Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, söz konusu yanlış kaydın düzeltilmesi, soybağı davaları ile değil açılacak kayıt düzeltme davası sonucunda gerçekleşecek (MK m.39) ve bu dava her türlü delil ile ispat edilebilecektir. Gerçek annenin tespit edilmesi sonrasında ise babalık karinesine dayalı olarak babanın belirlenmesi mümkündür. TMK hükümlerine göre soybağının reddi davası ancak babalık karinesi kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Soybağının Reddi-Babalık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm babalık davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.10.2007...

      DAVA TÜRÜ :Babalık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. ... Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 54. maddesinde gösterildiği biçimde dilekçe ile müdahale isteminde bulunmamış, davaya usulüne uygun katılmamıştır. Temyiz eden ... davada taraf durumuna gelmediğine göre babalık davası sonunda oluşan hükmü temyiz de hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle temyiz dilekçesinin reddeni karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Açıklanan nedenle temyiz dilekçesinin REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi. 13.12.2006 (Çrş.)...

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, tedbir -iştirak nafakası, tedbir- yoksulluk nafakası ve maddi - manevi tazminat miktarını istinaf etmiştir. Davalı erkek vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, davanın kabulünü, velayeti, kadın lehine tedbir - iştirak nafakası, tedbir - yoksulluk nafakası ve maddi - manevi tazminat verilmesini, erkek lehine maddi - manevi tazminat verilmesini istinaf etmiştir....

        Bunun sonucu olarak davacı, kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan kendi eşi hakkında bu eylemden dolayı, (geçimsizlik veya zina nedeniyle) boşanma davası açmadığı, manevi tazminat istemediği veya dava açıp, sonradan manevi tazminat isteğinden vazgeçtiği veya sadece kendi eşine karşı Türk Medeni Kanunu'nun 174/2 maddesine dayanarak manevi tazminat davası açıp manevi tazminat aldığı hallerde; Türk Medeni Kanunu'nun 161/3 maddesi gereğince kendisine karşı müteselsil sorumlu olan ve eylemin tarafı olan eşini affettiği kabul edileceğinden, eşten manevi tazminat alınan halde ise, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince davalıdan ayrıca manevi tazminat alınması mümkün olmadığından Borçlar Kanunu'nun 147/2. maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması mümkün değildir....

          Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/541 Esas, 2021/694 Karar sayılı 16.09.2021 tarihli kararı ile küçüğü babalık davasında temsil etmek üzere İlkercan Polat'ın küçüğe kayyım olarak atanmasına karar verildiği, kararın 11.11.2021 tarihinde kesinleştiği, küçüğü temsilen kayyımı tarafından babalık açma davasını içerir şekilde Av. T2 vekaletname verildiği, dosyaya ibraz edildiği görülmüştür. Dava, çocuk tarafından açılan babalık davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın anne tarafından açılan babalık davası olduğu tespiti ile TMK'nun 303/1.madde gereğince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İlk derece mahkemesince küçüğe kayyım atanması için ihbarda bulunulması, davacı küçüğün davada temsilinin sağlanması gerekirken bu husus yerine getirilmediği gibi davacının anne olarak nitelenmesi doğru görülmemiştir. Çocuk tarafından açılan babalık davası yönünden hak düşürücü süre söz konusu değildir....

          davalı T1'e verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, Davacı-karşı davalının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 8.000,00 TL manevi tazminatın davalı-karşı davacı T4'den alınarak davacı-karşı davalı T1'e verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, B-Karşı davanın davacısı T4 tarafından açılan boşanma davası yönünden; Davanın KABULÜNE; tarafların TMK’nın 166/1- 2 maddesi gereğince BOŞANMALARINA, Davalı karşı davacının ağır kusurlu olduğuna kanaat getirildiğinden Maddi ve Manevi Tazminata ilişkin taleplerinin REDDİNE,"karar verilmiştir....

          Manevi zararın tespiti istemine ilişkin olarak; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Zarar görene tanınmış olan manevi tazminat hakkı kişinin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda öngörülen bir tazminat türüdür. Amacı ise kişinin, hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığıdır....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Dava, ana tarafından açılan TMK.nun 301. madde kapsamında babalık davası, 304. madde kapsamında ananın mali haklarına yönelik maddi tazminat ve çocuk için iştirak nafakası isteklerine ilişkindir....

            vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan kocanın ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden davacı koca yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmadığından bahisle bozulduğu, mahkemenin 2012/932 Esasına kaydedildiği, yeniden yapılan yargılama sonunda davacı koca lehine manevi tazminata hükmedildiği, verilen kararın kesinleştiği, boşanma kararı kesinleştikten sonra davalı Habibe'nin davalı T3 ile evlendiği, T5 davalı Habibe'nin eşini terkettiği 2006 yılından sonra doğduğu ancak boşanma davası devam ettiği için davalı Habibe tarafından davacı T1 nüfusuna kaydettirildiği, davalıların da bu durumu açıkça kabul ettikleri anlaşıldığından davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu