Davalı ... ve ... vekili, aciz belgesi sunulmadığını, aynı alacak için hem ilamsız hem de ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla mükerrer takip yapıldığını, ilamsız takibe itiraz edildiğinden takibin kesinleşmediğini, ipoteklerin borcu karşılamaya yeterli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur. Davalı ... savunma yapmamıştır. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedelleriyle gerçek değerleri arasında misli fark bulunduğu tasarrufların İİK 278/3.maddeye göre bağışlama hükmünde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu ..., ... Yeni Mahalle, Beren mevkii, 181 Ada, 3 parsel de kayıtlı taşınmazın 12/72 hissesinin davalı ...'e satışına ilişkin tasarruf ile, ..., ..., ... köyü, 106 Ada, 10 parselde ka- yıtlı 2-4 arsa paylı 2 nolu dubleks meskenin davalı ...'...
in sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir. 2-Davanın kabulüne karar verildiği halde HUMK.’nun 389. maddesi uyarınca, hükmün taraflara yükletilen ödevlerin ve bahsedilen hakların hiçbir kuşku ve tereddütü gerektirmeyecek şekilde çok açık ve icra (infaz) edilebilir nitelikte olması gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde icra dosya numarası belirtilmeden hüküm kurulması ve tasarrufun sadece alacak ve ferileri ile sınırlı olacak şekilde iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. 3-Ayrıca tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malların tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekir. Dava konusu olayda taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri alacak miktarından daha azdır....
Davanın kabulüne karar verildiği halde HUMK.’nun 389. maddesi uyarınca, hükmün taraflara yükletilen ödevlerin ve bahsedilen hakların hiçbir kuşku ve tereddütü gerektirmeyecek şekilde çok açık ve icra (infaz) edilebilir nitelikte olması gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde icra dosya numarası belirtilmeden hüküm kurulması ve tasarrufun sadece alacak ve ferileri ile sınırlı olacak şekilde iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. 3-Ayrıca tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malların tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekir....
), taşınmaz için yapılan tadilat giderleri için 17.500,00 TL olmak üzere toplam 192.735,00 TL tutarındaki alacağın iadesine karar verilmesini talep ettiğini beyanla davalarının kabulüne, bağıştan rücu sebebiyle davalıya yapılan kazandırmaların fazlaya ilişkin ve mal rejimi tasfiyesinden kaynaklı her türlü alacak ve hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsili ile müvekkillerine iadesine karar verilmesini talep etmiştir....
ücretinin taşınmazın satışa konu payı üzerinden hesaplanması gerekirken yazılı şekilde takip konusu alacak miktarı üzerinden hesap edilmesi doğru görülmemiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; gayrimenkul satış vaadinden kaynaklı tapu iptal ve tescil davasında yasa gereği Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğunu bildirerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. İstinaf sebepleri ile sınırlı dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Dava, yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptal ve tescil istemidir. Dosyaya yansıyan kayıt ve belgelerin incelemesi sonucunda; davacının konut nitelikli bağımsız bölümü kullanmadan kiraya vermesi, bağımsız bölümün abonelik kayıtlarında home office olarak beyan edilmesi ve davacının üzerine kayıtlı (15 adet) bağımsız bölüm sayısı nazara alındığında dava konusu bağımsız bölümün mesken ihtiyacı ile alındığı kabul edilemeyeceğinden davacının 4077 Sayılı Yasa kapsamında tüketici olmadığı anlaşılmakla, mahkemenin dosya kapsamına uygun kararında usul ve esasa aykırı yön görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir....
Köyü çalışma alanında bulunan 129 ada 5, 20, 130 ada 5, 132 ada 3 ve 6 parsel sayılı sırasıyla 1427, 6768, 6755, 3331 ve 5580 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar bağışlama ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 129 ada 4, 21, 130 ada 2 ve 132 ada 4 parsel sayılı sırası ile 470, 6044, 8473 ve 8839 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve zilyetlik nedeniyle ... adına; 130 ada 7, 132 ada 2 ve 7 parsel sayılı sırasıyla 6298, 2017 ve 4332 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar bağışlama ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle zilyetlik ... ve ... adlarına, 122 ada 1 parsel sayılı 1832 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bağışlama ve zilyetlik nedeniyle ..., ..., ... ve ... adlarına, 140 ada 14 parsel sayılı 8886 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bağışlama ve zilyetlik nedeniyle ..., ..., ..., ... ve ... adlarına tespit edilmiştir....
Mahkemece davacının miras hisselerini, noter huzurunda bağış vaadi sözleşmesi ile yasaya uygun bağışladığından bahisle dava reddedilmiştir. 4.5.1995 tarihli noterde yapılan sözleşmeden davacının dava konusu 706 ada 30 ve 61 parsel, 531 ada 5 parsel sayılı taşınmazlardaki miras hak ve hisselerini bedelsiz olarak davalıya bağışladığı, sözleşmenin 22.9.1995 tarihinde tapu siciline şerh edildiği, dava tarihine kadar bağışlama işleminin yapılmadığı görülmektedir. Bağışlama vaadi Tapu Sicil Müdürlüğü önünde yapılacak bir bağışlama işlemini gerçekleştirmeyi amaçlar ve noterde bir ön akit olarak yapılır. Bağışlama vaadinin tapu kütüğüne şerhi 7.6.1994 tarihli Tapu Sicil Tüzüğünün 55/c maddesi ile sağlanmıştır. 2644 sayılı Tapu Kanununun 26/6 maddesinde gayrimenkul satış sözleşmelerinin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl içinde satış yapılmazsa iş bu şerhin Tapu Sicil Muhafızı veya memuru tarafından resen terkin edileceğine dair hüküm bulunmaktadır....
Mahkemece, davacının yapmış olduğu katkı bağışlama olarak nitelendirilip, BK.nun 244.maddesindeki bağışlamadan rücu şartlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek dava reddedilmiştir. BK.nun 234 vd.devamı maddelerinde düzenlenen bağışlamanın söz konusu olabilmesi için, bağışlama amacı bulunmalıdır. Tarafların akdin karşılıksız olacağı hususunda anlaşmaya varmış olmaları gerekir, bu özelliği iki taraf da bilmelidir. Yapılan bir ödeme ödünç olarak yapıldığı halde, karşı tarafça bunun bağışlama olduğunun zannedilmesi halinde bağışlamadan söz edilemez. Dava dilekçesinde vasiyetnameye konu edilen taşınmaz üzerinde bulunan evin yapımına davacılardan ...'ün katkıda bulunduğu iddia edilerek, katkı bedelinin tahsili istenilmiştir. O halde, yapıldığı iddia edilen katkının bağışlama amacıyla yapıldığının kabulü ... değildir. Davanın BK.nun 61 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir....
K A R A R Davacı ..., dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....