Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

hususunda anlaştıkları, aynı tarafların 1973 yılında tapu müdürlüğünde yapmış oldukları resmi akit nedeniyle 1970 yılında noterde yaptıkları sözleşmenin hükmünün kalmadığı, dava konusu ana taşınmazda kat mülkiyeti, bağımsız bölüm maliklerinin ilave edilen 10 numaralı bağımsız bölüme kendi bağımsız bölümlerine tahsis edilen arsa paylarına halel gelmemek kaydıyla muvafakat ettikleri ve bu şartla 10 numaralı bağımsız bölümde hak iddia etmedikleri, dava konusu taşınmazın kat irtifakının kurulduğu tarihte arsa paylarının orantısız olduğu iddiasının bulunmadığı, orantısızlık iddiasının ilave edilen bağımsız bölümle ilgili olduğu ve bu hususta kat malikleri arasında tapuda yapılan resmi senetle anlaşmaya varıldığı ve 9 numaralı bağımsız bölüme tahsis edilen arsa payı olan 60/610 payın ikiye bölünmek suretiyle 9 ve 10 numaralı bağımsız bölüme tahsis edilmesi hususundaki anlaşma nedeniyle ilave bağımsız bölümde diğer kat maliklerinin hak iddia etmedikleri, kat irtifakı kurulduktan sonra taşınmazda...

    Taraflar arasında görülen davada; Davacılar vekili, müvekkillerinin kayden maliki olduğu 676 sayılı parselde bulunan apartmanın zemin kat, girişe göre sol tarafındaki bağımsız bölüme davalının 2006 yılından beri haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın müdahale ettiğini ileri sürerek, davalının bağımsız bölüme yönelik el atmasının önlenmesini istemiştir. Davalı vekili, müvekkilinin çekişmeli taşınmaz üzerindeki binayı inşa eden ölü . ... vasiyeti ile uzun süredir çekişmeli bağımsız bölümde ikamet ettiğini, davacıların bu durumu bildiğini, davanın haksız olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile çekişme konusu 676 sayılı parseldeki apartmanın zemin kat girişin sol kısmında yer alan bağımsız bölüme davalının el atmasının önlenmesine ve tahliyesine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı....

      , Yargıtay uygulamalarında da ortak yere sadece bir bağımsız bölümden çıkışın mümkün olması halinde bu ortak yerin kullanım hakkının o bağımsız bölüme ait olacağı kabul edilmiş ancak bu kullanım hakkının o bağımsız bölüm malikine ortak yerde projeye aykırı tesis ve değişiklikler yapma hakkı vermeyeceği görüşü benimsenmiştir....

        Gereği görüşüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Balıkesir ili Edremit ilçesi Altınkum Mahallesi 4351 parsel de bulunan taşınmazda kat malikleri olduklarını, davalının bağımsız bölüm içerisinde bulunan havalandırma bacasını iptal edip mutfak cephesi duvarında delik açmak suretiyle bina giriş cephesine verdiğini, davalıya ait ocak tüpünün mutfak balkonu altında bulunan ortak alana yerleştirdiğini, eski kat maliklerinden izin alınarak sundurma yapıldığını, sundurmanın davalı tarafından işgal edildiğini, taşınmazın 2 numaralı bağımsız bölümün balkonundaki parapet duvarının yıkılarak yerine demir kapı yapıldığını, davalı tarafından evin giriş kapısı olarak kullanıldığını, davalı tarafın bağımsız bölümünün hizasına denk gelen bahçe kısmındaki çiçek ve bitkilerin tümünü sökerek yerine domates, biber, gibi sebzeler diktiğini, derme çatma bir çit koyarak bahçeye sınır çektiğini bildirmiş ve davalı tarafın ortak yerlere el atmasının...

        Bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tahsis aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere katılım payı tahsil edilir” düzenlemesini içermektedir. Yine 3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30.maddesinin 3.fıkrasında “Bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmü yer almaktadır....

          Açıklanan hususlar gözönünde bulundurulmadan, bozma ilamına uyulduğu halde ve davalı tarafından bozmada belirtildiği şekilde maktu harç yatırıldığı halde nispi temyiz karar harcını yatırmaması nedeniyle davalı tarafın temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi doğru bulunmadığından, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin 21.03.2022 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilerek taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir. Dava konusu 4001 ada, 15 parselde kayıtlı A Blok, Zeminkat A1 Giriş, 5 nolu bağımsız bölümün yerel mahkeme kararından sonra davalı tarafından boşaltılıp teslim edildiği taraflarca beyan edilmiştir. Bu durumda mahkemece, dava konusuz kaldığından bu hususta değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken konusu kalmayan taleple ilgili karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulmasına karar verilmiştir....

            Hukuk Dairesinin 17/06/2013 tarih ve 2013/8906 E. - 2013/10556 K. sayılı ilamı ile "davacı talebinin kat mülkiyeti tapularındaki bağımsız bölüm numaralarının fiilen hangi bağımsız bölüme isabet ettiğinin tespiti ile davalı idare nezdindeki projesine işlenmesine ilişkin olup ihtilafın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri çerçevesinde sulh hukuk mahkemesince çözümlenmesi gerekir. Buna göre; bu tür davalarda yargılama sonucu verilecek karar kat maliklerinin hukukunu da yakından ilgilendirdiğinden mahkemece usul ekonomisi de gözetilerek anataşınmazdaki tüm kat malikleri davaya dahil edilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek tüm deliller toplanıp oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar vermiştir....

              Kısaca İmar Affı Yasası da denilen 2981 sayılı Yasanın 16. maddesinin sonuna 3290 sayılı Yasayla eklenen fıkra, anayapıda yeni bir bağımsız bölüm kazanılması ile ilgili olup bu fıkranın başlı başına bağımsız bir bölüm niteliği taşımayan, önceki bağımsız bölüme eklenen ve bu yolla genişletilip büyütülen yapılar için uygulanmasına olanak yoktur. O nedenle de sözü edilen değişikliğin ve buna uygun olarak düzenlenmiş olan röleve projenin taşınmazdaki tüm bağımsız bölüm maliklerinin onayını (muvafakatlarını) taşıması gerekir. Dava konusu edilen değişiklikle ilgili olarak 2981 Sayılı Yasadan yararlanılarak röleve projenin düzenlenmiş ve yapı kullanma izin belgesinin alınmış olması, ortak yer niteliğindeki çatı arasında belli bir bölümün alttaki 105 nolu bağımsız bölümle birleştirilerek bu bağımsız bölümün dubleks daireye dönüştürülmesi şeklinde gerçekleştirilen değişikliği ve dolayısıyla röleve projeye tüm bağımsız bölüm maliklerinin muvafakatlarının aranması koşulunu ortadan kaldırmaz....

                Mahkemece; su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payının yükümlüsü, yapı kullanma izni almakla yükümlü olan kişi olduğu, dolayısıyla su ve kanalizasyon hizmetlerinden faydalanmayan binaya ... izninin verilmesi söz konusu olamayacağı, bu durumda, bir defa alınması gerekli su ve kanalizasyon harcamaları katılma payının ... izni alınırken ödenmiş olması Yasa gereği olup, yapı kullanma izni (... izni) alınmış bir binaya malik ya da kiracı olarak yerleşen kişiden bir kez daha katılım payının alınmasının yasal dayanağı olmadığı,bundan başka, kanalizasyon sisteminin yenilenmesi ya da iyileştirilmesi çalışmalarında harcanan masraf yönünden de konut sahibinin kanal ve şebeke payı ödeme .../......

                  Asıl dava, yüklenicinin hakettiğini ileri sürdüğü bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile onun adına tescili ile cezai şart istemine; birleşen davalar ise yüklenici ve arsa sahibinin alacak ve tazminat taleplerine ilişkindir. Ek sözleşme ile inşaatın teslimi için 05.07.2005 tarihi taraflarca kabul edilmiş ve yüklenici 03.06.2005 tarihinde yapı kullanma izni almış ise de daha sonra bu yapı kullanma izin belgesi yerine yaptırılan tadilat projesine istinaden 01.07.2009 tarihinde yeniden iskan izni düzenlenmiştir. Ne var ki, dosya kapsamından, arsa sahibi tarafından ... .... İdare Mahkemesi'nin 2011/1337 Esas sayılı dosyasında, alınan ikinci yapı kullanma izin belgesinin dayanağı olan tadilat projesinin ve bu projeye göre yapılan işlemlerin iptali için dava açmış olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki dava dosyasındaki istemlerin önemli bir kısmının, idare mahkemesinde açılan, o davada verilecek kararın sonucuna göre değerlendirileceği de açıktır....

                    UYAP Entegrasyonu