WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez. Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz (TBK 285/3). Evlilik birliğinin ömür boyu süreceği inancının hakim olduğu düşünceyle, ortak yaşamı ve geleceği güvence altına almak amacıyla, beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, örf ve adete uygun olarak eşlerin birlikte yatırım yapmaları bağış olarak değerlendirilemez. Eşler arasında dayanışma, güven ve sadakat esastır. Gelecekte aile üyelerinin yararlanacakları beklentisiyle birlikte malvarlığı edinme çabaları, eşlerden birinin sebepsiz zenginleşmesiyle sonuçlanmamalıdır. Bu açıklamalar nedeniyle, devredene ağır yükümlülük getiren kazandırmanın bağış olarak değerlendirilmesi için, bağış amacını taşıyan davranış ve iradenin duraksamaya yer vermeyecek şekilde olması gerekir....

    Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez. Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz (TBK mad. 285/3). Evlilik birliğinin ömür boyu süreceği inancının hakim olduğu düşünceyle, ortak yaşamı ve geleceği güvence altına almak amacıyla, beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, örf ve adete uygun olarak eşlerin birlikte yatırım yapmaları bağış olarak değerlendirilemez. Eşler arasında dayanışma, güven ve sadakat esastır. Gelecekte aile üyelerinin yararlanacakları beklentisiyle birlikte malvarlığı edinme çabaları, eşlerden birinin sebepsiz zenginleşmesiyle sonuçlanmamalıdır. Bu açıklamalar nedeniyle, devredene ağır yükümlülük getiren kazandırmanın bağış olarak değerlendirilmesi için, bağış amacını taşıyan davranış ve iradenin duraksamaya yer vermeyecek şekilde olması gerekir....

      Borçlar Kanununun 234. ve devamı maddelerinde düzenlenen bağışlama hayatta olan kimseler arasında yapılan bir tasarruf olup bağışlama ile bir kimse karşılığında herhangi bir ivaz talep etmeksizin malın tamamını veya bir kısmını diğer bir kimseye temlik eder. Bağışlamaya konu mal menkul veya gayrimenkul olabilir. Borçlar Kanununun 237/2. maddesinde menkul veya gayrimenkul üzerindeki ayni hakların bağışlanması ancak tapu siciline kaydedilmekle tamam olur şeklinde düzenleme getirilmiştir. Eldeki davada resmi şekilde yapılmış bir bağışlama sözleşmesi bulunmamaktadır. Davanın kabulü bu nedenlerle de yerinde görüldüğünden hükmün onanması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 15.04.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Davalı, bağışlama karşılığı ücretsiz olarak bakımlarının yapılacağına dair bir şartın davacıların kendi beyanlarında ve sunulmuş belgelerde dahi bulunmadığını,yapılan işlem koşullu bağışlama olarak belirlense dahi koşulların hiçbirinin ihlal edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacıların kuruma yapmış oldukları bağıştan dönme için gereken şartların var olduğu ve haklı sebeplerinin bulunduğu, açılan davanın ispat edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, ... Bölge Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 15.06.2017 tarihli ilamı ile, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 295/3. maddesindeki koşulun gerçekleştiği ve bağışlananın haklı sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmediği saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile davalının yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

          Bu durumda tapuda yapılan satış sözleşmesinde belirtilen bedel ile taşınmazın rayiç bedeli arasında fahiş fark bulunduğu, tasarrufun başka hiçbir koşula bağlı bulunmaksızın bağışlama gibi olduğu, bu durumun (gerçekleştirilen tasarruf işleminde ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul edildiğinin) aksinin davalı tarafça ispat edilemediği, ipoteğe konu borcun da satış anında veya sonrasında ödenmemiş olması nedeniyle ipotek değerinin satış bedeline eklenemeyeceği, sözü geçen madde hükmü çerçevesinde yapılan işlemin bağışlama niteliğinde olduğu, taşınmazın gerçek değeri ile yapılan ödeme arasında fahiş fark bulunması halinde, taşınmazı iktisap eden iyi niyetli olsa dahi işlemin iptale tabi olduğu, dolayısıyla iyi niyet iddiasına dair tanıkların dinlenmemiş olmasının sonuca etkili olmadığı değerlendirilmiştir....

          İİK.nun 278/11.maddesinde gösterilen kişiler arasındaki tasarruflar-... anlamda satış olsalar dahi-bağışlama hükmünde olduğundan, iptale tabidirler. Somut olayda borçlu ... ... ile 30.12.2002 tarihinde ondan taşınmazı satın ... ... karı-kocadır. Tasarruf tarihinden sonra davalılardan boşanmış olması işlemin anılan madde uyarınca bağışlama sayılmasına engel değildir. Mahkemece koşulları oluşan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 10.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Köyü çalışma alanında bulunan 172 ada 1 parsel sayılı 325.882,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bağışlama ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın 1/2 payının tapu kaydının iptali ve adına tescili istemi ile dava açmış, ..., ... ve .... bağışlama ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya müdahil olmuş, yargılama sırasında davalılar tapu kaydına dayanmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve müdahil davacılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Bilindiği üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 285. maddesinin 1. fıkrasında bağışlama sözleşmesi; bağışlayanın, sağlar arası sonuç doğurmak üzere, mal varlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. 22. Bağışlamanın unsurları öğretide çeşitli şekillerde ortaya konulsa da, somut uyuşmazlık açısından “causa donandi” unsuru önemlidir. Causa Donandi İlkesi yani kazandırmanın bağışlama sebebiyle yapılmış olması; bağışlayanın bağışlanana kazandırmayı bir ivaz (karşılık) almaksızın, onu zenginleştirme amacıyla yapmasını ifade eder. Bağış iradesi, açıkça ortaya konulabileceği gibi, örtülü şekilde de gösterilebilir. Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de, kazandırmanın salt bağışlama kastı taşımaması nedeniyle, bağışlama olarak nitelendirilemez. Esasen bu nitelikteki kimi kazandırmalar, TBK’nın 285. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile örnekleme yoluyla sayılmıştır....

                Causa donandi ilkesi yani kazandırmanın bağışlama sebebiyle yapılmış olması; bağışlayanın bağışlanana kazandırmayı bir ivaz (karşılık) almaksızın, onu zenginleştirme amacıyla yapmasını ifade eder (Yavuz, C.: Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul 2002, s.222). Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de salt kazandırmanın bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez. Esasen bu nitelikteki kimi kazandırmalar TBK'da örnekleme yoluyla sayılmıştır. Buna göre; “Henüz edinilmemiş olan bir haktan feragat etmek veya bir mirası reddetmek, bağışlama değildir. Ahlâki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz” (TBK m. 285/2-3). Bu gibi kazandırmalarda amaç bağışlama değildir. Sözgelimi “ahlaki bir görevin yerine getirilmesi”, “eksik bir borcun ödenmesi”nde bağışlama (causa donadi) değil, ifa (causa solvendi) amacı güdülmektedir (Yavuz, s. 222-223)....

                  DAVA Davacı, 21/06/1993 tarihli bağışlama sözleşmesi ile adına kayıtlı olan dava konusu 2662 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 3, 5, 7 ve 9 nolu bağımsız bölümlerini Yatılı Kız Kuran Kursu yapılması ve başka amaç için kullanılmaması kayıt ve şartı ile davalı ...'na bağışlandığını, bu yüklemenin tapu kayıtlarına tescil edildiğini, ancak taşınmazın şu anda Kuran Kursu olarak kullanılmadığını, taşınmaz tabelasında ''... Kız Kuran Kursu'' yazmasına karşın bu yönde bir faaliyet bulunmadığını, vakıf yetkilileri ile yapılan görüşmede vakfın Antalya'da hiçbir faaliyetlerinin olmadığı, şubenin kapatıldığının beyan edildiğini, bağışlamanın gerekçesinin ortadan kalktığını ve taşınmazın bağışlama şartına aykırı kullanıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. II. CEVAP 1....

                    UYAP Entegrasyonu