Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kredi sözleşmesinin 29. maddesinde ise; kredi ile satın alınacak taşınmaz bilgileri sözleşmeye yazılmış, taşınmaz belirli hale getirilmiştir. Bu bilgilere göre, bağlı kredinin ön koşulu olan "münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine" ilişkin olması koşulunun yerine geldiği görülmektedir. Kredi sözleşmesinin (9.1.) maddesinde; "Banka, müşteriye işbu sözleşme kapsamında kullandırdığı krediyi belirli bir konutun satın alınması veya belirli bir satıcı/sağlayıcı ile hukuki işlem yapılması koşulu ile vermemiş olup ..." şeklinde düzenleme bulunmakta olup, davalı banka bu hüküm nedeni ile sözleşmenin bağlı kredi olmadığını savunmuştur. Yukarıda açıklandığı üzere, kredi sözleşmesinde taşınmaz belirlenmiş, bilgilendirme formunda da sözleşmenin bağlı kredi olduğuna dair tüketiciye kanaat uyandıracak ifadeler kullanılmıştır....

Dava dilekçesi, genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, icra takip dosyası, detaylı, gerekçeli, dosya kapsamıyla uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporu uyarınca davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı ile dava dışı kredi lehtarı ... Et Gıda San. Tic. Ltd. Şti. arasında yapılan genel kredi sözleşmesini davalı ... ...'ın müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzalamış olduğu, kefaletinin geçerli olduğu ve davalı tarafça tahsis edilen krediye karşılık yapılması gereken geri ödemelerin yapılmaması üzerine davacı tarafça hesabın kat edildiği, ancak bu hesap kat ihtarının dava dışı kredi lehtarı ve davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmediğinden, davalının icra takip tarihi itibariyle temerrütünün oluşacağına kanaat getirilmiştir....

    ın iş yerinde çalıştığı, Finans Bank A.Ş Adana Çarşı Şubesine kredi kartı başvurusunda bulunduğu, ...'nın 2011 yılının sonlarına doğru askere gitmesi nedeniyle sanık ...'ın iş yerinden ayrıldığı, ... adına düzenlenen kredi kartının 13.08.2011 tarihinde sanık ...'ın iş yerinde çalışan tanık ...'ya teslim edildiği, sanıklar ... ve ...'un fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek müştekinin bilgisi ve rızası dışında kredi kartını kullanmaya başladıkları, sanıkların daha sonra kredi kartı yenileme müracaatında bulundukları, bu nedenle düzenlenen yeni kredi kartının da 04.01.2012 tarihinde sanık ...'a teslim edildiği, sanıkların aynı şekilde yenilenen kredi kartını da kullandıkları, sanıkların kredi kartının bir kısım borçlarını ödedikleri ancak borcun tamamını kapatamadıkları, müşteki ... hakkında icra takibi başlatıldığı anlaşılmakla; mahkemenin sübuta ve suç vasfına ilişkin kabulünde bir hukuka aykırılık bulunmamıştır. 2....

      iddiasından değil, nakti sermaye artışı nedeniyle indirim hesaplanıp hesaplanamayacağına ilişkin bulunduğu, nakti sermaye artışının ortak tarafından, borçlanılmak suretiyle değil, öz kaynaklarından nakten ödeme yapılmak suretiyle gerçekleştirildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı dikkate alındığında, sermaye artışının gerçekleştirilme yönteminin indirimden yararlanmaya engel bir hal teşkil etmediği, 2016 yılında gerçekleştirilen nakti sermaye artışı nedeniyle, indirim imkanından, takip eden yıllarda da yararlanılacağının Kanun hükmü gereği olduğu göz önünde tutularak, davacı tarafından, Kanun'un 10/ı maddesinde öngörülen, sermaye şirketlerinin sermaye yapılarının güçlendirilmesi yönündeki amacı etkisiz kılacak bir peçelemenin gerçekleştirildiği yönünde tespitin de mevcut olmadığı anlaşılmakla, davacı adına gerçekleştirilen tahakkukun, Kanun'un 10/ı maddesi uyarınca, indirimden yararlanılacak yıl için maddede belirtilen şekilde hesaplanan tutarın, kurumlar vergisi matrahından...

        Çelişkinin giderilmesi için yeniden inceleme yapılmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Aracın alınması sırasında kredi veren durumda olan davalılardan Finansbank A.Ş'nin kullandırdığı tüketici kredisinin 4077 sayılı kanunun 10. maddesine göre bağlı kredi olup olmadığı araştırılmamıştır. Kredinin bağlı kredi olmadığı anlaşıldığı takdirde kredi verenin sorumlu olmayacağı gözönüne alınarak kredinin nitleği ve kredi verenin hukuki durumu araştırılmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 3-Kabul şekli bakımından ise aracın bedelinin iadesine karar verilmiştir. Ancak aracın davacının oğlunun kullanımında iken kaza yaptığı ve aracın hasara uğradığı açıktır....

          Uyuşmazlık, muaccel olmuş ve icra takibine konu kredi kartı borcunun tarafların karşılıklı iradeleri sonucu düzenlenen sözleşme uyarınca ödenmesinin taksitlere bağlanarak, yeniden yapılandırılmasına uygun olarak borçlunun borcunu ödememesi halinde, daha önce muaccel hale gelmiş kredi kartı borcunun 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 28. maddesi gereğince yeniden muacceliyet koşuluna bağlı olup olmadığı yönündedir. Öncelikle bu konuda uygulanması gereken yürürlükteki mevzuat hükümlerinin incelenmesi gerekir. 6502 sayılı Yasa'nın Tüketici Kredi Sözleşmeleri başlıklı “madde 22- (1) Tüketici kredisi sözleşmesi, kredi verenin tüketiciye faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında ödemenin ertelenmesi, ödünç veya benzeri finansman şekilleri aracılığıyla kredi verdiği veya kredi vermeyi taahhüt ettiği sözleşmeyi ifade eder....

            TEMYİZ SEBEPLERİ Sanığın temyiz istemi, sabıkasız olduğu halde hakkında tekerrür hükümleri uygulandığı, somut olayda tek suç olduğu halde zincirleme suç hükümleri ugyulandığı, kendisine müdafi tayin edilmesi gerektiği halde müdafii görevlendirilmeden yargılama yapıldığı, ceza hesaplanırken yaş küçüklüğü nedeniyle indirim uygulanması gerektiğinin gözetilmediği, yerinde olmayan ve yetersiz gerekçe ile takdiri indirim hükümlerinin uygulanmadığı, kendisine son söz hakkı verilmeyerek savunma hakkının kısıtlandığı, usul ve yasaya aykırı karar verildiği ve benzeri nedenlere ilişkindir. III. OLAY VE OLGULAR 1. Dava konusu olay, müşteki kredi kartı bilgilerini ele geçiren sanığın Doğuş planet, hepsiburada.com., Defacto, DSM grup ve Turkcell isimli yerlerden toplam 3.120,00-TL lik harcama yaparak zincirleme şekilde kredi kartını kötüye kullanmak suçunu işlediği iddiasına ilişkindir. 2....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması HÜKÜM : 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2 madde ve fıkraları uyarınca açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine Gereği görüşülüp düşünüldü: TCK.nun 245/2-3. maddelerinde tanımlanan suçtan zarar görenin sahte oluşturulan banka veya kredi kartı hesaplarıyla ilişkilendirilen bankalar olacağı, sahte oluşturulan banka veya kredi kartları ile üye işyerlerine ait pos cihazlarından alışveriş yapılması durumunda üye işyerlerinin bağlı bulundukları bankaların davaya katılma hakkı bulunmadığından ve katılma kararı verilmiş olması da hükmü temyiz hakkı vermeyece- ğinden, şikayetçi Şekerbank vekilinin temyiz istemi ile şikayetçi ... vekilinin süresinden sonra yaptığı temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi gereğince (REDDİNE), 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Bankası T.A.O. arasında imzalanan grup hayat sigortası kapsamında bankadan kredi kullanan kişilerin isteğe bağlı olarak sigorta kapsamına alındığını, vefatları halinde teminat tutarları ile sınırlı olmak üzere kredi borcunun bankaya ödendiğini, kredi borcu dışında bir bakiye kalması halinde ise bu bakiyenin sigortalının lehtarına ödendiğini, sigorta sözleşmesinde bankanın akid sıfatıyla taraf olduğunu, davacıların murisi ...'ın 21/07/2009 tarihinde ......

                  KARAR Davacı, davalı şirket mağazasında beğenip aldığı koltuk takımı bedeli olarak kredi kartından 1.236,00 YTL çekildiğini, adresine gönderilen koltuk takımlarının beğendiği takımlar olmaması nedeniyle teslim almadığını, ödediği bedelinde iade edilmediğini ileri sürerek, ödediği bedelin faizi ile birlikte toplam 2.700,00 YTL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının sipariş ettiği malzemeleri aldığını, bakiye 1.751,00 YTL’yi ödemediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı, siparişi verilip bedelinin bir kısmı ödenen malzemeleri, teslim ettiğini yazılı delil ile ispatlamalıdır. Davalı, davacının ibraz ettiği ürün teslim formundaki imzanın kendisine ait olmadığını beyan etmiş, davalının evinde kalan ve vekili olduğunu söyleyen Nebiye Bayraktar’dan da imza hususu sorulmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu