Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; 1)Acele el koyma dosyasında tespit edilen bedel ödendiği, bozma sonrası oluşan fark bedel faiziyle depo ettirildiği halde, tüm bedele karar tarihine kadar faiz işletilmesi, 2)Dava 4 ay içinde sonuçlandırılmadığından, bozma öncesi tespit edilen bedelden acele el koyma dosyası ile tespit edilen bedel mahsup edildikten sonra bakiye 36.192,01 TL ye 24.04.2015 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken faizin yanılgılı olarak 24.03.2015 tarihinden başlatılması, Doğru olmadığı gibi, 3)Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine...

    Mahkemece bilirkişi raporu gereğince, satın alınan koltuk takımlarında esaslı ayıpların bulunmadığı, ayıpların davalıya, davacı tarafından yasal süre içinde bildirildiği, koltuklardan birindeki 3 cm boşluk ve koltuk kırlentlerindeki ve yastıklarındaki ayıpların basit ve çok az masrafla giderilebilecek açık ayıplar olduğunu, kullanıcı hatası olmadığı, tamir nedeni ile koltuklarda meydana gelecek değer kaybının 200 TL olduğu gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin reddine, davanın bedel indirimine yönelik olarak kabulü ile 200,00 TL bedel indirimine ilişkin alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 25.04.2009 tarihinde davalıdan satın aldığı koltuk takımının, sol tarafında oturma kısmı ile bazası arasında 30 cm lik açıklığı ve yastıkların kumaşında saptanan ayıpları tespit ederek, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi süresinde davalı tarafa bildirmiştir .....

      Arsa Ofisi tarafından) kamulaştırılmasına karar verildiği, idare tarafından açılan dava sonunda 07.05.1990 tarihinde kamulaştırmaya dayalı olarak taşınmazın idare adına tesciline karar verildiği, davacı idarenin de 10.12.1991 tarihinde davalıya taşınmazı devir ettiği, bilahare eski malikin 09.06.2005 tarihinde tezyidi bedel davası açtığı ve yargılama sonunda arttırılan bedel ve masrafları olarak davacı idarenin toplam 156.883,98 YTL'yi eski malike ödediği anlaşılmakta olup, bu husus taraflar arasında da ihtilafsızdır. Kesinleşen tezyidi bedel ilamında ise, idarenin kamulaştırma evraklarının malike usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelerden de, tarla vasfında iken kamulaştırılan taşınmazın, zaman içinde arsa haline dönüştüğü ve kamulaştırma bedelinin de arsa vasfı esas alınarak belirlendiği anlaşılmaktadır....

        Her iki davanın da kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ve karşı davacı ...’un tüm, davacı ve karşı davalı Nüvit’in ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı ve karşı davalı Nüvit’in sair temyiz itirazlarına gelince; 01.08.2001 tarihli protokol ile işin götürü bedel ile yapımı kabul edilmiş ise de aynı protokolde hafriyat ve taşduvar imalâtının götürü bedel dışında tutulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yüklenici alacağı hesaplanırken bu iki kalem alacağın götürü bedel içinde kaldığı kabul edilerek ayrıca bir bedel hesaplanmadığı görülmektedir. Bu iki kalem alacak götürü bedel dışında tutulduğundan imalâtın gerçekleştirildiği tarihteki mahalli rayiçlerden değerlendirilmelidir....

          Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu taşınmazın davalı idare tarafından 1997 yılında kamulaştırıldığı, taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olması nedeniyle Kamulaştırma Kanununun 18. maddesi gereğince işlem yapılarak çekişmesiz kamulaştırma bedelinin bankaya depo edildiği, kamulaştırma evrakının 25.06.1997 tarihli yazıyla notere gönderildiği, mülkiyet ihtilafının çözümlenmesi üzerine taşınmazda pay sahibi olduğu tespit edilen davacılar tarafından süresi içerisinde bedel artırım davasının açıldığı anlaşıldığına göre dava bedel artırım davası olup, Kamulaştırma Yasasının 14. maddesinde, kamulaştırmaya konu taşınmaz malın sahibinin yapılan tebligat gününden veya tebliğ yerine geçen ferağ tarihinden itibaren 30 gün içinde, takdir olunan bedel ile maddi hatalara karşı adli yargıda dava açılabileceği hükmüne yer verilmiş olup, bedele ilişkin olarak açılacak dava yönünden yasada öngörülen, hak düşürücü nitelikteki bu süre geçtikten sonra malikin artık bedel konusunda...

            Şöyle ki; Dairemizin bozma ilamında dosya kapsamından davacılar ... mirasçılarının tezyid-i bedel davası açmadıkları belirtilmişse de yapılan inceleme de murisleri ...’ın da diğer davacılar ile birlikte tezyidi bedel davaları açtığı anlaşılmıştır....

              kadar yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerektiği halde, faiz başlangıç ve bitiş tarihleri hüküm fıkrasında açıkça gösterilemeyerek infazda tereddüte yol açılması, 5)Tespit ve depo edilen bedel ile acele kamulaştırma dosyasında depo edilen bedel arasındaki fark 86.940 TL iken hüküm fıkrasında maddi hata sonucu 89.940 TL yazılması, Doğru olmadığı gibi; 6)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden, Hükmün, yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı idare ile bir kısım davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA, temyiz eden davalılardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının ayrı ayrı Hazineye irad kaydedilmesine, 24/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                İl-İlçe Tarım Müdürlüğü resmi verilerinin ortalamasına göre değer biçilmesi ve ortalama verilere göre belirlenen bu bedel ile sadece 2014 yılı ... İlçe Tarım Müdürlüğü resmi verileri esas alınarak hesaplanan bedel karşılaştırılarak 2014 yılı ......

                  İl-İlçe Tarım Müdürlüğü resmi verilerinin ortalamasına göre değer biçilmesi ve ortalama verilere göre belirlenen bu bedel ile sadece 2014 yılı ... İlçe Tarım Müdürlüğü resmi verileri esas alınarak hesaplanan bedel karşılaştırılarak 2014 yılı ......

                    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 gün ve 29824 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6745 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddesinde; "24/02/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibariyle güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir" hükmü getirilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu