Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Genel Müdürlüğü'ne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalı ... G-O Ortak Girişimi tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalılardan ... Genel Müdürlüğü tarafından diğer davalı ... girişime ihale olunan "Ankara-Eskişehir" hızlı tren yolu yapımı sırasında, davacıya ait 114 ada 14 parsel sayılı taşınmaza giden sulama borularının "hızlı tren yolu projesi" ile çakışması sonucu tahrip edilerek cazibe yoluyla sulanan taşınmazın artık sulanamaması nedeniyle oluşan taşınmaz değer kaybı ile her yıl oluşan ürün kaybı zararının tahsili isteminde bulunmuştur. Davalılar; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

    maddesi uyarınca temliken tescile karar verilebilmesi için öncelikle bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüz’ü (tamamlayıcı parçası) nitelikte bina yapması ve binanın tamamlanmış olması gerekir. Davacı kendisine ait malzeme ile davalıya ait taşınmaza tamamlanmış bir bina yapmadığı gibi bilirkişi raporuna göre yapı değerinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmadığı da ortadadır. Bu durumda Türk Medeni kanununun 724. maddesinde yazılı yukarıda açıklanan temliken tescil koşulları davacı yararına gerçekleşmemiştir....

      Bir kimse kendi malzemesi ile başkasının taşınmazına sürekli, esaslı ve tamamlayıcı (mütemmim cüz'ü) nitelikte yapı yapmış ise ve Türk Medeni Kanunun 724.maddesine göre "yapının değeri açıkça arazinin değerinden fazlaysa iyiniyetli taraf uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini isteyebilir." Sözkonusu madde hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere, taşınmazın mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyi inançtır. Öngörülen iyi inancın Türk Medeni Kanunun 3.maddesinde hükme bağlanan subjektif iyi inanç olduğunda kuşku yoktur.Bu kural, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşın bilebilecek durumda olmamasını, yada yapıyı yapmakta haklı bir sebebin bulunmasını ifade eder....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TALEP : İhtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından davalılar ..., ..., ... aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, davacı vekilinin 31/10/2022 tarihli dilekçesi ile, davacının 30/10/2020 tarihinde İzmir ilinde meydana gelen depremde taşınmazın ağır hasarlanması nedeniyle kaybettiğini, davalılar tarafından inşa edilen yapının yapım hataları taşıyan bir bina olduğunu, binanın deprem bölgesinde yapılacak yapılara ilişkin proje ve uygulama kuralına uymadığını, taşınmazın bulunduğu binanın ağır hasarlı olarak tespit edildiğini, içine sadece 10 dakika giriş izni verildiğini ve bina içindeki eşyalar ve demirbaşlar ile birlikte idarece resen yıkıldığını, yıkılan taşınmazın yıkım tarihindeki piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenecek yapım bedeli, eşya bedeli, hurda - enkaz bedeli ile konuttan yoksun kalma nedeniyle ödenen kira bedeline yönelik olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla şimdilik 48.150,00 TL maddi tazminatın...

          ın tazminat miktarından sorumlu olmayacağına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davalı ...'nin taşınmazı haricen sattığı, davalı ...'nin de kabulündedir. Ayrıca ... beş yıl önce 1500 TL bedeli davacıdan aldığını da kabul etmiştir. Dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan bina taşınmaza değer kattığından davacı yararına sadece TMK'nin 723/son maddesi uyarınca malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değerine ilişkin bir tazminata hükmedilmelidir. Mahkemece yapılacak iş; keşif yapılarak binanın dava tarihi itibariyle asgari levazım bedelinin saptanarak davalı ...'nin de kabulüne göre davacı tarafından ödenen 1500 TL arsa bedelinin de dava tarihine kadar beş yıl içinde güncellenmiş değerinin hesaplanıp davalı ...'den tahsiline karar vermekten ibarettir. Tazminat bedelinin bina ve muhdesatların yapım yılı itibariyle değeri hesaplattırılarak sorumluluğu bulunmadığı halde davalı ...'dan da tahsiline karar verilmesi doğru değildir. Bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

            KARŞI OY YAZISI Dava; haksız eylem nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Dairemizin 12/03/2013 günlü kararı ile bozulması üzerine davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenmiştir. ... Bir kamu kurumu tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında devlet malı olmayan yerlerden toprak veya kum alınması yahut böyle yerlere toprak, kum veya moloz yığılması neticesinde doğan zararların ödetilmesi istekleri, başkasının malına kamu kurumunun dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan veya projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı nedeniyle haksız eylemden doğan tazminat davası sayılır. Aynı kural ağaç kesilmesi durumunda da söz konusudur....

              Mahkemece, davalıların bina yapmak suretiyle çaplı taşınmaza elatmalarının önlenmesine, davalı ...ün müdahalesinin bulunmaması nedeniyle aleyhine açılan davanın reddine, binanın değerinin arsanın değerinden fazla olduğu ve yıkımının fahiş zarar doğuracağından verilen süreye rağmen yapı bedelinin depo edilmemesi nedeniyle yıkım isteminin reddine, haksız işgal tazminatının kabulüne, birleştirilen davada, davacılar kötüniyetli olduğundan temliken tescil isteminin reddine karar verilmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı birleştirilen temliken tescil davasının davacıları ... ve ...'...

                Kabule göre de; davalının eylemi ile oluşan hasarın binanın yeniden yapılmasının zorunlu kıldığının değerlendirilmesi durumunda, yeni bina yapımı için gerekli proje, ruhsat iskan bedellerinin yeni bina yapımı için gerekli ve zorunlu olduğu, davacının yeni bina yapması gerekmese bu şekilde giderler yapmayacağı gözetilerek tazminat miktarının içinde değerlendirilmesi gerekirken bedelden indirilmesi doğru görülmemiştir. Ancak davacının binasının eylemden önceki durumu, davacının zararının oluşmasında eklenen kusuru bulunup bulunmadığı tespit edilip varsa ancak bunlar zarardan indirilebilir. Davalının manevi tazminat isteğinin kabulüne ilişkin hükmün değerlendirilmesinde de; davacının malvarlığına yönelik eylem nedeniyle kişisel haklarına bir saldırı bulunmadığı anlaşılmakla, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gözetilmeksizin kabul kararı verilmesi yerinde görülmemiştir....

                Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; dosya içerisinde bulunan 29.02.2012 tarihli ziraat bilirkişisi ek raporunda davalının kendi taşınmazına diktiği zeytin ağaçlarının ileride davacı taşınmazına zarar vereceği belirtilmiştir. Somut zarar henüz gerçekleşmeden, muhtemel zarar nedeniyle komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi istenemez. Davalı tarafından dikilen ağaçlar nedeniyle henüz gerçekleşmiş bir somut zararın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 27.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  Belediyesinde belediye başkan yardımcısı olarak görevli şikayetçi ... ile telefonda görüşüp randevu alarak sivil kıyafeti ile belediye binasına gelmesi, şikayetçiye ellerinde belediyenin imar uygulamalarına ilişkin yolsuzluk evrakı bulunduğunu, yakında belediyeye operasyon yapılıp başkan, başkan yardımcıları ve encümen üyelerinin tutuklanacaklarını söyleyerek, yapımı devam eden bir bina fotoğrafı, imzasız kaçak bina ihbar dilekçesi, 29/08/2006 tarihli bina yıkım kararına ilişkin ......

                    UYAP Entegrasyonu