Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bozulması gerektiğini, borç olarak verildiğini belirten banka dekontuna itibar etmeyip davalının somut beyanlarına itibar ederek davayı hukuka aykırı olarak reddettiğini, 30.09.2018 tarihinde banka kanalı ile açıklama kısmına "BORÇ" yazılarak verilen 15.200,00 TL yine 30.09.2018 tarihinde banka kanalı ile açıklama kısmına "BORÇ" yazılarak havale edilen 200,00 TL tutarındaki toplam 15.400,00 TL tutarında alacağın davalı tarafa borç verildiğini defaten yapılan görüşmelerden sonuç alınmayınca icra takibine başlandığını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini, itirazın iptali davasında yerel mahkemenin dekontlara itibar etmeyip, davalının soyut beyanlarına itibar ederek davayı reddetmesinin usul, yasa ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Yargıtay içtihatları gereğince alacaklı tarafından henüz itirazın iptali davası açılmadan borçlunun itiraz ettiği borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkün olup, itiraza konu borç tamamen ödenirse, alacaklının itirazın iptali talepli dava açmakta hukuki yararı kalmaz. İtiraza konu borcun kısmen ödenmesi durumunda ise, itirazdan sonra ödenmiş olan kısım için itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmaz. Kısmi ödeme halinde alacağın takip tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar işlemiş olan faiziyle icra masraflarının hesaplanıp, Türk Borçlar Kanunu 100.madde gereğince kısmi ödemenin öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmesi suretiyle bakiye borç miktarının belirlenmesi ve itirazın iptali davasının bakiye borç miktarı üzerinden açılması gerekir (Yargıtay 6.HD, 31.01.2022, 2021/3234, 2022/401)....
(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 12/03/2003 gün, 2003/3- 118 Esas, 2003/158 Karar sayılı ilamı) Havale işlemi sırasında havale gönderen kişi bir açıklamada bulunmuş ise havale borç ödeme vasıtası olarak kabul edilmediği için gönderilen paranın borç olarak gönderilmediğini ispat yükü havale alacaklısında bulunmaktadır. Bir başka anlatımla havale dekontunda gönderilen paranın havale alacaklısına geri ödenmek üzere borç olarak gönderildiği yazılı ise artık havalenin borç ödeme belgesi olmayıp bir miktar paranın havale alacaklısına borç olarak gönderildiğini gösterir nitelikte olduğunun kabulü gerekir. Havale makbuzlarında gönderilen paranın geri verilmek üzere borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi halinde ise havale alacaklısı kişinin gerekçeli inkarda bulunmuş olması bu sonucu değiştirecek nitelikte değildir....
Özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz.Borçlunun temel borç ilişkisine dayalı bir borcun ödenmesi amacı ile kambiyo senedi düzenleyerek alacaklısına vermesi halinde temel borç ilişkisi varlığını devam ettirecek, buna karşılık kambiyo senedinin ifa uğruna değil de ifa yerine geçmek üzere düzenlenmesi halinde borcun yenilendiği kabul edilecektir. Kambiyo senedinin ifa uğruna düzenlemesi durumunda ise birisi temel borç ilişkisinden diğeri de kambiyo ilişkisinden doğan iki ayrı talep hakkı ortaya çıkacaktır. Davacı tarafından düzenlenen 07/03/2014 tarihli tahsilat makbuzunda 30/08/2014 vade tarihli 19.407,26 TL tutarlı çekin teslim alındığı belirtilmesine rağmen çekin "ifa yerine" verildiğine dair bir kayıt içermediği gibi davacıya verilen çekin borcun yenilenmesi amacıyla verildiğine dair tarafların açık iradelerini gösteren bir belge veya delilin davalı tarafça dosyaya ibraz edilmediği görülmektedir....
Özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz. Borçlunun temel borç ilişkisine dayalı bir borcun ödenmesi amacı ile kambiyo senedi düzenleyerek alacaklısına vermesi halinde temel borç ilişkisi varlığını devam ettirecek, buna karşılık kambiyo senedinin ifa uğruna değil de ifa yerine geçmek üzere düzenlenmesi halinde borcun yenilendiği kabul edilecektir. Kambiyo senedinin ifa uğruna düzenlemesi durumunda ise birisi temel borç ilişkisinden diğeri de kambiyo ilişkisinden doğan iki ayrı talep hakkı ortaya çıkacaktır. Davacı tarafından düzenlenen 07/03/2014 tarihli tahsilat makbuzunda 30/08/2014 vade tarihli 19.407,26 TL tutarlı çekin teslim alındığı belirtilmesine rağmen çekin "ifa yerine" verildiğine dair bir kayıt içermediği gibi davacıya verilen çekin borcun yenilenmesi amacıyla verildiğine dair tarafların açık iradelerini gösteren bir belge veya delilin davalı tarafça dosyaya ibraz edilmediği görülmektedir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/93 KARAR NO : 2022/787 DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) DAVA TARİHİ : 25/10/2016 KARAR TARİHİ : 04/10/2022 Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu aleyhine İzmir 23 İcra Müdürlüğü'nün ....... Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, ancak davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini, ve takibin bu nedenle durduğunu, davacı müvekkili ile davalının eskiye dayanan bir dostlukları olması hem de uzaktan akrabalıkları münasebeti ile müvekkilinin dönem dönem kendisine borç para verdiğini, verilen borç para miktarının 2013 yılının Nisan ayında 136.000,00....
İcra Müdürlüğü’nün ...E. sayılı dosyasından başlatılan icra takibine ilişkin olarak borç ve faiz yönünden haksız ve kötüniyetle itiraz etmiş olup; bu haksız ve kötüniyetli itirazı nedeni ile ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas dosyası ile 19.07.2016 tarihinde itirazın iptali davasını açıldığını, bu nedenle huzurdaki ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas dosyasında görülen itirazın iptali davası ile birleştirme talepli itirazın iptali davasını açmak gerektiğini, mahkememiz dava dosyasının ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/751 davası ile aynı hukuki ilişkiden doğduğundan birleştirilmesine karar verilmesini, yargılamanın ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ...esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmesini, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalıya 1.7.1997 tarihli sözleşme ile sattığı ve bilahre tapusunu da devir ettiği dükkanın ödenmeyen bakiye satış bedelinin tahsili talebiyle yaptığı icra takibine davalının vaki itirazının iptali talebiyle bu davayı açmıştır. davacının dayandığı 1.7.1997 tarihli sözleşmede satışa konu dükkanın 10.9.1999 tarihinde teslim edileceği kararlaştırılmıştır. Ancak dosya kapsamından halen, davacının dükkanın yapı kullanma iznini alarak kullanmaya Salih bir şekilde davalıya teslim etmediği sabit ve tartışmasızdır. Davalı savunmasında, dükkanın kendisine teslim edilmemesi nedeniyle 25.7.2001 tarihli ihtarnameyi göndererek bakiye borcu ödemediğini bildirip, uğradığı zarar içinde takas mahsup talebinde bulunmuştur....
Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. …” hükmünü içermektedir. Bu çerçevede tarafların alacak ve borçlarının mahsubu için, öncelikle, davacıya süresinde ödenmeyen birikmiş aylıkların belirlenmesi gerekmektedir. Bu tespitten sonra anılan madde metninde de belirtildiği üzere, davacıya yersiz ödenen aylık tutarlarının davacının alacaklarından mahsubu yapılırken, öncelikle, en eski tarihli yersiz ödenen aylık tutarı ile davacıya Kurumca ödenmesi gereken ilk aylık tutarından başlanarak borç ve alacak asıllarından mahsup yapılmalı, borç veya alacak asıllarından bakiye kaldığı takdirde bu tutara kanuni faiz uygulanmalıdır....
Temyiz Sebepleri Davacı, banka dekontlarının yazılı delil başlangıcı olduğunu, bu nedenle tanık dinlenebileceğini, davalının gönderilen paranın borç olarak gönderilmediği savunması karşısında ispat yükünün davalıya geçmiş olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, borç olarak gönderildiği iddia edilen paranın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. 2. İlgili Hukuk 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 102 nci maddesi: Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. 3....