Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı borcun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. ...Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ....Tüketici Mahkemesi ise, taraflar arasındaki sözleşmenin genel kredi sözleşmesi, asıl borçlunun da... Kuruyemiş Fotoğrafçılık olduğunu belirtip, kredinin mesleki ve ticari amaçla alındığının kabulü ile kefilinde asıl borçlunun tabi olduğu hükümlere bağlı olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, kredi başvurusunda bulunan asıl borçlunun......

    - K A R A R - Davacı, kendisinin emekli olduğunu, emekli maaşını davalı bankadan aldığını, davalı banka tarafından 4 ayrı kredi sözleşmesi, kredi kartı ve maaş kartı nedeniyle emekli maaşından çeşitli adlar altında kesintiler yapıldığını, emekli maaşını hiç alamadığını belirterek, emekli maaşına uygulanan kesintilerin ve bloke uygulamalarının ve bu borçlara bağlı olarak doğmuş ve doğacak mahsupların kaldırılmasını, kendisine verilen kartların iptal edilmesini, yapılan kesintilerin faiziyle birlikte geri ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıya bankadan 4 ayrı kredi kullandırıldığını, kredi borcunun maaştan ödenmesi için davacının talimat verdiğini, davacının borcunu ödemesi halinde hesaplarının kapatılacağını beyan ederek davanın reddini istemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve hırsızlık HÜKÜM : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan beraat, hırsızlık suçundan hükümlülük ve erteleme Gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre Cumhuriyet Savcısının, takdiri indirim uygulanmasına ve hapis cezasının ertelenmesine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün oybirliğiyle (ONANMASINA), 2- Kredi kartının kötüye kullanılması suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; Katılanın aracında bulunan kredi kartını alarak farklı zaman diliminde...

        Maddesinin uygulanabilirliği açısından suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığında bozulma meydana gelip gelmediğinin Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kurulundan alınacak raporla saptanıp, buna göre uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, c) Kabule göre de; aa) Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli halin gerçekleşmesi durumunda, temel cezada önce artırım sonra indirim yapıldıktan sonra, 5237 sayılı TCK.nun 61/5 maddesi dikkate alınarak teşebbüs nedeniyle indirim yapılacağından, 5237 sayılı TCK.nun 35/2 maddesinin, aynı yasanın 102/3-d maddesinden sonra uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, bb) Sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 102/2 ve 35/2 maddeleri uyarınca 1 yıl 9 ay hapis cezası üzerinden aynı yasanın 102/3-d maddesinin tatbiki ile 1/2 oranında artırım yapılarak belirlenen cezanın "1 yıl 19 ay 15 gün hapis", aynı yasanın 62. (1/6 oranında indirim) maddesi uygulanarak sonuç...

          - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, takibe dayanak kredi kartı sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını ancak icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kaldığını iddia ederek davalı tarafından haksız ve icra tehdidi altında tahsil edilmiş olan 4.200,00 TL'nin 07.04.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte istirdadını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının kredi kartı talebi üzerine taraflar arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalandığını, kredi kartı kullanımından kaynaklanan borcun ödenmediğini, girişilen icra takibinin itirazsız kesinleştiğini, davacının kendi isteğiyle borcundan indirim yapılarak dosyanın kapatıldığını, açılan davada davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre, kredi kartı başvuru formundaki ...'...

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/417 Esas KARAR NO : 2022/370 DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) DAVA TARİHİ : 14/07/2021 KARAR TARİHİ : 01/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi doğrultusunda kredi tahsis ettiği, imzalanan sözleşme kapsamında borçluya kredi kullandırıldığı; davalının ödemelerinde temerrüde düşmesi üzerine ......

              -K A R A R- Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı şirket arasında 50.000,00 TL. tutarlı olarak imzalanan kredi sözleşmesine bağlı olarak davacının banka lehine taşınmazına ipotek tesis ettirdiğini, başkaca bir kredi sözleşmesinde davacının imzası bulunmadığını, dava dışı şirketin kredi borcunu ödememesi ve taşınmazın icraen satılmaması için kredi borçlarının davacı tarafından ödenmeye başlandığını, ancak davalı bankanın ödemeleri ipotek verilmiş olan kredi borcu yerine dava dışı şirketle imzaladığı başka sözleşmelerin borcuna ödenmiş gibi tahsilatlar yaptığını, ipotek borcu ödenmiş olduğu halde aleyhe ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takiplerine başladığını belirterek, davacı aleyhine icra dosyalarıyla işleme konu edilen kredi sözleşmelerindeki imzaların davacıya ait olmaması nedeniyle icra takiplerinin iptaline, davalıya borçlu olunmadığının tespitine, %40’tan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır. Sanıklardan...'nun, hayvancılık yapan katılanın yanına giderek üç adet tosununu satın almak için pazarlık yaptığı, 1.850,00 TL'si nakit ve geri kalan 6.350,00 TL için de ele geçirilemeyen... İnşaat isimli bir şirkete ait çeki vermek suretiyle toplam 8.200,00 TL'ye anlaştıkları, katılanın bir kaç gün sonra çeki götürdüğü bankanın böyle bir çek hesaplarının olmadığını, çekin sahte olarak oluşturulduğunu söylemeleri üzerine, katılanın akrabası olan ...'...

                  Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır. Katılanın, sanık ...'ten aldığı 1.000,00 TL borç karşılığında içeriğini doldurmadan altını imzalayarak verdiği senet ile birlikte sanıkların katılanın imzasını taklit ederek ikinci bir senet düzenledikleri, ikinci senetteki alacak miktarının 1.000,00 TL, alacaklısının da sanık ... olduğunun yazıldığı, söz konusu senedin ... Bankası vasıtasıyla tahsil edildiği, bu kapsamda; katılanın parayı sanık ...'...

                    Davalı vekili, müvekkili ile asıl borçlu arasında davalının da kefili olduğu tek bir genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereği asıl borçlu şirkete 125.000.-TL fon kredisi tahsis edildiğini, borçlu şirketin bu fon çerçevesinde (18) adet kredi kullandığını, (10) tanesinin ödendiğini, 8 adet kredinin ise muhtelif taksitlerin zamanında ödenmediğini, davacının 07.08.2006 tarihli başvurusundan sonra ayrı bir kredi sözleşmesinin imzalanmadığını, takip konusu kredi borcunun (3) adedinin davacının başvurusundan önce kullandırıldığını ve bu kredilere ilişkin borcun vade farkı hariç 27.056.8.- TL olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının kefaletten rücu ettiği 07.08.2006 tarihi itibariyle kefilliğinin sona erdiği, bu tarihten sonra kullandırılan kredilerden sorumlu tutulamayacağı, kefaletten rücu edilmeden önce kullandırılan krediler nedeniyle davacının 27.504.24....

                      UYAP Entegrasyonu