Bu dava ana ve kocaya karşı açılır." şeklinde düzenlendiğini; Kanunun lafzı ve uygulamada da oldukça açık olduğu üzere Aile Mahkemelerinin görev alanına giren soybağına ilişkin davalarda babalık karinesi bulunması zorunluluğu bulunduğunu; Somut olayda taraflar arasında asla bir evlilik birlikteliği gerçekleşmemiş olup, reddi talep edilecek bir babalık karinesi de bulunmadığını; Bu sebeple işbu uyuşmazlığın Aile Mahkemelerinde çözülmesi ve görülmesinin mümkün olmadığını; Yargıtayın içtihat birliği içerisinde olduğu kararları uyarınca soybağı davalarını ve nüfus davalarını birbirlerinden ayıran en önemli unsurun, baştan itibaren kaydın hatalı olması durumu olduğunu; Kararın kaldırılarak, Asliye hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu yönünden yeni bir karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/515 KARAR NO : 2022/544 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MİLAS AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2021 NUMARASI : 2021/169 ESAS 2021/1325 KARAR DAVA KONUSU : Babalık (Kurulan Soybağına İtiraz Ve İptal) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi, gereği düşünüldü. GEREKÇE: Davacı vekili 07/11/2003 tarihli dava dilekçesinde özetle; 11/01/1964 doğumlu davacının, davalıların evlilik birliği içinde doğması nedeniyle davalı T6 nüfusuna kayıtlı olduğunu, ancak davacının gerçek (biyolojik) babasının R.A.A. olduğunu belirterek kayden baba ile davacı arasındaki soybağının reddine karar verilmesini istediği anlaşılmıştır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/515 KARAR NO : 2022/544 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MİLAS AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2021 NUMARASI : 2021/169 ESAS 2021/1325 KARAR DAVA KONUSU : Babalık (Kurulan Soybağına İtiraz Ve İptal) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi, gereği düşünüldü. GEREKÇE: Davacı vekili 07/11/2003 tarihli dava dilekçesinde özetle; 11/01/1964 doğumlu davacının, davalıların evlilik birliği içinde doğması nedeniyle davalı T6 nüfusuna kayıtlı olduğunu, ancak davacının gerçek (biyolojik) babasının R.A.A. olduğunu belirterek kayden baba ile davacı arasındaki soybağının reddine karar verilmesini istediği anlaşılmıştır....
DAVA TÜRÜ :Evlenme İle Kurulan Soybağına İtiraz KARAR DÜZELTME İSTEYEN :Davalı Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 07.11.2012 gün ve .... sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Davalı ..., davacı ... ile eşi ... tarafından evlenme tarihlerinden sonra evlilik dışı çocukları olarak yapılan bildirim ile tescil edilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesi uyarınca olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme hakime aittir. Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 292 ve devamı maddeleri uyarınca sonradan evlenme ile kurulan soybağına itiraz davasıdır. Aynı yasanın 294/son maddesindeki yollama nedeniyle 300. maddede düzenlenen hak düşürücü sürelere tabidir....
Bu hükmün ikinci fıkrasında yer alan "Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkındaki bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde, hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar" hükmü, Anayasa Mahkemesinin 27.10.2011 tarihli 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararıyla; aynı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan "Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinda dava açılabilir" hükmü ise, Anayasa Mahkemesinin 15.03.2012 tarihli ve 2011/116 Esas, 2012/39 Karar sayılı kararıyla çocuk yönünden iptal edilmiş; ikinci fıkrayla ilgili iptal kararı 07.02.2011 tarihli 28197 sayılı; dördüncü fıkrayla ilgili iptal kararı ise, 21.07.2012 tarihli 28360 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış; her iki iptal kararında, iptal hükmünün kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe gireceğinin kararlaştırılması sebebiyle, ikinci fıkrayla ilgili iptal hükmü 07.03.2012...
Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmî sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi sözkonusudur....
Esasen, soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmî sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi sözkonusudur....
Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmî sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi sözkonusudur....
Somut olayda kesin yetki kuralı bulunmayıp ancak davalılar tarafından bu hususun ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde yetki hususu dikkate alınır. Hâkim, yetkinin kesin olmadığı hallerde, bu hususu re'sen nazara alamaz. Buna göre davanın, ilk açıldığı yer mahkemesi olan İncesu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu nedenle, davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin İncesu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi anlaşıldığından 6100 sayılı HMK'nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince İncesu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine ve dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur....