na başvurulması ve borç muhtırası tebliği ile borçlu duruma getirilmesi olanağı bulunmadığından ...nün borç muhtırasının iptali talebine ilişkin ret kararı ile borç muhtırası tebliğ işlemi usul ve yasaya aykırı olduğundan şikayetin kabulüne karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6360 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesinin 1 nolu bendinde “Bu Kanundaki devir, tasfiye ve paylaştırma işlemlerini yürütmek üzere vali tarafından, bir vali yardımcısının başkanlığında, valinin uygun göreceği kurum ve kuruluş temsilcilerinin ve ilgili belediye başkanlarınınkatılımıyla devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonu kurulur....
Ticaret Odası'nın 02.01.2015 tarihli cevabı ile aracın tahmini değerinin 55.000 TL olabileceğinin bildirildiğini ileri sürerek icra müdürlüğünce borçlu şirkete güncel borç miktarını ödemesi için gönderilen muhtıranın iptalini talep ettiği, mahkemece, şikayetin kabulü ile ... Ticaret Odası'nın tespitine karşı mahkeme nezdinde açılmış bir itiraz davasının olmadığı, kıymet takdirinin mevcut haliyle kesinleştiği gerekçesiyle gönderilen borç muhtırasının iptaline karar verildiği görülmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava; bakiye borç muhtırasının iptali ve icra dosyasına yatırılan nakit teminatın dosya borcunu aşan kısmını borçlulara iadesine karar verilmesi şikayetidir. Karamürsel İcra Müdürlüğünün 2016/287 esas sayılı icra takip dosyasında, Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/132 esas 2015/244 karar sayılı ilamına dayalı olarak başlatılan takipte ilamın Yargıtay incelemesi sonrasında bozulduğu, iş bu kararın bir kısım davalılar tarafından temyiz edildiği, bir kısmı tarafından temyiz edilmediği, bozma sonrası yeniden yapılan yargılama ile verilen kararın (Gölcük 1....
İcra Müdürlüğünün 2018/45382 sayılı dosyasından takibe geçtiklerini, takibe borçlu yanca itiraz edildiğini, itirazın iptali davası açtıklarını itirazın iptali davasına verilen cevap dilekçesi ile İstanbul 31. İcra Müdürlüğünün 2015/22687 E. sayılı dosyasından davalının kendi talebi ile çıkarılan 17/01/2019 tarihli borç muhtırasından cevap dilekçesinin kendilerine tebliğ edildiği 17/05/20019 tarihinde haberdar olduklarını, 89/1 haciz ihbarnamesiyle 3. kişi bankadan tahsil edilen paranın tahsiline ilişkin taleplerde tahsilatı yapan icra müdürlüğünün iadeye karar verme yetkisi olmadığından alacaklı tarafın talebi doğrultusunda çıkarılan 17/01/2019 tarihli borç muhtırasının iptaline ve muhtıranın dayanağı olan icra müdürlüğü kararının da kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı-borçlu hakkında İstanbul 31....
Somut olayda, davacının; 24.08.2021 tarih ve 21.293,20 TL tutarlı bakiye borç muhtırasının kısmen iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, Aybastı Asliye Hukuk (İcra Hukuk) Mahkemesinin 14.07.2022 tarih ve 2021/17 E.-2022/21 K. sayılı kararı ile şikayetin reddine karar verildiği, davacı tarafından, şikayetin reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 07.12.2022 tarih ve 2022/2772 E.-2022/3724 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında şikayetin kabulüne karar verildiği, bu kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince temyiz talebinin reddine karar verildiği, bu kez son kararın temyiz konusu yapıldığı anlaşılmaktadır....
Aile Mahkemesinin 2020/349 esas sayılı dosyasında verilen 13/07/2020 tarihli tedbir nafakasının tahsilinin talep edildiğini, verilen tedbir nafakasının 03/06/2021 ve 04/11/2021 tarihli ara kararlar ile değişikliğe uğradığını, bu değişikliklere ilişkin icra emri gönderilmeden takibe devam edilmesinin yerinde olmadığını, icra müdürlüğünce bu değişiklikler ve davacı tarafından yapılan ödemeler dikkate alınmadan yapılan 12/01/2022 tarihli dosya hesabının ve bu hesaba göre gönderilen bakiye borç muhtırasının hatalı olduğunu belirterek borç muhtırasının iptaline karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda, Karahallı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/27 esas sayılı ara kararı ile borçlu aleyhine hükmedilen tedbir nafakasının tahsili için borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde; yenileme emri ve borç bildirim muhtırasının borçluya 21/03/2016 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, borçlu, itfa itirazı ile birlikte yenileme emrinde bildirilen faiz miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek ödeme emrinin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurmuş olup, borçlunun faize ilişkin şikayeti hakkında mahkemece herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olması yukarıda değinilen HMK'nun 297. maddesi hükmüne aykırıdır....
Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı alacaklıların icranın iadesinin dayanağı olan İİK'nun 40. maddesini kendi lehine yorumlayarak davaya konu borç muhtırasının iptalini talep etmekle mevcut alacağı sürümcemede bırakma çabası içerisinde olduğunu, yerleşik içtihatlar gereği; Yargıtay'ın bozma kararı kesinleştikten ve bozulan karar icra dairesine verildikten sonra, bozulan karar gereğince daha önce alacaklıya ödenmiş olan para ya da ona teslim edilmiş olan malın ayrıca hükme gerek kalmadan icra dairesince geri alınarak boçluya teslim edileceğini, söz konusu davada mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyduğunu ve bozma yönünde karar verdiğini ve kararın kesinleştiğini, davacı tarafça idari yargıda dava açılmadığını, bu durumda kesinleşmiş hüküm nedeniyle müvekkili idarenin, alacaklıya ödenen bedeller için icranın iadesi kurumuna başvurmasının hukuka ve yasaya uygun olduğunu savunarak şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21.11.2013 tarih 2013/122 E. 475 K. sayılı ilamının dikkate alınarak yapılan hesaplamada muhtıra tarihinde bakiye borç miktarının 64.835,41 TL olarak bildirildiği, icra mahkemesince; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi bozma kararı doğrultusunda bilirkişiden 22/01/2016 tarihli ek rapor alınmış buna göre bakiye 64.834,41 TL alacak kaldığı anlaşılmış ise de daha önceden davalı tarafın mahkeme kararını temyiz etmemiş olması nedeni ile aleyhe bozma yasağı ilkesi gereğince daha önce kesinleşen miktar olan 23.730,44 TL'den fazla tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle, takibin 23.730,44 TL üzerinden devamına karar verildiği, mahkeme kararının alacaklı ve borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir (Hukuk Genel Kurulunun 2011/12-177 Esas, 2011/300 Karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Bu durumda, mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay 8....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/176 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını, mahkemenin 2011/272 karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verdiğini, bu kararın 08.04.2013 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşen mahkeme kararının 19.08.2016 tarihli talepleriyle İcra Müdürlüğüne sunularak borçlunun mernis adresine icra emrinin gönderilmesini talep ettiklerini, Fethiye İcra Müdürlüğünün 2017/22862 esas dosyasında borçlunun bir miktar parası olduğunun görüldüğünü, güncel dosya kapak hesabının yapılarak dosyada bulunan meblağın müvekkili şirket hesaplarına yatırılması ve kalan borç içinde bakiye borç muhtırasının gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirket hesabına 10.10.2016 tarihinde 11.946,93 TL'nın yatırıldığını, Fethiye 1....