Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30/01/2018 NUMARASI : 2016/41 ESAS - 2018/64 KARAR DAVA KONUSU : Babalık (Kurulan Soybağına İtiraz Ve İptal) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının 1942 doğumlu olduğunu, Mustafa ve Şazide (Mustafa ve Tutuş kızı) den dünyaya geldiğini, babasını 1941 yılında anne karnındayken kaybettiğini, genetik anne ve babasının resmi nikahı olmadığı için nüfusta dedesinin babası olarak gösterildiğini, anneannesi de vefat ettiği için anne olarak Nazende isimli köydeki dul bir kadının gösterildiğini bu durum da genetik annesi Şazide'nin nüfusta ablası olarak görüldüğünü, dayılarının tamamının büyük abileri olarak görüldüğünü, müvekkilinin dayısı olarak gözüken Ziya Kaya’nın kızı olan Naciye ile evlendiğini...

Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2009 tarih, 2008/30 E. ve 2009/96 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, kişinin genetik-biyolojik kökeni kendisine ait olmayan çocuğu reddetme hakkı en temel haklarından birisidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 286. maddesinde, kocanın, çocuk ve anne aleyhine açacağı soybağının reddi davası ile babalık karinesini çürütebileceği, 289. maddesinde ise kocanın soybağının reddi davasını doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıllık süre içinde açması gerektiği, gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalkmasından sonra başlayacağı hükme bağlanmıştır. 289.maddede yer alan "her halde doğumdan başlayarak beş yıl" ibaresi Anayasa Mahkemesinin 25.06.2009 tarih ve 2008/30 Esas, 2009/96 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş, bu iptal kararı 07.10.2009 tarihli 27369 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir....

    Davalı ... evlilik birliği içinde doğduğu için davacılar vekilinin ileri sürüdüğü üzere dava, Türk Medeni Kanununun 294.maddesi gereği sonradan evlenme yolu ile kurulan soybağına itiraz davası niteliğinde olmayıp, mahkemenin kabulünde olduğu şekilde 291.madde kapsamında kocanın altsoyu tarafından açılan soybağının reddi davasıdır. Davacılar vekili, davalı ...'nin İbrahim'in kızı olmadığı ve İbrahim'in bu durumu bilerek davalıyı kendi çocuğu gibi nüfusa kaydettirdiğini ileri sürmüş, davalı vekili ise iddiaları cevap dilekçesi ile reddettiği ve İbrahim'in davalının kendi çocuğu olmadığını bildiğine dair bir iddia ileri sürülmediğine göre, ...'in davalı ...'nin kendi kızı olmadığını başlangıçta veya sonradan öğrenip bildiğine dair soyut beyanlar dışında dosyaya somut delil sunulmadığı, davacıların ise 291.madde kapsamında babalarının ölümü üzerinden bir yıl geçmeden eldeki davayı açtıklarına göre, davanın hak düşürücü süre içinde açıldığının kabulü gerekmektedir....

      Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemi ile açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalar da, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; İkincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve "genetik Annenin kocası olmayan" kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır....

      Çocukla davalıların mirasbırakanı Kamil arasında soybağı, ana ve babasının sonradan evlenmesiyle kurulmuştur. Sonradan evlenmeyle kurulan bu soybağı iptal edilmemiştir. Babalık davasının konusu bulunmamaktadır. Konusu bulunmayan davanın reddi gerekirken babalığa hükmedilmesi isabetsizdir. Hüküm, açıklanan sebeple bozulmalıdır. Sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum....

        Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “Genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır. Mahkemece belirlenen genetik annenin, çocuğun doğduğu tarihte evli bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK'nın 285. maddesinde yazılı babalık karinesi nedeniyle genetik annenin kocası olan erkek, baba sıfatını kazanacaktır....

          Dairemizce dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; Dava nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğindedir. 4787 sayılı Kanunun 4.maddesi: "Aile mahkemeleri, aşağıdaki dava ve işleri görürler: 1. 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun İkinci Kitabı ile 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler, 2. 20.5.1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi, 3. Kanunlarla verilen diğer görevler. " şeklinde düzenlenmiştir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/5218 Esas - 2017/2742 Karar sayılı ilamı, "...Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır....

          Dairemizce dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; Dava nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğindedir. 4787 sayılı Kanunun 4.maddesi: "Aile mahkemeleri, aşağıdaki dava ve işleri görürler: 1. 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun İkinci Kitabı ile 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler, 2. 20.5.1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi, 3. Kanunlarla verilen diğer görevler. " şeklinde düzenlenmiştir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/5218 Esas - 2017/2742 Karar sayılı ilamı, "...Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır....

          Ne var ki, ikinci talep içerisinde yer alan, küçüklerin genetik babası ... hanesine kayıt istemi; küçüklerin 23/04/2007 ve 18/08/2009 tarihinde gerçek anne ve babası olduğu iddia edilen ... ve ... arasında evlilik ilişkisi bulunmadığı, evlenme tarihlerinin 10/12/2014 olduğu anlaşıldığından, baba yönünden soybağının düzeltilmesi talebidir. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hâkim hükmü ile kurulur. Esasen, soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir....

            Ne var ki, davacının genetik anne ve baba hanesine kayıt istemi, anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi talebi ise de, anne ve baba arasında evlilik ilişkisi bulunmadığından, baba yönünden soybağının düzeltilmesi talebidir. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen, soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....

              UYAP Entegrasyonu