Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Mahkemece davanın tanıma beyanının tespitine ilişkin olmayıp, TMK'nun 301. maddesinde düzenlenen babalık davası olduğu, babalık davasının anne ve çocuk tarafından açılabileceği, baba olduğunu iddia eden davacının babalık davası açmakta aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davalıya ait nüfus kaydının incelenmesinde; Yaman Aras isimli çocuğun 18/11/2019 doğumlu olarak davalı annenin bekarlık hanesine 02/03/2021 tarihinde tescilinin yapıldığı, baba ile soy bağının bulunmadığı görülmüştür. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir....

Sigorta Şirketi'nden ise dava tarihi olan 19/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde mükerrer olmamak şartıyla müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, a-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalılar ... AŞ, ...' ve ... Sigorta Şti'den alınarak bu davacıya verilmesine, b-Red olunan manevi tazminat davası yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil eden davalı ... İnş AŞ ve ... Sigorta Şti'ne verilmesine, 6-Davacı ... için eşi ...'in yaralanmasına dayalı açtığı manevi tazminat davasının REDDİNE, a-Red olunan manevi tazminat davası yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil eden davalı ... İnş AŞ ve ... Sigorta Şti'ne verilmesine, 7-Davacı ...'...

    İstinaf Sebepleri Davalı vekili, babalık davası , doğum giderleri konusunda verilen kararlar, çocuğa verilen nafaka ve miktarı ile davacı tarafın tazminat (maddî-manevî) talepleri ile ilgili hüküm kurulmaması yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından; velayet, kişisel ilişki, nafaka ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet kendisine verilmeyen taraf ile ortak çocuk arasında kurulacak kişisel ilişki de çocukların üstün yararı yanında analık ve babalık duygularının da tatmin edilmesi gerekmektedir....

        Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası, tedbir nafakası davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, .. ve ..... velayeti ve kişisel ilişki yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin davası, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır....

          Aile Mahkemesi ise, küçüğün gerçek babası olduğu iddia edilen Hasbi yönünden açılan davanın babalık davası olduğundan bahisle bu davanın tefrikine karar vererek nüfus kaydında düzeltim istemine ilişkin dava yönünden asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; Yargıtay 17. Hukuk Dairesince .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiş; ancak .... Aile Mahkemesince elinde tutulan babalık davası yönünden Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/12/2014 tarih ve 2014/22124-18749 E.K. sayılı ilamında da davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu, soybağı kurulması ile ilgisi bulunmadığının açıklanmış olduğu anlaşıldığından dava asliye hukuk mahkemesinin görevi kapsamında bir bütün olarak nüfus kayıt düzeltimine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olaya; davaname ile, nüfus kaydında davalı ... ve ...'ın çocuğu olarak görünen davalı ...'ın, gerçekte davalıla.....ve ...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve kişisel ilişki süresi yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, kendi yararına hükmolunan nafaka miktarları ile kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece ortak çocuk Duru'nun velayeti davalı-davacı anneye bırakılmış, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki düzenlenmiştir....

              Bunun sonucu olarak davacı, kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan kendi eşi hakkında bu eylemden dolayı, (geçimsizlik veya zina nedeniyle) boşanma davası açmadığı, manevi tazminat istemediği veya dava açıp, sonradan manevi tazminat isteğinden vazgeçtiği veya sadece kendi eşine karşı Türk Medeni Kanunu'nun 174/2 maddesine dayanarak manevi tazminat davası açıp manevi tazminat aldığı hallerde; Türk Medeni Kanunu'nun 161/3 maddesi gereğince kendisine karşı müteselsil sorumlu olan ve eylemin tarafı olan eşini affettiği kabul edileceğinden, eşten manevi tazminat alınan halde ise, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince davalıdan ayrıca manevi tazminat alınması mümkün olmadığından Borçlar Kanunu'nun 147/2. maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması mümkün değildir....

                Bunun sonucu olarak davacı, kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan kendi eşi hakkında bu eylemden dolayı, (geçimsizlik veya zina nedeniyle) boşanma davası açmadığı, manevi tazminat istemediği veya dava açıp, sonradan manevi tazminat isteğinden vazgeçtiği veya sadece kendi eşine karşı Türk Medeni Kanunu'nun 174/2 maddesine dayanarak manevi tazminat davası açıp manevi tazminat aldığı hallerde; Türk Medeni Kanunu'nun 161/3 maddesi gereğince kendisine karşı müteselsil sorumlu olan ve eylemin tarafı olan eşini affettiği kabul edileceğinden, eşten manevi tazminat alınan halde ise, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince davalıdan ayrıca manevi tazminat alınması mümkün olmadığından Borçlar Kanunu'nun 147/2. maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması mümkün değildir....

                  Bunun sonucu olarak davacı, kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan kendi eşi hakkında bu eylemden dolayı, (geçimsizlik veya zina nedeniyle) boşanma davası açmadığı, manevi tazminat istemediği veya dava açıp, sonradan manevi tazminat isteğinden vazgeçtiği veya sadece kendi eşine karşı Türk Medeni Kanunu'nun 174/2 maddesine dayanarak manevi tazminat davası açıp manevi tazminat aldığı hallerde; Türk Medeni Kanunu'nun 161/3 maddesi gereğince kendisine karşı müteselsil sorumlu olan ve eylemin tarafı olan eşini affettiği kabul edileceğinden, eşten manevi tazminat alınan halde ise, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince davalıdan ayrıca manevi tazminat alınması mümkün olmadığından Borçlar Kanunu'nun 147/2. maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması mümkün değildir....

                    UYAP Entegrasyonu