Davacı tarafından ileri sürülen nitelikteki işlemin 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 234 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285) ve devamı maddeleri gereğince gizli bağış niteliğinde bulunduğu açıktır. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 244 vd. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 295.vd.) maddeleri gereğince bağıştan rücu konusunda genel mahkemelerde ancak dava açılabilir.Davanın açıklanan bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken, bir yıllık zamanaşımının geçtiği, kaldı ki bağıştan rücu koşullarının oluşmadığı görüşüyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de, dava redle sonuçlanmış olup, hüküm sonucu itibariyle doğru bulunmaktadır.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Usul ve Yasa hükümlerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK'nun 388/4 (HMK.m 297/ç) ve HUMK'nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/05/2021 NUMARASI : 2019/342 2021/253 DAVA KONUSU : Tapu İptal ve Tescil (Bağıştan Rücu) KARAR : Antalya 2....
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili talebinde dava dışı olan ...bir trafik kazasında yaralanması nedeniyle ilgili şoförün aracının maliki ve sigorta şirketi aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, yargılamayı yürüten Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi ......
nın ödememesi gereken bir tazminatı ödeyip ödemediği belirlenerek davalılara rücu hakkı olup olmadığı tartışılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği" gerekçesiyle karar bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davacı ...'nın, hak sahipleri tarafından davalılara açılan maddi ve manevi tazminat davasından haberdar olmasına ve davalılar vekilinin bu dava sebebiyle ...'nın rücu talebini kabul etmeyeceğini bildirmesine rağmen, hak sahiplerine 15.04.2008 tarihinde ödemede bulunduğu; davacı ...'...
Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de, TBK'nin 295/3 (BK'nin 244/3.) maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının ve yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren TBK'nin 297/1. (BK'nin 246/1.) maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur. Öte yandan, Türk Borçlar Kanunu'nun borçlunun temerrütüne ilişkin genel hükümleri; koşullu veya yüklemeli bağışlarda da gözden uzak tutulmamalı, TBK'nin 124....
Davacılar 28/06/2017 tarihli ıslah dilekçesiyle; davanın menfi tespit davası olduğunu ve takip talebinde bono dışında kaynak gösterilmemesi sebebiyle Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, davalının mehir senedi alacağı olarak beyanı üzerine davacı yönünden bağışlamanın geri alınması (bağıştan rücu) koşullarının oluştuğunu, davayı terditli davaya dönüştürerek ... ve ... birlikte yaşamalarını temin etmek, resmi nikah yapılmasını sağlamak amacıyla düzenlenmiş olması nedeniyle menfi tespit, bağıştan rücu koşulları uyarınca davalı ...'nin "Kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı" davranması nedeniyle menfi tespit talebi yönünde ıslah ettiklerini beyan etmiştir. Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Dava, "Menfi Tespit " davasıdır....
Bağıştan dönme(rücu), bağışlayanın bağışlanana varması gerekli tek taraflı beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme(rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir. Bağıştan dönme (rücu) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 295. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 244.) maddesinde aynen; “Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, bağıştan rücu, zilyetliğin iadesi Davacı- birleşen davanın davalısı ... ile davalı-birleşen davanın davacısı ... aralarındaki tapu iptali, tescil, bağıştan rücu ve zilyetliğin iadesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.07.2007 gün ve 482/361 sayılı hükmün Yargtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili dava dilekçesinde; davalı ... ile vekil edeni arasında Ilgın Noterliğince düzenlenen 27.6.1980 tarih ve 3567 yövmiye sayılı bağış senediyle ve senette mevkii ve sınırları açıklanan taşınmazın vekil edeni derneğe bağışlandığını, daha sonra yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı ... tarafından bağışlanan ve senette yer alan taşınmazın ... adına tespit edildiğini, daha...
Açıklanan nedenlerle, rücu davası ile borçlular arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında kararın temyizinde davalıların hukuki yararının bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu gibi, hakkındaki karar kesinleşen davalı ... şirketinin hükmedilen maddi tazminat yönünden sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılarak ve taraflar arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere; mahkemece (sigorta şirketi yönünden usuli kazanılmış hakkın ihlal edilmemesi gerektiğinden) davalı ... şirketi yönünden icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak, sadece, sorumlu olduğu hususunun tespitine yönelik hüküm kurulması gerektiğinden, hükmün bozulması gerekmiştir. 2-) BK.'nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır....
Mahkemece her ne kadar boşanma davasında her iki tarafın da eşit kusurlu oldukları, taraflar arasında gerçek anlamda bir evliliğin olmadığı ve bu olayda da davalının kusurlu olduğu ve davacının bağıştan rücu etme hakkına sahip olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de; taraflar arasında Türk Medeni Kanunu anlamında gerçekleşen ve sonrasında da boşanma ile sona eren geçerli bir evlenme akdinin mevcut olduğu kuşkusuzdur. Bu kapsamda ise, evlilik sırasında davalı kadına takılan ziynet eşyalarının kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılacağı ve davacı koca tarafından iadesinin istenemeyeceği hususunun mahkemece gözetilmemesi doğru görülmemiştir....