Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava TMK’nın 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemlerine ilişkindir. Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta, kargir ev ve elma bahçesi niteliğindeki 11.456 m2 yüzölçümlü 1484 parsel sayılı taşınmazda davalılar 1/3'er pay malikidirler. Keşif sırasında dinlenen taraflar tanıklarınca, taşınmazda bulunan binanın üst katının davacı tarafından imal edildiği belirtilmiştir. Hükme esas alınan inşaat ve ziraat bilirkişi kurulunun 14.05.2014 günlü raporunda da tarım arazisi niteliğindeki taşınmazda bulunan binanın üst katının dava konusu olduğu saptanmıştır....

    Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibi davacı, üzerine bina yapılan 732 ada 6 parsel numaralı taşınmazın tapuda davalı kardeşi adına kayıtlı olduğunu bildiği halde bina inşasına katkı verdiğinden, iyiniyetli olmadığı açıktır. Davacının tapu iptali ve tescil isteminin reddi açıklanan nedenle doğru olup, buna ilişkin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Davalının temyiz itirazlarına gelince; Şayet, arazi sahibinin arsası üzerine yapılan binada malzeme maliki bir katkı vermişse, malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, bu zenginleşmeye karşılık taşınmaz malikinin malzeme malikine bir tazminat ödemesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta; dinlenen tanıklar, davacının binanın yapılışı sırasında katkıda bulunduğunu bildirmiştir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı T11 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne yönelik yasal şartların oluşmadığını, davacının iyi niyetli olmadığını, taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bildiğini, müvekkilin rızası olmadığı gibi arazinin davacıya verileceğine ilişkin sözünün bulunmadığını, hisseli yerde bir paydaşının rızasının da yeterli olmadığını, mahkemece davalıya düşen hissenin tescili bu kısmın ifrazının mümkün olmasının gerektiğini, mevcut arsa yüzölçümü ve malik sayısı dikkate alındığında ifrazın mümkün olmadığının açıkça görüldüğünü belirterek davalıdır şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle TMK.nın 724. Maddesi Kapsamında Tapu İptali ve Tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir....

      TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Davacı tarafından dava konusu taşınmaz üzerine yapılan ve halen ikamet ettiği bina ile ilgili tazminat talebine gelince; mahkemece bu konuda davalı paylı maliklerin davacının inşa etmiş oldukları bina nedeniyle ne kadar zenginleştikleri uzman bilirkişi raporuyla tespit edilerek sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davacının zararının tazminine karar verilmesi gerekir. Belirtilen husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        Bu nedenle, mahkemece; işin esasına girilerek oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, zamanaşımı gerçekleştiği gerekçesi ile davanın reddi doğru görülmemiştir.Bundan ayrı; davacı, davalının taşınmazına bina inşa eden (başkasının arazisindeki yapıda kendi malzemesini kullanan) durumunda olup, davacı açısından alacağın kapsamı TMK'nun 723 vd. maddelerine göre belirlenmelidir.TMK.'nun 729/1 maddesi yollaması ile 722/1.maddesinde "Bir kimse kendi arazisindeki yapıda, bir başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin ya da bir başkasının malzemesini kullanır ise, bu malzeme arazisinin bütünleyici parçası olur." Aynı kanunun 723/3 maddesinde ise, "...malzeme sahibi iyiniyetli değilse , hakimin hükmedeceği miktar, bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir."...

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/03/2021 NUMARASI : 2018/203 ESAS, 2021/76 KARAR DAVA KONUSU : (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda; Davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine Düzce 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/203 Esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 02/03/2021 tarih ve 2021/76 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi. İDDİA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle, Müvekkillerinin murisi ile davalı'nın 309 sayılı parsel içerisine yan yana iki adet ev yaptıklarını, binanın davalının muvafakatı ile yapıldığını ancak davalının şimdi taşınmazın tahliyesini isteğini belirterek TMK'nın 724. Maddesi uyarınca temliken tescil bu mümkün olmadığı takdirde binanın değerinin karşı taraftan tazmini isteğinde bulunmuştur. Birleştirilen davada da davacı T6 asıl dava davacılarının kardeşi olduğunu kendisinin de iyiniyetli yapı yapanın mirasçısı olduğunu belirterek TMK'nın 724....

          Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Malzeme sahibinin TMK’nun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi için, öncelikli koşul iyiniyettir. Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder....

            Davalıların murisi ..., inşaatı yaparken arazinin maliki olan ...’e karşı iyiniyetli ise, muris muvazaası nedeniyle (gerçekteki bağış sözleşmesinin şekle uygun olmaması nedeniyle) dava konusu taşınmazın tapusunun iptal edilmesi, bu iyiniyeti ortadan kaldıramaz 5/7/1944 tarihli ve 1944/12-26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince. B) 5/7/1944 tarihli ve 1944/12-26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe ve sonuç bölümünde; “Başkasının arsası üzerine diğeri kendi malzemesiyle bina inşa veya başkasının tarlasına biri kendi fidanını garsettikte arzın mütemmim cüzu halini alan bu muhdesatın mukadderatı, yer sahibinin bu inşa ve garsa olan muvafakat veya ademi muvafakatına göre değişir. Bu ihdasta yer malikinin muvafakati yoksa muhdesatın akıbetini Kanunu Medeninin 648 ve 649 uncu maddeleri tayin eder. 648 inci maddedeki (Malikin rızası olmaksızın) kaydı, malikin rızası olursa hükmün değişeceğine işaret eden ihtirazî bir kayıttır....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2022 NUMARASI : 2022/172 ESAS, 2022/347 KARAR DAVA KONUSU : Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle Temliken Tescil, Olmazsa Bedel KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

              Diğer yandan, birleştirilen dosyada davacı ..., davalı ...’nin yaptığı tel çitin taşınmazına taşkın biçimde bulunduğunu, davalının su yolunu kapatacak biçimde yaptığı beton duvar nedeniyle ev ve ahırının zarara uğradığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ile duvar ve çitin kal’ini, ayrıca, beton duvar ve çit yapımı sırasında ağaçlarına verilen zararın tazminini istemiştir. İnşaat ve ziraat bilirkişilerinin birlikte düzenledikleri 27.11.2008 tarihli raporda, beton duvarın şu aşamada zarar oluşturmadığı, fakat, aşırı yağışlarda göllenmeye neden olarak ev ve ahırın rutubet sebebiyle zarara uğrayabileceğini, duvara 20cm diren deliği açılması ile sorunun giderilebileceğini belirtilmişlerdir. Yargılama sırasında dava konusu duvara davalı tarafından diren deliği açılmış bulunduğundan, bu istem ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu