Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda: "Dava TMK 309 Maddesi gereği ana babanın rızasının tespiti mümkün olmadığı takdirde TMK 311- 312 Maddeleri gereği ana baba rızasının aranmamasına ilişkindir....

Ancak yardım nafakası talebinin kabulü yönünde koşullar sağlanmakla birlikte, her ne kadar davacının talebi 3000,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak kendisine verilmesi yönünde olsa da, davacının yaşam koşullarını sadeleştirebileceği aşikar olup, davalı babanın mevcut gelirinin emekli maaşına ek olarak çalışmakta olduğu işten kaynaklı yüksek olduğu ancak bu gelirin işten çıkarılma halinde önemli ölçüde azalacağı ve davalı babanın böyle bir durumda yoksulluğa düşme ihtimali dikkate alınarak ve yine davacının annesinin de yüksek gelirli olarak çalışmakta olduğu tıpkı davalı baba gibi davacıya yardım sorumluluğu olduğu dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir karar verilmesi gerekmiş bu nedenle davacının talebinin kısmen kabul kısmen reddine..." dair karar verildiği görülmüştür....

TMK'nın 328/1 maddesi hükmü gereğince; "Ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. " aynı yasanın 2.fıkrasında ise; "Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyor ise ana ve babanın durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler." hükmü mevcut bulunmaktadır. TMK'nın 364. maddesine göre; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür." Aynı kanunun 365/2 maddesinde de; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." düzenlemesi yer almıştır. Hukuk Genel Kurulunun 07/10/98 gün ve 1998/656- 688 sayılı ilamında da; " .........

Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı ididasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “Genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır....

    Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı ididasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “Genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır....

      yaptırmak için dahi annesine göstermediğini, küçük çocuğun görüş günlerinde de davacı anneye düzenli gösterilmediğini, davacı annenin ayrı ev tuttuğunu, çocuğun odasını dahi hazırladığını, çocuğa anne hakkında kötü şeyler söylendiğini, anne öldü dedirtildiğini, davalı babanın psikolojik sorunları olduğunu, sürekli psikiyatri ilaç kullandığını, küçük çocuğun da anne ile yaşamak istediğini, anne şefkatine ve bakımına muhtaç olduğunu, bu nedenlerle çocuğun geçici velayetinin tedavisine başlanması, bakımı ve beslenmesi için dava sonuçlanıncaya kadar davacı anneye verilmesini yine dava sonunda kalıcı velayetinin davalıdan alınarak davacı anneye verilmesini talep etmiştir....

      Tespit isteği 2828 sayılı Yasadan kaynaklanmaktadır. 2828 sayılı Yasa uyarınca çıkarılan Korunmaya Muhtaç Çocukların işe Yerleştirilmesine ilişkin Tüzüğün 7. maddesinde "bu tüzük hükümlerinden yararlanmak isteyenler, 18 yaşını tamamladıkları tarihten itibaren bu kurum ve kuruluşlarına kurum aracılığıyla başvururlar. Başvuru sahibinin geçmişte bir sosyal hizmet kuruluşunda kaldığının ve korunduğunun belgelenmemesi halinde, bu hususun tespiti mahkeme kararıyla olur hükmü yer almaktadır. Bu hükümdeki "mahkeme" ibaresinin korunma kararının esasında yetkili olan mahkemeleri ifade ettiği açıktır. Mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgilidir....

        Mahkeme ise; ölen çocuğun yaşı, gelir elde etmeye başlayıp davacı babasına destek olacağı tarih, ölenin gelir elde etmeye başlayacağı zamana kadar davacı babanın çocuk için yapmak zorunda kalacağı giderler gibi kriterler dikkate alındığında, davacı babanın ölen çocuğu için yapacağı yetiştirme ve bakım masrafının, çocuğun destek olması ile sağlayacağı katkıdan daha yüksek olacağı gerekçesiyle, davacı babanın destekten yoksun kalma tazminatı talep hakkının olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Anılan bu değerlendirmelerin tamamı, yerel mahkeme tarafından bizzat yapılmış, hakimin hukuki bilgisi ile çözebileceği destekten yoksun kalma tazminatı konusunda, alınan bilirkişi raporuna itibar edilmediği belirtilmiştir. Davacı baba, ölen 1,5 yaşındaki çocuğunun gelecekteki muhtemel (farazi) desteğinden yoksun kaldığını iddia etmektedir....

          in ... kızı olduğunun tespiti ile babasının nüfus kütüğüne yazılmasını istemişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; HUMK nun 388. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında taraflara yüklenecek hak ve borçlar ile tanınan hakların açık şüphe ve tereddüte yol açmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Somut olayda, ...'in ... İlçesi ... Köyü Cilt No:..., Hane No:... numaralı hanede bulunan babası kaydına yazılmasına karar verilmiş ise de, bu hanedeki kayıtlı kişilerden babanın kim olduğu açıkça belirtilmeden infazda şüphe ve tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            in ... kızı olduğunun tespiti ile babasının nüfus kütüğüne yazılmasını istemişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; HUMK nun 388. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında taraflara yüklenecek hak ve borçlar ile tanınan hakların açık şüphe ve tereddüte yol açmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Somut olayda, ...'in ... İlçesi ... Köyü Cilt No:..., Hane No:... numaralı hanede bulunan babası kaydına yazılmasına karar verilmiş ise de, bu hanedeki kayıtlı kişilerden babanın kim olduğu açıkça belirtilmeden infazda şüphe ve tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu