WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, eldeki davada, davalı taraf ile arasındaki düzenleme şeklinde inşaat yapım sözleşmesi gereğince davalının ödemesi gereken 155.000,00 TL'nin bakiye 27.900,00 TL'sinin ödenmediğini ileri sürerek, takibe koyduğu bakiye bedel yönünden itirazın iptalini istemiş; mahkemece ise, davaya dayanak icra dosyasında, borcun sebebinin 04.02.2013 tarihli faturadaki KDV alacağı olduğunun belirtildiği, icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında ise borcun sebebi değiştirilerek asıl alacağın tam olarak tahsil edilememesinden kaynaklı alacak talebine dayanılması, bu şekilde takipteki talebin değiştirilmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, icra takibine konu ödeme emri incelendiğinde, takibe konulan 27.900,00 TL asıl alacağın dayanağının 04.02.2013 tarihli fatura olduğu belirtilmiş ancak KDV alacağı olduğu belirtilmemiştir....

    Mahkemece aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda şikayetin kabulü ile muhtıra tarihi olan 31.03.2013 tarihi itibariyle bakiye 38.301,81 TL alacak bulunduğuna karar verilmiştir. Hüküm, şikayet eden borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda, İcra takibinden sonra Maliye Bakanlığı ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı aracılığıyla yapılan kısmi ödemelerin BK 84 (TBK 100) maddesi gereğince öncelikle masraf ve faize mahsup edilmek suretiyle bakiye, asıl alacağın belirlenmesi, belirlenen bu bakiye asıl alacak matrah alınarak vekalet ücretinin ve faizin hesaplanması şeklinde sonuca gidilmesi gerekirken BK 84. maddesi ilkelerine uygun düşmeyen bilirkişi hesaplaması yöntemi ve 19.11.2009 - 18.10.2010 tarihleri arasında %23, 40, 19.10.2010 - 30.03.2013 arasında % 16,80 olan kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranı yerine % 30 üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesi doğru değildir....

      Hükme esas alınan ve kararın eki sayılan bilirkişi .... tarafından düzenlenen 07.01.2015 tarihli raporda, bakiye dosya borcunun hesaplanmasına ilişkin esas alınan takip çıkış alacak miktarının 304.665,15 TL olduğu anlaşılmaktadır. Borçlu tarafından alacaklı aleyhine mevcut takip dosyasına konu olan alacağa ilişkin olarak açılan menfi tespit davası sonucu verilen, .... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 18.04.2013 gün, 2011/726 E.-2013/371 K. sayılı ilamı ile mevcut takip dosyasına ilişkin olarak taleple bağlı kalınmak kaydıyla 50.000 TL yönünden borçlu olunmadığının tespitine karar verildiği ve bu kararın 15.09.2014 tarihinde kesinleşmiş olduğu, borçlu olunmadığının tespitine dair bu ilamın bilirkişi tarafından düzenlenen raporda bakiye dosya borcunun hesabında dikkate alınmadığı görülmektedir....

        İş Mahkemesi 29.01.2015 dava tarihinden, 25.11.2016 huzurdaki dava tarihine kadar geçen süre için işlemiş faiz tutarı 11.664,77 TL ,15.547,27 TL net yıllık izin ücreti alacağı yönünden hesaplamanın, söz konusu alacak tutarı için ıslah tarihi, huzurdaki davanın ikame tarihinden sonra olduğundan, alacak kaydı için asıl alacak tutarı dikkate alındığı, 4.595,34 TL net fazla çalışma ücreti alacağı yönünden hesaplamanın, söz konusu alacak tutarı için ıslah tarihi, huzurdaki davanın ikame tarihinden sonra olduğundan, alacak kaydı için asıl alacak tutarı dikkate alındığı, 3.881,89 TL net ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı yönünden hesaplamanın, söz konusu alacak tutarı için ıslah tarihi, huzurdaki davanın ikame tarihinden sonra olduğundan, alacak kaydı için asıl alacak tutarı dikkate alındığı, buna göre davacı yanın huzurdaki davanın ikame edildiği 25.11.2016 tarihi itibarıyla talep edebileceği toplam tutarın 30.718,90 + 11.664,77 + 15.547,27 + 4.595,34 + 3.881,89 = 66.408,17 TL olabileceği...

          Bakiye alacak talep edildiği tarihe göre, geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalıyor ise zamanaşımına uğramadığı kabul edilmelidir. Kısaca kısmi davadaki alacak miktarı belirlendiği tarihten itibaren öncelikle ileriye doğru gerçekleşen alacak için mahsup edilmeli, bakiye alacak ise ondan sonraki süreyi kapsamalıdır. İlk kısmi davada belirlenen alacak mahsup edildikten sonra bakiyenin talep edildiği tarihten geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalan alacak, alacaklı lehine hüküm altına alınmalıdır. Dosya içeriğine göre kısmi olarak açılan davada davacı vekili bilirkişi hesap raporundan sonra 07.03.2014 tarihli dilekçesi ile ıslah sureti ile alacakları arttırmış, davalı vekili ise ıslaha karşı zamanaşımı def'inde bulunmuştur....

            O halde, 11.06.2013 tarihinde yapılan hesaplama, alacaklının kısmi feragat beyanı ve TBK'nun 100. maddesi birlikte değerlendirilerek 26.06.2013 ödeme tarihi itibariyle dosya borcunun belirlenmesi ve belirlenen bu miktarın yapılan 26.06.2013 tarihli ödeme ile karşılanıp karşılanmadığı, karşılanmadığının belirlenmesi halinde ödemenin öncelikle faiz ve masraflardan mahsubu gözönünde bulundurularak ödeme tarihi itibariyle dosyada varsa bakiye asıl alacağın belirlenmesi ve bu bakiye alacak üzerinden muhtıra tarihi olan 05.08.2013 tarihine kadar işleyen faiz de eklenmek sureti ile muhtıranın denetimi yönünde yeniden rapor aldırılarak şikayetin sonuçlandırılması gerekirken bu hesaplama yöntemine uygun olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru değildir....

              İcra Müdürlüğü'nün ...Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının 292,36 TL asıl alacak ve 5,04 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 297,40 TL bakımından iptali ile takibin takip talepnamesindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin kısmın reddine, alacak likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Davalı tarafın ... 23. İcra Müdürlüğü'nün ......

                davacının bakiye alacağının 16.529,10 TL olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, kesinleşen ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/242 esas 2009/91 karar sayılı dosyasının incelenmesinde; bilirkişi raporunda belirtilen 23.529,10 TL alacak miktarı mahkemece tümüyle kabul edilmemiş, kararın gerekçesinde yazılı olduğu üzere, raporda belirtilen miktardan 2.208,00 TL’nin mahsubu ile davacıya ödenmesi gereken bedelin 21.721,10 TL olduğu belirtilerek, bu miktar üzerinden taleple bağlı kalınarak hüküm kurulmuştur....

                  den 46.868,42 TL alacağı bulunduğu, kısmi dava olarak 25.000,00 TL talepte bulunulduğu, 21.868,42 TL alacak daha istenebileceği halde protokol tarihinden itibaren faiz işletilerek hesap edilen alacağa dava tarihinden itibaren tekrar faiz hesap edilerek talep edilemeyeceği ancak ıslah ile talep ettiğinden alacağın yasal faizi ile kısmen kabulüne, davacının 46.868,42 TL'lik alacağının 25.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 14/01/2011 den itibaren yasal faizi ile, bakiye 21.868,42 TL'sinin ıslah tarihi olan 03/09/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 104/son maddesi, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 121/son maddesi ile 3095 sayılı Kanun'un 3. maddesi uyarınca temerrüt faizine faiz yürütülmesi mümkün değildir. Davacının dava dilekçesinde de açıkladığı ve protokolden de anlaşılacağı üzere ana para miktarı ve faizler toplamı olmak üzere bakiye alacak miktarı 76.868,42 TL’dir....

                    Takip başlatan davalı bakiye 8.000,00 TL alacak için sözleşmeyi dayanak göstermiş olup, dinlenen davalı tanıkları da işin yapıldığını bildirmiş ve dolaylı da olsa teslime ilişkin anlatımlarda bulunmuşlardır. Davacı iş sahibi tarafından gösterilen tanık ise; tadilat işleriyle ilgili olarak anlaşıldığını, davalıya ödemeler yapıldığını, davalının işi gereği gibi yapmadığını beyan etmiş ise de iş sahibi tarafından davalı yükleniciye yapılan bir ihtarname mevcut olmadığı gibi, işin eksik ve ayıplı olduğuna dair bir tespit de bulunmamaktadır. Bu durumda kural olarak işin iş sahibinin amacına uygun şekilde yapıldığının kabulü zorunlu olup, iş sahibinin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Ödemenin kanıtlanması ise açık muvafakat olmadığından tanık anlatımıyla değil yazılı belgeyle mümkündür....

                      UYAP Entegrasyonu