Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın ödememesi gereken bir tazminatı ödeyip ödemediği belirlenerek davalılara rücu hakkı olup olmadığı tartışılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği" gerekçesiyle karar bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davacı ...'nın, hak sahipleri tarafından davalılara açılan maddi ve manevi tazminat davasından haberdar olmasına ve davalılar vekilinin bu dava sebebiyle ...'nın rücu talebini kabul etmeyeceğini bildirmesine rağmen, hak sahiplerine 15.04.2008 tarihinde ödemede bulunduğu; davacı ...'...

    Davacı tarafından ileri sürülen nitelikteki işlemin 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 234 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285) ve devamı maddeleri gereğince gizli bağış niteliğinde bulunduğu açıktır. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 244 vd. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 295.vd.) maddeleri gereğince bağıştan rücu konusunda genel mahkemelerde ancak dava açılabilir.Davanın açıklanan bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken, bir yıllık zamanaşımının geçtiği, kaldı ki bağıştan rücu koşullarının oluşmadığı görüşüyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de, dava redle sonuçlanmış olup, hüküm sonucu itibariyle doğru bulunmaktadır.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Usul ve Yasa hükümlerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK'nun 388/4 (HMK.m 297/ç) ve HUMK'nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine...

      Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili talebinde dava dışı olan ...bir trafik kazasında yaralanması nedeniyle ilgili şoförün aracının maliki ve sigorta şirketi aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, yargılamayı yürüten Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi ......

        Açıklanan nedenlerle, rücu davası ile borçlular arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında kararın temyizinde davalıların hukuki yararının bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu gibi, hakkındaki karar kesinleşen davalı ... şirketinin hükmedilen maddi tazminat yönünden sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılarak ve taraflar arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere; mahkemece (sigorta şirketi yönünden usuli kazanılmış hakkın ihlal edilmemesi gerektiğinden) davalı ... şirketi yönünden icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak, sadece, sorumlu olduğu hususunun tespitine yönelik hüküm kurulması gerektiğinden, hükmün bozulması gerekmiştir. 2-) BK.'nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır....

          Davacılar 28/06/2017 tarihli ıslah dilekçesiyle; davanın menfi tespit davası olduğunu ve takip talebinde bono dışında kaynak gösterilmemesi sebebiyle Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, davalının mehir senedi alacağı olarak beyanı üzerine davacı yönünden bağışlamanın geri alınması (bağıştan rücu) koşullarının oluştuğunu, davayı terditli davaya dönüştürerek ... ve ... birlikte yaşamalarını temin etmek, resmi nikah yapılmasını sağlamak amacıyla düzenlenmiş olması nedeniyle menfi tespit, bağıştan rücu koşulları uyarınca davalı ...'nin "Kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı" davranması nedeniyle menfi tespit talebi yönünde ıslah ettiklerini beyan etmiştir. Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Dava, "Menfi Tespit " davasıdır....

            Bağıştan dönme(rücu), bağışlayanın bağışlanana varması gerekli tek taraflı beyanıyla geriye yürüyerek (makable şamil) hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme(rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir. Bağıştan dönme (rücu) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 295. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 244.) maddesinde aynen; “Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, bağıştan rücu, zilyetliğin iadesi Davacı- birleşen davanın davalısı ... ile davalı-birleşen davanın davacısı ... aralarındaki tapu iptali, tescil, bağıştan rücu ve zilyetliğin iadesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.07.2007 gün ve 482/361 sayılı hükmün Yargtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili dava dilekçesinde; davalı ... ile vekil edeni arasında Ilgın Noterliğince düzenlenen 27.6.1980 tarih ve 3567 yövmiye sayılı bağış senediyle ve senette mevkii ve sınırları açıklanan taşınmazın vekil edeni derneğe bağışlandığını, daha sonra yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı ... tarafından bağışlanan ve senette yer alan taşınmazın ... adına tespit edildiğini, daha...

              Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. (3) İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz...." Yukarıda metni yazılan düzenlemenin 3. bendine göre; iş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarıyla ilgili olarak zorunlu arabuluculuk uygulaması bulunmamaktadır. Düzenlemenin 1. bendine göre; iş sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanan tazminat davalarının ise zorunlu arabuluculuğa tabii olduğu sonucu çıkmaktadır....

              Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 6/06/2016 tarihinde verilen dilekçeyle bağıştan rücu hukuksal nedenine dayanan tapu kaydının ve dava konusu aracın trafik sicil kaydının iptali ile davacı adına tescili talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine dair verilen 11/12/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi'nce istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayanan tapu kaydının ve dava konusu aracın trafik sicil kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....

                Davalı ,davacıların dava konusu taşınmazdaki hisselerini kayıtsız ve koşulsuz olarak davalı idareye bağışladığını, bağışın koşullu olduğuna ilişkin hiç bir kanıt ve belge bulunmadığını, bağıştan dönme için geçerli olan bir yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bağışlama tarihinden dava tarihine kadar geçen sürede taşınmazın bağışlama amacına uygun kullanılmadığı ve bağışlamadan rücu koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne varki; hükümden ve davalının temyiz isteminden sonra, tarafların aralarında 07.09.2017 tarihli "sulh sözleşmesi" başlıklı belge düzenledikleri ve anılan sulh sözleşmesine dayalı olarak hüküm kurulması isteğinde bulundukları anlaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu