WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf Sebepleri 1.Davacı borçlu istinaf dilekçesinde; takip dayanağı ilam HMK'nın 376/2 maddesi gereğince kesinleşmeden infaz edilemeyecek ilamlardan olup takip tarihi itibari ile kesinleşmediğinden icra takibinin iptali gerektiğini, müvekkilinin her zaman bağışlama vaadinden dönmesi mümkün olup bu nedenle de kararın infazı için kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, takip konusu alacak bağışlamadan kaynaklandığı için TBK'nın 121. maddesi uyarınca takipten önceki dönem için faiz de talep edilemeyeceğini, ayrıca icra emrinde "gecikme faizi" ibaresi kullanıldığını, ilamda işleyecek faiz oranına 3095 Sayılı Yasa'nın 4/a maddesine göre hükmedildiğini, gecikme faizine hükmedilmediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı alacaklı istinaf dilekçesinde; mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde hazırlanan raporda hesaplama yapılan faiz oranlarının hatalı olduğunu, bankalar tarafından mahkemeye bildirilen faiz oranları ile...

    Borçlar Kanununun 244.) maddesinde aynen; “Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir: 1.Bağışlanan, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse. 2.Bağışlanan, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranmışsa. 3.Bağışlanan, yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemişse.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Yasa koyucu söz konusu Türk Borçlar Kanununun 295. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükmüyle mirastan ıskat sebeplerini düzenleyen Türk Medeni Kanununun 510. maddesi arasında paralellik sağlamış, bağıştan yararlanan kişiyi bağışlayanın devamlı baskısından kurtarmak istemiştir....

      Tarafların Konya 2.Aile Mahkemesinin 2018/535 Esas sayılı dosyası ile 08/06/2021 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, davacının senette belirtilen 20.000,00 TL mehri müeccel bedeli için talepte bulunduğu ve bu bedel yönünden davanın kabulüne karar verildiği görülmüş ise de; Mehri müeccel, ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir....

      (Bağış)'in kişisel eşyalarına ilişkin davasına göre kişisel eşyalarının aynen teslimine, aynen teslim gerçekleşmediği takdirde eşya bedeli olarak belirlenen 1.832,00 TL'nin davalı-karşı davacı ...'ten dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline dair verilen ilk karar davalı-karşı davacı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 08.04.2014 tarih 2014/145 Esas 2014/6427 Karar sayılı ilamı ile "......

        tarafından yerine getirildiğinde elden bağışlama hükmündedir....

        iradesi karşısında yapılan hibe işlemine ilişkin tapu kaydının açık olduğunu, davacının iddiasının aksine, yapılan bağışlama işleminin, koşulsuz yapıldığını, dava konusu taşınmazlar, şartsız olarak bağışlandığını, ilgili tapu kayıtlarının açık olduğunu, dava konusu işlemin şerhe bağlı olarak yapıldığına dair herhangi bir kayıt olmadığı gibi Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereğince, yapılan bağışın koşullu bağış olduğunu gösterir bir belge de olmadığını, yani davacı yanın dava konusu işlemin koşullu bir bağış olduğunu iddia etmekteyse de, bu hususun ya akit tablosunda gösterilmesi gerektiği ya da bağışın koşulsuz bağış olmadığını açıkça gösteren başka bir belge ile ispatı gerektiğini, davacıların koşulsuz bağış yönünde iradesini kullandığını, herhangi bir şart ileri sürmeksizin taşınmazlarını bağışlama yönünde irade beyanlarıyla koşulsuz ve bedelsiz bağış gerçekleştiğini, ortada koşullu bir bağışlama işlemi bulunmadığı için davacı yanın davasının reddini, dava konusu taşınmazlar üzerine...

        Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK 79 ve 80. maddelerinde "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. HGK'nun 05/12/1984 tarih ve 1982/13-387 esas, 1984/997 karar sayılı kararı ile, herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan, salt hatalı ödemenin idare tarafından BK'nın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır....

          Bağışlamanın yukarıda açıklanan öğeleri gözetildiğinde, bir eşin diğer eşe ait bir malvarlığına yaptığı her katkının ya da kazandırmanın bağışlama olmayacağı kabul edilmektedir (Gümüş, M. Alper: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre Borçlar Hukuku Özel Hükümler, C. 1, 3. B., ... 2013, s. 205; Zeytin, Zafer:Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Tasfiyesi, 2.B., ... 2008, s. 144). O halde, yukarda açıklanan ilke uyarınca, bir hukuki işlemin bağışlama olarak kabul edilebilmesi için bağışlama iradesinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde mevcut olması gerekir. Somut olayda, evliliğin devamı, huzuru, eşlerin mutluluğu için eşlerden biri tarafından alınıp diğeri adına tescil edilen taşınmazın bağış iradesi olarak kabul edilmemesi gerekir....

            Bağıştan dönme (rücu) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 295. maddesinde aynen; “Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir: 1- Bağışlanan, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse. 2- Bağışlanan, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranmışsa. 3- Bağışlanan, yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemişse.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Yasa koyucu söz konusu TBK.nın 295. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükmüyle mirastan ıskat sebeplerini düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 510. maddesi arasında paralellik sağlamış, bağıştan yararlanan kişiyi bağışlayanın devamlı baskısından kurtarmak istemiştir....

              Bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlar arası sonuç doğurmak üzere mal varlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Bağışlama, bağışlayanın bir karşılık (ivaz) almaksızın bağışlananın malvarlığında bir artış sağlamak amacıyla malvarlığından belirli değerleri ona vermeyi üstlenmesi (taahhüt) ya da vermesi yoluyla bu iki kişi arasında yapılan sözleşmedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere bağışlama hukuki işlemlerin bir çeşidi olan sözleşme mahiyetindedir. Bu sözleşmede, yalnızca bağışlayan bağışlanana belirli bir değeri verdiğinden ya da vermeyi üstlendiğinden ve bağışlanan karşılık bir değer vermeyi üstlendiğinden bu tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Tek tarafa borç yükleyen bu sözleşme kendisine değer kazandıran kişiyi (bağışlananı) teberru yoluyla zenginleştirme amacını gütmektedir....

              UYAP Entegrasyonu