri esas alınarak hesaplanan bedel karşılaştırılarak 2015 yılı ... İlçe Tarım ve ......

        Yapıya resmi birim fiyatları uygulanıp, yıpranma payı da düşülerek bedel tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Zemin bedelinin tespitine gelince; 1-Alınan rapor ve yapılan inceleme zemin bedeli yönünden hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; Hükme esas alınan raporda emsal kabul edilen 560 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın 03.08.2005 tarihli satışına ilişkin resmi senette emsal ile birlikte dört adet taşınmazın toplam 100.000,00 TL. bedel üzerinden satışının yapıldığı belirtildiği halde, bilirkişi raporunda bu satış bedelinin sadece emsal 560 ada, 1 parselin satış değeri olduğu düşünülerek bedel belirlendiğinden, alınan raporlar ve yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamıştır....

          Hal böyle olunca mahkemece, davacının seçimlik haklarından bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının TMK'nın 2. ve TBK'nın 227/3. maddeleri uyarınca hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olacağından, araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik hakkından bedel indirim uygulanmasının uygun olacağı değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde bedel iadesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece davanın esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. 1- Bozma öncesi hükme esas alınan ve icra takibi yoluyla idare tarafından ödenen 42.338,55 TL bedel yürürlükteki yasal düzenlemeye uygun olmayan hesap yöntemi ile belirlenen bir bedel olup bu bedelin icra tehdidi altında ödenmiş olması kabul ya da sulh mahiyetinde değildir. 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 gün 29824 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6745 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddesi ile; "24/02/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki...

              Malikin dava hakkının bulunduğu hak düşürücü süre içerisinde bedel artırım davası açıldıktan sonra HUMK'nun 86 ve izleyen maddelerine dayanılarlak dava değerinin artırılmasına yönelik ıslah isteme hakkı mevcut ise de bu süre geçtikten sonra bedelin daha da artrılması gerektiğinden söz edilerek ayrı bir davaya da konu edilemeyecek olan ilave bedel için ıslah talebinde bulunmasına yasal olanak yoktur. Başka bir deyişle, ıslah istendiği tarihte dava hakkı düşmüş ise , bu husus ıslah istemine konu edilemez....

                Dosya kapsamından taşınmazın bulunduğu yerde imar uygulaması yapıldığı imar planlarının 11.10.1996 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesinde 5334 sayılı Kanunla değişiklik yapılmış ve bu değişiklikle Hazine adına tescili gereken 1.1.2003 tarihinden önce kesinleşen imar planları içindeki yerleri yerleşim yeri olarak işgal edilenlerin ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları adına tescil edilmiş olanların tescillerinin bedel talep edilmeksizin aynen devam edeceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, dava konusu taşınmaz önce dava dışı Belediye adına tescil edilmiş davalı taşınmazı Belediyeye bedel ödeyerek 15.3.1999 tarihinde satın almıştır. Davalı Yasanın geçici 3.maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen adına doğrudan tescil yapılan gerçek yada tüzel hukuk kişisi olmadığından Hazineye bir bedel ödemesi gerekmez. Hazinenin belediyeden isteyemeyeceği bir bedeli taşınmazı Belediyeye bedel ödeyerek satın alan davalıdan da talep etmesi düşünülemez....

                  Dosya kapsamından taşınmazın bulunduğu yerde imar uygulaması yapıldığı imar planlarının 11.10.1996 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesinde 5334 sayılı Kanunla değişiklik yapılmış ve bu değişiklikle Hazine adına tescili gereken 1.1.2003 tarihinden önce kesinleşen imar planları içindeki yerleri yerleşim yeri olarak işgal edilenlerin ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları adına tescil edilmiş olanların tescillerinin bedel talep edilmeksizin aynen devam edeceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, dava konusu taşınmaz önce dava dışı Belediye adına tescil edilmiş davalı taşınmazı Belediyeye bedel ödeyerek 15.3.1999 tarihinde satın almıştır. Davalı Yasanın geçici 3.maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen adına doğrudan tescil yapılan gerçek yada tüzel hukuk kişisi olmadığından Hazineye bir bedel ödemesi gerekmez. Hazinenin Belediyeden isteyemeyeceği bir bedeli taşınmazı Belediyeye bedel ödeyerek satın alan davalıdan da talep etmesi düşünülemez....

                    Dosya kapsamından taşınmazın bulunduğu yerde imar uygulaması yapıldığı imar planlarının 11.10.1996 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesinde 5334 sayılı Kanunla değişiklik yapılmış ve bu değişiklikle Hazine adına tescili gereken 1.1.2003 tarihinden önce kesinleşen imar planları içindeki yerleri yerleşim yeri olarak işgal edilenlerin ilgili Belediye veya kamu kurum ve kuruluşları adına tescil edilmiş olanların tescillerinin bedel talep edilmeksizin aynen devam edeceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, dava konusu taşınmaz önce dava dışı Belediye adına tescil edilmiş davalı taşınmazı Belediyeye bedel ödeyerek 26.3.1989 tarihinde satın almıştır. Davalı Yasanın geçici 3.maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen adına doğrudan tescil yapılan gerçek yada tüzel hukuk kişisi olmadığından Hazineye bir bedel ödemesi gerekmez. Hazinenin belediyeden isteyemeyeceği bir bedeli taşınmazı Belediyeye bedel ödeyerek satın alan davalıdan da talep etmesi düşünülemez....

                      UYAP Entegrasyonu