Mahkemece, davacının, tapulu taşınmazı geçersiz sözleşme ile satın aldığı, bu durumu bildiği halde taşınmaz üzerinde bina yapması karşısında iyiniyerJi sayılamayacağı, iptal ve tescil davası açılacak yerde tazminat davası açılmasında da hukuki yararın varlığından söz edilemeyeceği gerekçesi ile dava red edilmiş hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının, davalıların miras bırakanı Mustafa'dan 16.01.1991 günlü senetle haricen satın alarak tesellüm ettiği tapuda kayıtlı taşınmaza giderlerine katlanarak bina inşa ettiği, taşınmazın Gökova Çevre Düzeni Revizyon Planı içerisinde 1....
e ait olan arsa üzerinde kat karşılığında bina yapımı için Bornova 1.Noterliğinin 3.7.2008 tarihli ve 20851 yevmiye nolu inşaat sözleşmesiyle anlaşma yapıldığı,kat karşılığı bina yapılacak arsa içinde kalmamasına rağmen sanığın katılanın bilgisi ve rızası dışında katılana ait evin yıkılması için hafriyat ve inşaat yıkım işleriyle uğraşan ... ile anlaştığı, Mehmet'inde işçi olarak ...'yi tuttuğu akabinde evin tanık Mükremin tarafından yıkıldığını öğnenen katılanın durumu kolluğa bildirmesi üzerine yıkımın durdurulduğu olayda, mahkemenin mala zarar verme suçunun oluştuğuna ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 14.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/06/2021 NUMARASI : 2017/11 ESAS, 2021/305 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : EREĞLİ(KONYA) 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin 2017/11 Esas, 2021/305 Karar sayılı dosyasında 04/06/2021 tarihli kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Konya ili, Ereğli ilçesi, Kuzukuyu mah....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde bina sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak bina sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir. Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır. Öncelikli koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır....
Taşınmazın ilk tesisinden itibaren kamu malı niteliği taşımaması, davacının taşınmazın adına kayıtlı olduğu tarihte önceki malike ait binayı yıkarak yerine yeni bir bina yapması nedeniyle kötüniyetli kabul edilemez. Daha açık bir anlatımla davacı taşınmazın maliki olduğu düşüncesiyle üzerine iyiniyetle bina yapmıştır. Ayrıca ziraat ve inşaat bilirkişi kurulunun 05.06.2013 günlü raporunda taşınmazın zemin değerinin 21.078 TL, bina bedelinin ise 75.915 TL olduğu saptanmıştır. Taşınmazın kamu malı niteliği taşımaması, davacının iyiniyetli olması ve bina değerinin zemin değerinden açıkca daha fazla olması nedeniyle TMK’nın 724. maddesi gereğince tescil isteme koşulları oluşmuştur. Bu nedenle mahkemece davacıya taşınmaz zemin değerini malike ödenmek üzere depo etmesi için uygun bir süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Davacının tazminat talebine gelince; Başkasının taşınmazına temelli ve kalıcı nitelikte yapı inşa edilmesi durumunda, TMK'nın 684. ve 718. maddelerinin hükümleri gereğince yapı üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Bu konumdaki taşınmazın maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişki TMK'nın 722, 723. ve 724. maddelerinde düzenlenmiştir. Davacının temliken tescil talebi reddedildiğine göre yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerekir. Ancak malzeme sahibi iyiniyetli değilse tazminat miktarı levazımın en az kıymetini geçemez. Somut olayda; davacının iyiniyetli olduğu kanıtlanamadığından bilirkişi tarafından belirlenecek asgari levazım bedelinin davacıya ödenmesi gerekir....
a ait bina için yapılan çatı oluklarının davacı binasına bitişik olarak indirildiği ve bakım ve özen gösterilmeyerek bu oluklardan kendi taşınmazına sızmalar olması nedeniyle zarar gördüğünü bildirerek, verdirilen bu zararın sonlandırılmasına, yine doğu bitişiği olan davalı Hayriye Altın'a ait bina zemininde yer alan foseptik çukurunun da izole edilmemesi nedeniyle sızmalar yaparak davacıya ait binanın bodrumunda hasarlar meydana getirmeye başladığını ileri sürerek bunun da men'ine karar verilmesini, ayrıca her iki tarafça yaratılan fiili durum nedeniyle doğmuş bulunan zararların tazminen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yerelinde uzma bilirkişi hazır edilmiş ise de kendisinden infaza elverişli bir kroki istenmemiştir. Sözü edilen uzman bilirkişi davacı taşınmazına verdirilen zararları belirlemiş bulunduğuna göre bunların giderilmesi konusunda neler yapılması gerektiğini de infaza elverişli olacak şekilde raporuna geçirmesi gerekir....
Bir kamu kurumu tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında devlet malı olmayan yerlerden toprak veya kum alınması, yahut böyle yerlere toprak, kum veya moloz yığılması neticesinde doğan zararların ödetilmesi istekleri, başkasının malına kamu kurumunun dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan veya projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı nedeniyle haksız eylemden doğan tazminat davası sayılır. Aynı kural ağaç kesilmesi durumunda da söz konusudur. Bu bakımdan dava haksız eylemden doğan ve adli yargı yerinde görülüp çözülmesi gereken bir tazminat davası olarak kabul edilir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/01/2020 NUMARASI : 2020/11 2020/51 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Gaziantep ili, Şahinbey İlçesi, Sarıbaşak Köyü, 120 ada, 91 parselde kayıtlı taşınmazın 15/01/2019 tarihinden beri maliki olduğunu, bundan önceki malikin ise Süleyman SUCU olduğunu, müvekkili şirket lehine taşınmaz üzerinde gerekli yasal izin alınmak suretiyle Güneş Enerjisi Santreli yatırımı yapmak kaydı ile 30 yıl süreli üst hakkı tesis edildiğini ve tapuya şerh verildiğini, müvekkili şirket tarafından kurulumu tüm masraflarıyla üstlenilmiş olan GES sahasının temelli kalması amacıyla inşaa ettiğini belirterek, TMK 'nun 724....
reddi hâlinde dava tarihi itibari ile bina sahibi olan davacı lehine bina değerinin davalı tarafça ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....