Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

koluna astığı ve içerisinde kredi kartı ile 20 TL para bulunan çantayı çekip aldığı, kredi kartı ile 50 TL'lik harcama yaptığı, olaydan 1 ay sonra şüphe üzerine yakalandığında suçunu kabul edip müştekiye ait çanta ve kredi kartının evinde olduğunu söyleyerek kısmi iadeyi sağladığı, dosya içerisindeki tutanağa göre müştekiye kısmi iadenin 05.04.2012 günü yapıldığı ve iddianamenin 24.04.2012 günü kabul edildiğinin anlaşılmasına göre; sanığın hakkında kamu davası açılmadan önce, çaldığı eşyaların bir kısmının müştekiye iadesini sağladığı ve müştekinin kısmi iade nedeniyle sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rıza gösterdiği anlaşılmakla, sanık hakkında TCK'nin 168/1. maddesiyle yapılan indirim oranının aynı maddenin 2. fıkrasındaki sınırlama nedeniyle 1/2 oranından fazla olması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Anayasa Mahkemesi'nin hüküm tarihinden sonra, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin, 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de...

    TEMYİZ SEBEPLERİ Sanığın temyiz isteği, müşteki bilgisi ve rızası ile kartından para çektiğini, mahkumiyete yeterli kesin somut delil bulunmadığı, iftira atıldığı, zararı giderdiği halde etkin pişmanlık indirim hükümlerinin uygulanmadığı, müştekinin kendisine olan borcuna karşılık para çekmesi nedeniyle indirim uygulanması gerektiği, usul ve yasaya aykırı karar verildiği ve benzerine ilişkindir. III. OLAY VE OLGULAR 1. Dava konusu olay, müşteki ile oda arkadaşı olan sanığın müşteki haberi olmadan kartını alarak hesabından para çektiği, böylece sanığın başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçunu işlediği iddiasına ilişkindir. 2. Müşteki hesap kartı dökümünü bankadan alarak teslim ettiği fotokopisinden 07.03.2014 tarihinde müşteki hesabından ATM ile 200,00 TL para çekildiği anlaşılmıştır. 3. Görüntü inceleme tutanağında, sanık ...'...

      Davalı Akbank vekili dava cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka Garanti Koza arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, huzurdaki dava açısından müvekkili tarafından davacıya verilmiş bir konut kredisi bulunmadığından, satıcı Garanti Koza ile müvekkili banka arasında davacının konut tedarikine ilişkin bir sözleşme de bulunmadığından dava konusu ihtilafta bağlı krediden de bahsedilmesinin hukuken mümkün olmadığını, konut satış sözleşmesinin bizzat satıcı tarafından finanse edildiği hallerde satıcı ile tüketici arasında bağlı kredi ilişkisi bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde bağlı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan...

      Somut olayda davacı kredi veren ile davacı arasındaki kredi sözleşmesinde, dava konusu mobilya için kredinin verildiği açıkça anlaşıldığına göre, kullandırılan kredinin bağlı kredi olduğunu kabul etmek gerekir.Mahkemece, davalının satın aldığı mobilyanın kendisine teslim edilmediğine yönelik savunması üzerinde durulmadan ve teslimatın gerçekleşip gerçekleşmediği hususu araştırılmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 61,30 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 14.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Yargılama esnasında mahkemenin davalı bankayı bağlı kredi kapsamında proje garantörü olması sebebiyle, davalı inşaat firması gibi 320.000,00 TL'lik tüm sözleşeme bedelinin tamamından mı sorumlu tutacağı, yerel mahkemenin gerekçeli kararında da belirttiği gibi bağlı kredi hükümleri gereğince kredi tutarı üst limitiyle mi sorumlu tutacağı, yoksa sadece bankaya yapılan ve dava dilekçesinde bağlı kredi niteliğindeki kredi sözleşmesine istinaden yapılan ödemelerin durdurulması için talep edilen ancak verilip verilmeyeceği belirsiz olan tedbir kararı verilinceye kadar yapılan ödeme tutarı kadar mı sorumlu tutulacağı bilinmemektedir. Bağlı Kredi anlaşması bulunan, Ön Ödemeli Konut Satış Sözleşmelerinin ödemeleri ve sorumlulukları arasındaki karmaşıklık nedeniyle, işbu davanın dilekçemizde belirtilen haliyle ve mükerrer talep olmadığını belirtmek suretiyle açılması zarurudir....

        Maddesi gereği uyarlama yapılarak sözleşme bedelinde 170.000,00 TL artırıma gidilmesine karar verilmesini talyarlama yapılarak sözleşme bedelinde 170.000,00 TL artırıma gidilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, taraflar arasındaki inşaat yapım sözleşmesinin uyarlanması istemine ilişkindir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır....

          a karşı işlediği iftira suçu nedeniyle kurulan hükümde anılan madde ile indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini ve suça konu kredi kartıyla değişik zamanlarda nakit çekimi ve harcama yapılması sebebiyle cezasının TCK.nun 43/1. madde ve fıkrası uyarınca arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, suç işleme kastının bulunmadığına ve savunma hakkının kısıtlandığına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin (ONANMASINA), 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            nin temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı TCK.nun 245/1. madde ve fıkrasında düzenlenen başkasına ait banka veya kredi kartını kötüye kullanmak suçunun mağduru hesap sahibi olan gerçek ya da tüzel kişiler olduğu, aynı kişiye ait fakat farklı bankalarca tahsis edilmiş banka veya kredi kartı sayısı nedeniyle bağımsız suçtan bahsedilemeyeceği, aynı kişiye ait farklı bankalarca tahsis edilmiş birden fazla banka veya kredi kartının değişik tarihlerde kullanılması halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanacağı ancak, kart ve kullanım sayısı ile yarar miktarının TCK.nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde ve zincirleme suç hükümleri nedeniyle cezada yapılacak arttırım oranının belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilmeksizin iki ayrı mahkumiyet hükmünün kurulması, Kabul ve uygulamaya göre de; TCK.nun 245/1 ve 43. maddeleri uyarınca hükmedilen 3 yıl 9 ay hapis cezasından, TCK.nun 62. maddesi...

              Davalı T8 istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili banka aleyhine verilen ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının kullandığı kredinin bağlı kredi olmadığını, davacının ihtiyati tedbir kararı alındıktan sonra kararın uygulanmasını süresinde talep etmediğini, HMK'nın 393.maddesi uyarınca 1 haftalık yasal süre içerisinde kararın uygulanmasını istemediği için kararın ortadan kalktığını, alınan bilirkişi raporu ile bağlı kredi iddialarının haksız olduğunun doğrulandığını, kaldı ki bir an için kredinin bağlı kredi olduğu kabul edilse dahi 1 yıllık hak düşürücü sürenin sona erdiğini, konutun teslim edilmemesi durumunda konut satış sözleşmesinde veya bağlı kredi sözleşmesinde belirtilen konut teslim tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, davalı inşaat şirketinin 31/12/2018' de daireyi teslim ettiğini taahhüt ettiğini, buna göre bankanın 1 yıllık sorumluluk süresinin 31/12/2019'da sona erdiğini belirterek, müvekkil banka aleyhine konulan ihtiyati...

              KARAR Davacı, kendi adına kayıtlı olan dairenin davalıya devredilmesi, davalı adına kredi çekilmesi ve ancak kredi borcunun kendisi tarafından ödenmesi ve akabinde tapunun tekrar kendi adına tescili hususunda davalı ile yazılı sözleşme yaptıklarını, davalı adına çekilen kredi borcunun kendisinin ödemeye devam etmesi sırasında, davalının dava dışı şahsa muvazaalı olarak borçlanması nedeniyle dairenin icra müdürlüğünce üçüncü sahsa satıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, aksi halde evin değerinin ödenen kredi değerinden fazla olması nedeniyle fazlası saklı kalmak üzere 500 TL'nin tahsilini istemiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir....

                UYAP Entegrasyonu