Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, duvar yönünden verilen müdahalenin men'i ve yıkım kararında bir isabetsizlik bulunmuyor ise de; bina yönünden 7,00 m²'lik ... alan nedeniyle tüm binanın yıkımına karar verilmesi halinde fahiş bir zarar doğacağı açıktır. Her ne kadar davacı, çapı kaydı kapsamındaki ... yapı bölümünden mülkiyet hakkının varlığına rağmen yararlanamamakta ise de; davacı, tecavüzlü kısım bedelinin kendi arsasındaki değer kaybı toplamının ödenmesi koşuluyla ... binanın bulunduğu arsa mülkiyetinin davalıya geçirilmesini isteyebilir. Nitekim, davacı tarafından açılan işbu davada da, ikinci kademede tazminat istemi ileri sürülmüştür....

    Davalılar, taşınmazın davacı ile ortak satın alındığını ancak davacının fazla pay sahibi olması nedeniyle onun adına tescilinin yapıldığını, davacının onayı ile binanın yapıldığını, binanın yapılmasından sonra davacının sınırı belirleyen duvarı yaptığını belirterek davanın reddini savunmuşlar; karşı dava ile de iyiniyetle yaptıkları bina değerininin zemin değerinden fazla olduğunu ileri sürerek, taşınmazın tamamının veya bina ile zorunlu kullanım alanının ifrazen adlarına tescilini veya bina bedelinin alınmasını istemişlerdir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne; karşı davanın ise davacıların iyiniyetli olmadığı ve ifraz koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle tapu iptali tescil, binanın yıkılmasının fahiş zarar oluşturmadığı gerekçesiyle de tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar-karşı davacılar vekili temyiz etmiştir....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/404 KARAR NO : 2022/931 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MUCUR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/01/2020 NUMARASI : 2019/8 ESAS - 2020/7 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalının kardeş olduklarını, tarafların ortak murisi babalarının vefatı üzerine 1987 yılında tapuların bölüşüldüğünü, Kırşehir ili, Mucur ilçesi, Gümüşkümbet köyü, 696 parsel numaralı taşınmazın davacıya bırakıldığını, davacının 1974 yılından bu yana taşınmazın kendisine ait olduğu zannıyla taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunduğunu, taşınmaz üzerinde yapı ve tadilat işlemleri yaptığını, davalının dava konusu taşınmazın üzerine kayıtlı olduğu ve taşınmazın davacıya satışını teklif ettiğini, davalının pazarlık aşamasında yüksek fiyat isteyerek fiyatı sürekli artırdığı ve kötü...

      Mahkemece, dosya kapsamı, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre mülga Köy Hizmetleri Müdürlüğü tarafından 1989 yılında yapımı tamamlanan beton arkın davacının taşınmazına ulaşmadan bitirildiği, beton kanallardan gelen suların davacının taşınmazına zarar verdiği, davacının tarlası içerisindeki toprak arktan doğan zarardan davalı kooperatifin sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının müdahalesinin men'ine, 1.000.00 TL eski hale getirme tazminatı ile 195.00 TL maddi zararın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dava, kooperatif üyesi olan davacının tarlasına davalı tarafça açıldığı iddia edilen arkın kapatılarak eski hale getirilmesi ve ark yapımı suretiyle müdahalenin önlenmesi talebine ilişkindir. Kararı, davalı temyiz etmiştir....

        Bir kamu kurumu tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında devlet malı olmayan yerlerden toprak veya kum alınması yahut böyle yerlere toprak, kum veya moloz yığılması neticesinde doğan zararların ödetilmesi istekleri, başkasının malına kamu kurumunun dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan veya projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı nedeniyle haksız eylemden doğan tazminat davası sayılır. Aynı kural ağaç kesilmesi durumunda da söz konusudur. Bundan başka yapılan işlerin plan ve projelere aykırı yapılması da idari karara aykırı bir hareketin varlığı nedeni ile yine idari kararın uygulanmasından doğan bir zarar sayılamaz ve bu bakımdan dava haksız eylemden doğan ve adli yargı yerinde bakılması gereken bir tazminat davası olarak kabul edilir....

          Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporundan dava konusu taşınmaz üzerinde (zemin + 2 normal kat + terastan) ibaret bina bulunduğu , binanın zemin katının tamamlandığı, diğer katlarının ise tamamlanmadığı anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanununun 724. maddesi uyarınca temliken tescile karar verilebilmesi için öncelikle bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli , esaslı ve mütemmim cüz’ü (tamamlayıcı nitelikte) bina yapması ve binanın tamamlanmış olması gerekir. Somut olayda, davacı kendisine ait malzeme ile davalıya ait taşınmaza bina yapmamış, dava dışı yüklenici tarafından yapılan binayı temlik almıştır. Bilirkişi raporuna göre de ortada tamamlanmış bir bina da bulunmamaktadır. Türk Medeni kanununun 724. maddesinde yazılı yukarıda açıklanan temliken tescil koşulları davacı yararına gerçekleşmemiştir....

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/90 KARAR NO : 2021/200 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AKYAZI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/46 ESAS DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda; İlgili 3. kişi Urgancıoğlu Otom. Nak. Zirai Alet Isı Sis. ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusu üzerine Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/46 Esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 24/12/2020 tarihli ara kararı incelendi....

            Davacı, kendisine ait taşınmaza davalı idare tarafından çakıl, taş ve benzeri malzeme dökülmek sureti ile zarar verildiğini belirterek, maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, idare mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın yargı yolu yönünden usulden reddine karar verilmiştir. Bir kamu kurumu tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında devlet malı olmayan yerlerden toprak veya kum alınması yahut böyle yerlere toprak, kum veya moloz yığılması neticesinde doğan zararların ödetilmesi istekleri, başkasının malına kamu kurumunun dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan veya projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı nedeniyle, haksız eylemden doğan tazminat davası sayılır. Aynı kural ağaç kesilmesi durumunda da söz konusudur....

              Değinilen maddenin düzenlemesine yol açan asıl neden, meydana getirilen yapının korunmasındaki mevcut olan genel iktisadi yarardır.Aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme malikine (muhik) bir tazminat vermesi gerektiği, malzeme maliki iyi niyetli değilse tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği, aynı yasanın 723. maddesinde belirtilmiştir. Bu durumda, 4.3.1953 tarih 10/3 sayılı içtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar nedeniyle yapı yıkılamıyorsa, iyi veya kötü niyete göre, haklı (muhik) tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği, arsa maliklerinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığı yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmelidir....

                Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 723. maddesindeki düzenlemede ise; a)Malzeme sahibinin iyiniyetli olması halinde; aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerektiği, b)Malzeme sahibi iyiniyetli değilse; tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği belirtilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu