Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

değerlendirilmesi gerektiği, davalıların tacir olup, basiretli şekilde hareket etmek ve ticari işlerinde daha dikkatli ve özenli davranmak zorunda oldukları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları da nazara alınarak 5.000,00 TL manevi tazminat takdir edildiği gerekçesiyle, maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminatı isteminin ise kısmen kabulü ile, hükmedilen tazminatın 18/08/2004 tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir....

    Asliye Hukuk (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava taraflar arasındaki franchising sözleşmesinin feshinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. ... Asliye Ticaret Mahkemesi, itilafın franchising sözleşmesinden kaynaklandığını bu tür davalara bakma görevinin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. ......

      K ) Somut olayda, davacının eşya zararının oluşması manevi tazminat istemesini haklı kılmaz. İlk derece mahkemesi tarafından manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi yerindedir." şeklinde karar verilmiştir. Dolayısı ile huzurdaki davada da davacı vekili sözleşmenin haksız feshinden dolayı manevi tazminat talep etmiş ise de, olayda manevi tazminat talep şartları davacı bakımından oluşmamış ve dahi davacının manevi tazminat talep hakkı ve bu talebini haklı kılacak olgular da ispatlanamamıştır. Bu nedenle manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

        Hukuk Mahkemesi'nin 2009/107 Esas, ve 2010/77 Karar sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açmış olup, bu dava sonucunda davanın reddine karar verildiğini ve sözleşmenin haksız olarak davalı tarafından tek taraflı olarak feshedildiğinin mahkeme kararıyla sabit olduğunu, davalı tarafın müvekkilinin işletmesinin hemen yanına ... şirketi adına bizzat kendilerinin işletmecisi olduğu bir market daha açarak müvekkili ile haksız rekabet yaptığını ve zarara uğrattığını, sözleşmenin feshinden dolayı müvekkilinin daha önce aylık cirosu 80.000 TL iken davalının mal vermeyip sözleşmeyi haksız feshinden sonra her ay zarar ettiğini ve şirketi kapatma noktasına geldiğini, müvekkilinin cirodan aylık %20 karı olduğunu, maddi zararın tespiti ile maddi tazminatın davalıdan tahsilinin gerektiğini, manevi yönden de müvekkilinin haksız feshedilen sözleşme nedeniyle ticari itibarının zedelendiğini iddia ederek müvekkilinin haksız fesih nedeniyle uğradığı ve satıştan yoksun kaldığı...

          Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, davalı ile yapılan bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği belirtilerek haksız fesih nedeniyle oluşan müspet zararının ve denkleştirme tazminatının tahsilinin talep edildiği; davalı tarafça, davacı ile bayilik ilişkisi kurulmadığı ileri sürülerek davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında bayilik sözleşmesinin kurulup kurulmadığı, sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedilip edilmediği, davacı yanın müspet zararının oluşup oluşmadığı, oluştu ise miktarı, davacının denkleştirme tazminatı isteminin yerinde olup olmadığı ve miktarı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmamaktadır. Ancak bayilik sözleşmesi yazılı şekil şartına tabi olmayıp, taraflarca sözlü olarak da kurulabilir....

            Mahkemece; dağıtıcı ile bayiler arasında tek bir ilişki 2 ayrı sözleşmeye konu edilmekte ise de amacın tek bir sözleşme yapma olduğu, istisnalar dışında aslında dağıtıcı ile bayiler arasındaki hukuki ilişkinin temelinin bayilik sözleşmesi olduğu, intifa veya kira sözleşmesinin akibetinin bayilik sözleşmesinin akibetine bağlı kalacağı, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sürenin dolması sonucu 18.12.2007 tarihi itibarıyla münfesih olduğu, bayilik sözleşmesinin sona ermesi kira sözlemesini de sona erdireceğinden davacının kâr mahrumiyeti talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olup Dairemizin 02/04/2014 tarih 2013/8696 Esas, 2014/6385 Karar sayılı ilamı ile "Dava, kira sözleşmesinin ifasının imkansız hale getirilmesinden kaynaklanan kar mahrumiyeti talebine ilişkindir....

              DELİLLER VE GEREKÇE; Asıl dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiği iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat ile denkleştirme (portföy) tazminatı, karşı dava ise marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, ref’i, men’i ve maddi ve manevi tazminat davasıdır. Her ne kadar davalı-karşı davacı tarafça portföy tazminatı ve mahrum kalınan kar için belirsiz alacak davası açılamayacağına dair savunma yapılmışsa da, somut olay açısından kar mahrumiyetinden kaynaklı zararın olup olmadığı ve denkleştirme nedeniyle talep edilebilecek tazminat varsa miktarının ancak yargılama aşamasında ticari defterler ve belgeler üzerinde yapılacak inceleme neticesi ortaya çıkacağından, davacı-karşı davalının taleplerini belirsiz alacak davası şeklinde ileri sürmesinde hukuki yararı bulunduğu kanaatine varılmakla, davalı-karşı davacının bu yöndeki tirazı kabul edilmemiştir....

                Davalı vekili; sözleşmenin feshinin haklı nedenlere dayanmadığını, müvekkilinin davacıya borcu olmadığı gibi belirli bir miktarda LPG alım taahhüdünün de bulunmadığını, bayilik sözleşmesinin ihlal edilmemesi nedeniyle davacının cezai şart ve kar kaybı taleplerinin yerinde olmadığını, ayrıca tüp bedellerine ilişkin talebin de haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                  - K A R A R - Davacı vekili; daha önce davalı şirket aleyhine açtıkları bayilik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğine ilişkin tazminat davasında, müvekkilinin iş yerini devraldığı dava dışı ... ile davalı şirket arasında yazılı bayilik ya da tek satıcılık sözleşmesinin bulunmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine dair verilen kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, fakat daha sonra dava dışı ... aleyhine açtıkları alacak davasında haricen davalı şirket ile dava dışı ... arasında imzalanmış Hizmet Noktası (Bayilik) Sözleşmesi bulunduğunu tespit ettiklerini, bu belgede bayilik sözleşmesine ilişkin tüm hususların düzenlenmiş olduğunu, yeni delil elde edildiğini bu nedenle yargılamanın yenilenmesi isteminin kabul edilerek kesinleşmiş mahkeme kararının kaldırılarak müvekkili lehine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

                    Dava; bayilik sözleşmesinin feshinden kaynaklanan şimdilik 5.000,00 TL maddi zarar ve 50.000,00 TL cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğine göre reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar 55.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. KARAR Açıklanan sebeple; Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu