Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Dava, ecrimisil ve davalılara ait olan muhdesatın iadesi aksi takdirde bedelin ödenmesi şartıyla mülkiyetin devri isteklerine ilişkin olup, Mahkemece, davanın kabulü ile 55.000 TL bedelin davacı tarafından davalılara ödenmesi şartıyla taşınmazda bulunan 220 adet zeytin ağacının mülkiyetinin davacıya verilmesine, ecrimisil isteğinin ise reddine karar verilmiştir. Kararın, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairenin 02.04.2019 tarihli ve 2019/1836 Esas, 3522 Karar sayılı ilamıyla kararın bozulmasına karar verilmiş, davalılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde, karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur. Dairenin bozma ilamı incelendiğinde; ilgili bölümde "... Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir ... " denilmek suretiyle maddi hata yapıldığı görülmektedir....

    zararlarının bu teminat limiti içinde olduğu, •KTK m. 99 gereği ve KZMSS B.2 “Tazminat ve giderlerin ödenmesi” hükümleri gereği, sigorta şirketi için, “2.1....

      Yine aynı Kanun'un mükerrer 80. maddesinde, diğer kazanç ve iratlardan değer artışı kazançlarının hangi işlemlerden doğduğu açıklandıktan sonra 6. bentte; iktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız iktisap edilenlere hariç) 70. maddesinin birinci fıkrasında (1), (2),( 4), ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal ve hakların iktisap tarihinden başlayarak beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazancı olarak vergiye tabi gelire dahil edilmiştir. Buna göre, gayrimenkuller üzerindeki mülkiyet hakkının devredilmesinden doğan kazancın (belli şart ve süreler için devri halinde) değer artışı kazancı olduğunda tereddüt bulunmamaktadır. Dolayısıyla, gayrimenkullerin elden çıkarılmasından sağlanan kazançların değer artışı kazancı sayılabilmesi için bir bedel karşılığında edinilmiş olması, edinme tarihinden itibaren beş yıl içinde elden çıkarılması ve gayrimenkulün kişisel servete dahil olması gerekmektedir....

        Acele el koyma dosyasında daha önce ödenen 14.235,50- TLden her bir davalının 1/2 paya isabet eden 7.117,75- TL nin mahsubuyla gerçekte ödenmesi gereken fark bedel davalı T4 için 12.452,71- 7117,75- TL= 5.334,96- TL, davalı T5 için 13.459,98- TL-7117,75- TL= 6.342,23- TLdir. İlk derece mahkemesi 01.12.2017 tarihli ilk kararında 17.817,66- TL(1/2şer herbir pay için 8.908,83- TL) fark kamulaştırma bedeli ödenmesine karar verildiğinden, tahsilde tekerrür olmamak üzere idareye iadesi gereken gerçek tutarlar davalı T4 için 3.573,87- TL, davalı T5 için 2.566,60- TLdir. Yukarıda belirtilen hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nun 353/1- b/2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp düzeltilerek yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıda yazılı olduğu şekilde arar verilmesi gerekmiştir....

        ayıplı imal ve eksiklikler oranında bedel indirimi ile iadesi ve geç teslimden dolayı kira tazminatı olarak şimdilik 17.500,00 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir....

          .- TL bedelle satın aldığını, 20/07/2012 tarihinde ise aracı 1.593,68 TL ilave bedel ödeyerek nano diamond ve güvenlik cam filmi ile kaplattığı, davalı Doğuş Otomotiv A.Ş.'nin aracın ithalatçısı olduğunu, aracın 14/08/2012 tarihinde 733 km'de motor uyarı ikaz lambası yanarak ve tekleyerek arıza verdiğini arızanın değişik tarihlerde 4 sefer daha tekrarlandığını yeni aracın motor revizyonunun yapılmak zorunda kalınacak kadar ayıplı olduğunu, aracın bedel farkı ödenmesi koşulu yenisiyle değiştirilmesi önerisinin reddedildiğini, davalı Altur'un aracı ikinci el olarak dahi almayı reddettiğini, davanın hukuki temelini Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un oluşturduğunu ileri sürerek aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde araçta değer kaybı nedeniyle oluşan zararın davalılardan tahsiline, kararın gazetede ilanına karar verilmesini talep etmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının dava dilekçesinde talebine konu ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL'nin talep edildiği, davanın bedel yönünden ıslah edilmediği, mahkeme tarafından ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde taleple bağlı kalınarak dava dilekçesindeki bedeline hükmedildiği görülmüş ise de, davacının aynen iade talebinin mahkeme tarafından kabul edilerek bahsi geçen eşyaların öncelikle aynen iadesine karar verildiği, ancak aynen iade talebinin eşyaların gerçek değerini de kapsadığı, dolayısıyla aynen iadesine karar verilen ziynetlerin bilirkişi tarafından belirlenen değeri üzerinden harç tamamlatılmadan aynen iadeye karar verilmesinin hatalı olduğu görülmüştür....

            Marka, ... 2010 model aracın 32.750,00 TL bedel karşılığında 2. el satışı için 27/06/2012 tarihli araç satış sözleşmesi yapıldığını, aracın davacı şirket tarafından 26/07/2012 tarihinde 33.800,00 TL bedelle 3. şahsa satıldığını, ancak aracın alıcısı tarafından kasko yaptırılmak istenilmesine rağmen motorunun başka bir pert araçtan çıkma olduğu gerekçesiyle sigorta yapılmadığını, bu şekilde aracın motor değişimi nedeni ile gizli ayıplı olduğunun anlaşıldığını, bunun üzerine aracın 27/07/2012 tarihinde 33.800,00 TL bedel 305 TL zarar ödenerek satılan 3.kişiden geri alındığını, konunun derhal şirket yetkililerine bildirildiğini, ancak şirket yetkilisinin çocuğunun hasta olduğu vb sebeplerle aracın geri alınması ve bedel iadesi taleplerinin yerine getirilmediğini, davalıya 05/09/2012 tarihli noterden ihtarname gönderildiğini, olumsuz cevap alındığını, ... 11....

              Ancak karar tarihinden sonrası için uygulanması mümkün olan adliye mahkemesi kararı, davacı şirketin lens solisyonlarının mahrecine iadesi isteminin kabulünü, gümrük para cezası tahsilini gerektirir bir durum olduğundan bahisle para cezası ödenmesi koşuluna bağlayan dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibariyle hukuka aykırı olduğunu gösterir nitelikte bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı idarenin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne, İdare Mahkemesi iptal kararının bozulmasına, aynı yasanın aynı maddesine göre işin esasına inilerek dayanaktan yoksun davanın reddine karar verildi. AYRIŞIK OY: Davalı idarece, gümrük para cezası ödenmesi gerektiğinden bahisle, dava şirketin ithal etmek üzere yurda getirdiği lens solisyonlarının mahrecine iadesi istemi dava konusu işlemle reddedilmiştir....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arazi vasfında olduğunu, emsal seçiminin hatalı yapıldığını, kamulaştırmadan arta kalan kısma değer azalışı verilmesinin hatalı olduğunu, ağaç bedelinin ve sayısının çelişkili olduğunu ileri sürmüştür. Bir kısım davalılar vekili Av. T13 istinaf dilekçesinde özetle; bedelin düşük belirlendiğini, arta kalan kısım için belirlenen değer azalış orunun az olduğunu, emsal seçimi ve değerlendirmesinin hatalı olduğunu, ağaçlar için değer takdir edilmediğini ileri sürmüştür. Davalı T16 istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaza takdir edilen bedelin gerçek değerinin çok altında olduğunu, arta kalan kısım için belirlenen değer azalış oranının düşük olduğunu, ağaçlar için bedel takdire edilmemesinin hatalı olduğunu, taşınmazın arsa vasfında olduğunu ileri sürmüştür....

                UYAP Entegrasyonu