WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tarafların sözleşmenin kurulduğu sırada değer farkının bağışlama niyetinden kaynaklandığını biliyor olması gerekir. Değer farkının büyük olduğu ve tarafların bildiği hallerde bağışlama iradesi mevcut sayılır (Yavuz, age, s.352; Prof. Dr. Fahrettin Aral, Prof. Dr. Hasan Ayrancı, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Ankara 2012,s.194 ). Yüklemeli bağışlama, TBK m.291'de düzenlenmiştir. Yüklemeli bağış sözleşmesi ile bağışlanan belirli bir edimde bulunma taahhüdü altına girer. Bu edim, bağışlama konusunun kısmen veya tamamen belli bir amaç için kullanılması şeklinde olabilir. Yukarıda açıklandığı üzere bağışlama edimi ile bağışlananın yüklendiği edim birbirine denk bir karşılıklılık ilişkisi içinde değildir....

    TBK'nun 285. maddesinin 1. fıkrasına göre bağışlama sözleşmesi; bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Bağışlama, bağışlayanın bir karşılık (ivaz) almaksızın bağışlananın malvarlığında bir artış sağlamak amacıyla malvarlığından belirli değerleri ona vermeyi üstlenmesi (taahhüt) ya da vermesi yoluyla bu iki kişi arasında yapılan sözleşmedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi bağışlama, hukukî işlemlerin bir çeşidi olan sözleşme mahiyetindedir. Bu sözleşmede, yalnızca bağışlayan bağışlanana belirli bir değeri verdiğinden ya da vermeyi üstlendiğinden ve bağışlanan karşılık bir değer vermeyi üstlenmediğinden, bu tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Tek tarafa borç yükleyen bu sözleşme, kendisine değer kazandıran kişiyi (bağışlananı) teberru yoluyla zenginleştirme amacını gütmektedir. Evlenmeden önce veya sonra eşlerin birbirlerine bağışta bulunmaları geçerlidir....

    in şirket hissesi oranında, asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptaline, davacıya satış ve haciz yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

      Mahkemece borçlunun taşınmazını borcun doğumundan sonraki bir tarihte kardeşine satarak devir ettiğini, İİK'nun 278/3.maddesi uyarınca kardeşler arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama hükmünde olduğu, İİK'nun 278/1.maddesi uyarınca bağışlama hükmündeki tasarrufların ise batıl olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu tasarrufun icra takip dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı kalacak şekilde iptaline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 vd maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nda mahkemenin yasada gösterilen belirli durumlar ayrık olmak üzere, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için yasaya uygun şekilde davet etmeden karar veremeyeceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda yurt dışında ikamet ettiği anlaşılan davalı ...'in Türkiye'deki adresine Tebligat Kanunun 35.maddesine göre duruşma davetiyesi ve dava dilekçesi tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....

        Davalı borçlu kendi adına asaleten ve diğer davalı adına vekaleten verdiği dilekçede kendi adına ve eşi adına olan alacak ve taşınmazların listesini sunarak takip konusu alacağın ihtilaflı olduğunu belirtmiş ve duruşmada ise aciz halinin mevcut olmadığını ve icra dosyasında yeteri miktarda haciz mevcut olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Davalı Bahar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun aciz halinin gerçekleştiği, hakkındaki takip başladıktan sonra dava konuşu taşınmazları diğer davalı eşine intikal ettirdiği, İİK 278/2-1 maddesine göre bu tasarrufların bağışlama gibi kabul edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan bağışlama sözleşmesinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davasına ilişkin olup, dosya 21.11.2011 tarihinde Yargıtay'a temyiz incelemesi için gelmiştir.14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; davacının kendi hesabından çektiği bir miktar parayı davalı adına açtığı hesaba aktarması nedeniyle alacak istemine ilişkin olup, Dairemizin 03.06.2014 günlü ve 2014/3227 E. 2014/8751 K. sayılı bozma ilamına uyan mahkemece, davanın hukuki niteliğinin bağışlama olduğu kabul edilerek hüküm tesis edilmiştir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir Ne var ki dosya, Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulunun 29.09.2016 günlü ve 2016/40985 E. 2016/37307 K. sayılı ilamı ile dosya tetkiksiz olarak Dairemize gönderilmiş olduğundan, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 Sayılı Yasanın 21. maddesi ile değiştirilen 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 29.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacının mülkiyetten kaynaklanan ayni hakkı ile davalıların satış vaadinden kaynaklanan kişisel hakkının çatışması halinde mülkiyet hakkına üstünlük tanınacağı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 268,16 -TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 13.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Aynı maddenin ilk bendinde ise, neseben veya sıhren üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar arasında yapılan ivazlı, tasarrufların bağışlama niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, davalı borçlular Ahmet ve Nihat, babalarından kendilerine intikal eden 56 adet taşınmazdaki miras hisselerini 08.12.1998 tarihinde Tapu Sicil Müdürlüğü'nde 5267 yevmiye numarası ile yaptıkları rıza-i taksim anlaşması ile bedelsiz olarak anneleri olan davalı Nazile'ye devretmişlerdir. İİK'nın 278. maddesi uyarınca bağışlama niteliğinde bulunan tasarruflar batıl olup, borçlular ve devralan üçüncü kişi ana-oğul durumunda bulunduklarından devir bir bedel karşılığı yapılmış olsa bile aynı Kanun'un 278/III-1. maddesi uyarınca bu devir işleminin bağışlama olarak kabulü yasa gereğidir....

                  Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2019/482 Esas 2019/3079 Karar, 8.Hukuk Dairesinin 2014/22932 Esas 2016/4548 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; Mehri müeccel, ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. (B.K. m. 238/1). (4.HD. 18.2.1985- 1984/9153 E, 1985/1223 K. YKD. 1985 Sayı Sh. 802). Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, herhangi bir ayrılık halinde ödeneceği taahhüt edilen bağışlama vaadi şeklinde (mehri muaccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi vardır. Uyuşmazlık, Aile Hukukundan dayalı alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd., eBK m. 234 vd.) bir alacak talebi niteliğindedir. Hal böyle olunca, davayı görmeye genel mahkemeler görevlidir....

                  UYAP Entegrasyonu